BMW, MINI ile diğer üreticilerin görmediğini görmüş, güzel tasarımlı, bolca kişiselleştirme olanağı olan, keyifl i sürüşe sahip bir küçük otomobile insanların daha fazla para vereceğini doğru tahmin etmişti.
Zaman BMW’nin ne kadar haklı olduğunu gösterdi ve diğer üreticileri bu sınıfta bir model üretmeye zorladı. Citroen’in ayrı bir marka olarak lanse ettiği DS’in ilk modeli DS3’ten sonra Audi’nin A1 de bu tip bir otomobil ve markayı daha önce deneyimi olmayan bir sınıfa yöneltiyor.
A1 aslında pek yeni bir fikir değil. Otomobile ilham veren konsepti 2007 yılının Tokyo Otomobil Fuarı’nda, Metroproject Quattro adıyla görmüştük ve şimdi karşımızda A1 var. Alman üretici A1’i, modern ve eşi olmayan bir tasarıma sahip, sınıfının en sportif otomobili olarak tanımlıyor.
Tasarım gerçekten de oldukça ilginç: Düz bir çizgide arkaya doğru uzanan omuz çizgisi A1’e bir coupe görünüşü kazandırırken, gövde rengine kontrast oluşturan tavan ve ilginç bir eğime sahip C sütunu farklı görüntüyü destekleyen unsurlar. Otomobilin ön tasarımı konsept ile büyük benzerlik gösteriyor, burada en çok dikkat çeken detaylar arasında LED’li gündüz farları var. Bu özelliği daha önce daha lüks Audi modellerinde de görüyorduk.
A1’in 0.32 cd’lik rüzgar direnç katsayısı ile sınıfının en aerodinamik otomobili. A1’in uzunluğu 3950 mm (MINI 3699 mm), genişliği 1740 mm, yüksekliği 1420 mm iken, dingil mesafesiyse 2470 mm (MINI 2467 mm) olarak belirtiliyor. Bu ölçüler A1’in MINI’den biraz daha uzun bir
otomobil olduğunu gösteriyor. Önden çekişli bir şasiye sahip olan A1, altyapısını VW Polo, Seat Ibiza ve Skoda Fabia gibi otomobillerle paylaşıyor. Bu da önde MacPherson arkadaysa torsiyon çubuğu barındıran süspansiyon sistemi anlamına geliyor. Ancak süspansiyon sisteminin kardeşlerinden daha keyifl i sürüş özellikleri sunması için, A1’e özel olarak elden geçirilmiş.
Etkileyici tasarım kabin içinde de devam ediyor, evet belki MINI kadar orijinal olduğu söylenemez ama ilginç olduğu aşikar. Özellikle de uçakların kanat tasarımından etkilenerek geliştirilmiş konsol ve jet türbinlerinden esinlenerek tasarlanmış havalandırma ızgaraları farklılaştırma anlamında atılmış adımlar. Kabinde MINI’deki gibi geniş kişiselleştirme özellikleri yer alırken, iç aydınlatmanın tamamen LED’lerden oluşması da ilginç bir özellik. Bagaj hacmi 267 litreyken, arka koltukların katlanmasıyla bu hacim 920 litreye kadar çıkabiliyor. Üst model Audi’lerde bulunan MMI sistemi de A1’de opsiyon olarak sunuluyor.
A1 ilk olarak iki benzinli ve iki dizel olmak üzere dört motor seçeneğiyle satışa sunulacak: Benzinli motorlar 1.2 TFSI (86 HP güç ve 160 Nm tork) ve 1.4 TFSI (122 HP güç, 200 Nm tork), dizellerse 1.6 lt’lik TDI’ın 90 ve 105 HP’lik versiyonları. 122 HP’lik benzinli motor, otomobilin 9.2 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını sağlarken bu motor seçeneği 7 kademeli S-tronic şanzımanla da alınabilecek. Bu şanzımanla A1’in yakıt tüketim değeri 5.1 lt/100 km. 86 HP’lik giriş seviyesi seçeneği de 5.1 lt/100 km yakıt tüketim değerine sahipken CO2 emisyonu 119 g/km. 105 HP gücündeki dizel, 10.8 saniyede 0-100 km/s hızlanmasını tamamlarken, ortalama tüketimi 3.9 lt/100 km. 90 HP’lik dizeldeyse bu değerler 12.2 saniye ve 3.8 lt/100 km. 90 HP’lik dizel 99 g/km’lik CO2 emisyon değeriyle Avrupa’da vergiden muaf olduğu için premium küçük sınıfta önemli bir avantaj elde etmiş oluyor. Tüm motorlarda direkt enjeksiyon ve turbo beslemenin yanısıra Audi’nin “modular efficiency platform” adını verdiği teknolojik yeniliklere sahip. Bunlar arasında stop-start sistemi ve fren esnasında ortaya çıkan enerjiyi depolayan enerji geri kazanım sistemleri yer alıyor.
Avrupa’da 16.000 Euro’dan başlayacak fiyatlarla satılacak olan A1, MINI’den biraz daha pahalı. Yılın sonuna doğru Türkiye’ye gelecek A1 ile ilgili fiyatlar henüz açıklanmazken, Audi’nin hedefi MINI’den daha ucuz olmak olacak. A1 eğer MINI’nin tahtını ele geçirmek istiyorsa bunu fiyatıyla değil sürüş özellikleriyle yapmalı. Bu konuda da rakibine kafa tutabilirse Ingolstadt amacına ulaşacaktır. Bekleyip göreceğiz.
EKOTRENT