Avusturya hapishanelerinde "tövbekar DEAŞ’lı" mahkumlar

Son 5 yılda başta terör örgütü DEAŞ üyeleri olmak üzere cezaevlerindeki radikal eğilimli gençler ile görüşen Avusturya Cezaevleri Din Görevlileri Başkanı Demir: - "Boşnak kökenli bir genç, ‘ailesinin yüzüne bakamadığını, geceleri uyuyamadığını ve bu lekey

VİYANA (AA) -AŞKIN KIYAĞAN - Avusturya Cezaevleri Din Görevlileri Başkanı Ramazan Demir, bu ülkeden terör örgütü DEAŞ'a katılmak üzerek 300'ün üzerinde gencin Suriye ve Irak'a gittiğini, örgütün iç yüzünü gördükten sonra ülkeye geri dönenlerin büyük bir pişmanlık içinde olduklarını belirterek, "DEAŞ’a katıldıkları için bir müddet hapiste kaldıktan sonra serbest bırakılan birçok genç yaptıklarından utanç duyuyorlar ve çok pişmanlar. Boşnak kökenli bir genç, DEAŞ’tan iki yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Bu kişi ile hala görüşüyoruz, yaptıklarından o kadar mahcup ve utanıyor ki, ‘ailesinin yüzüne bakamadığını, geceleri uyuyamadığını ve bu lekeyle yaşamak istemediği için intihar etmeyi düşündüğünü’ bana bir çok kez söyledi." ifadelerini kullandı.

Demir, AA muhabirine, 7 yıldır ülkedeki cezaevlerinde bulunan yaklaşık 2 bin 44 tutuklu Müslüman'a din hizmeti verdiğini, bu zaman zarfında radikal oluşumlara sempati besleyen veya bizzat üyesi olan çok sayıda kişiyle de görüşmeler gerçekleştirdiğini anlattı.

Beş yıl boyunca yaptığı görüşmeleri derleyerek kitaplaştıran Demir, çok sayıda gencin bu insanlık dışı örgüte katılarak hayatlarını kararttıklarını, bu kitapla amacının hem DEAŞ ya da benzeri oluşumlara sempati besleyen gençlere hakikatleri göstermek hem de “terör ve İslam’ın” sıklıkla anıldığı bir dönemde gerçek İslam’ın bu çarpıklıkla alakası olmadığını gayrimüslimlere anlatmak olduğunu belirtti.

Özellikle Suriye’deki iç savaşla aşırıcılık yanlısı gruplara olan ilginin arttığını belirten Demir, son 5 yılda radikal söyleme sahip, cezaevlerine girip çıkan 100'den fazla kişiyle konuşma imkanı bulduğunu anlattı.

Demir, Suriye'de iç savaşın başlamasıyla Avusturya’dan yaklaşık 300 kişinin DEAŞ’e katılmak üzerek ayrıldığını, bunların 140’ına yakınının yaşamını yitirdiğini, halen Suriye ve Irak’ta 40 ila 50 Avusturyalının bulunduğunu kaydetti.

Son 5 yılda 100’ün üzerinde kişinin Suriye’ye gidip geri döndüğünü, bazılarının ise Türkiye-Suriye sınırında yakalanarak Avusturya’ya getirildiğini aktaran Demir, "Halihazırda DEAŞ nedeniyle tutuklu olanların sayı 67, bunlardan 20’si DEAŞ’a katıldığı için veya katılmak üzere sınırda gözaltına alınanlar. Ancak son beş yıl içinde tutuklanıp bir müddet hapis yattıktan sonra serbest bırakılanların sayısı 100'ün üzerinde." diye konuştu.

- Benzer sosyal çevreden gelen İslam'dan bihaber gençler

Demir, benzer sosyal sınıfa ait gençlerin çoğunlukla İslam hakkında neredeyse hiçbir bilgi sahibi olmadıklarını ve kimlik, aidiyet sorunu yaşadıklarına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

“Viyana’dan Suriye’ye giden bir kişiden örnek vermek istiyorum. 18 yaşındaki bu gencin babası vefat etmiş, annesi ve kız kardeşleriyle birlikte yaşıyor ve işsiz, suç işlemiş kişilerle arkadaşlık yapıyor. Daha sonra DEAŞ sempatizanı bir kişinin yaptığı toplantılara katılmaya başlıyor. Bu şahıs, Avusturya’da yok sayılan 18 yaşındaki gence zaman ayırıyor, onunla ilgileniyor, Suriye’ye gitmesi için telkinlerde bulunuyor ve hatta para bile veriyor. DEAŞ propagandası yapan şahıs, gençlere hem bu dünyada hem de ahirette cennet vaat ediyor. Suriye’de DEAŞ kontrolündeki bölgelerde bulunan bütün zenginliklerin savaşa katılacak kişileri beklediğini, ölmeleri durumunda ise 'şehit' olarak cennete gideceklerini söyleyerek İslam hakkında hiçbir fikri olmayan bu gençleri kandırıyor."

- "Utancından intihar etmeyi düşünüyor"

DEAŞ’ın yaptığı bütün kötülükleri görüp, pişman olan 18 yaşındaki gencin DEAŞ’tan kaçarak Avusturya’ya geri döndüğünü belirten Demir, “Şu an cezaevinde olan bu kişi, 21 yaşında ve yaptıklarından çok pişman. Aynı şekilde DEAŞ’a katıldıkları için bir müddet hapiste kaldıktan sonra serbest bırakılan birçok genç, yaptıklarından utanç duyuyorlar ve çok pişmanlar. Boşnak kökenli bir genç, DEAŞ’tan iki yıl hapis yattıktan sonra serbest bırakıldı. Bu kişi ile hala görüşüyoruz, yaptıklarından o kadar mahcup ve utanıyor ki ‘ailesinin yüzüne bakamadığını, geceleri uyuyamadığını ve bu lekeyle yaşamak istemediği için intihar etmeyi düşündüğünü’ bana birçok kez söyledi. Allah’a çok şükür yaptığımız görüşmeler sonucunda bu gencin hayata tutunmasına yardımcı olmaya çalıştık.” dedi.

Demir, "Terör örgütünün bütün çirkinliklerine şahit olan, kimi zaman maruz kalan bu gençler, yaşadıkları, gözlemledikleri olayları gazete, televizyon gibi iletişim araçlarına anlatmak istemiyorlar. Hem çok çekiniyor hem de çok utanıyorlar. Ancak DEAŞ sempatizanlığından tutuklanmış, yan hücresinde kalan gençlere anlatıp, onları ikna etmeye çalışıyorlar." görüşünü paylaştı.

- "Cezaevleri, radikalleşmenin en hızlı yayıldığı yerlerin başında geliyor"

Öte yandan DEAŞ sempatizanı ve Suriye sınırında yakalanmış kişilerin hapisten çıkar çıkmaz tekrar terör örgütüne katılma arzusunda olduklarına dikkati çeken Demir, "Radikal düşünceler gözlerini o kadar kör etmiş ki yanı başlarında bulunan, bir sonraki koğuş ya da hücrede cezasını çeken DEAŞ adına savaşmış ve bu terör örgütünün bütün pisliklerine şahit olup canını zor kurtaran insanların pişmanlıklarından ders almıyorlar aksine onları hain, kafir olarak nitelendiriyorlar.” ifadelerini kullandı.

Demir, radikalleşmenin, şiddet içeren aşırıcılık yanlısı grupların sosyal medya ve cezaevlerinde çok hızlı bir şekilde yayıldıklarına işaret ederek radikal düşüncelere sahip kişilerin sıradan mahkumlarla aynı ortamda kalmaması gerektiğini vurguladı. Demir, “Banka soymayı planlamak suçundan hapse girmiş birisi, cezaevlerinde çok kısa bir sürede DEAŞ’lı olabiliyor. Yine iki DEAŞ’lı aynı ortamı paylaşması durumunda hapishaneden daha radikalleşmiş bir şekilde dışarı çıkıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

- "Cezaevlerinde, aşırıcılıkla mücadelede Avusturya'dan yeterince destek alamıyoruz"

Avusturyalı yetkilileri bu konuda bilgilendirdiklerini söyleyen Demir, radikal görüşlere sahip kişilerin din görevlileriyle düzenli olarak görüşmesi durumunda, çoğunlukla olumlu anlamda ilerleme kaydedildiğini, bu kişilerin zararlı düşüncelerden arındırılabildiğini dile getirdi.

Demir, ülkedeki cezaevlerinde bulunan Müslümanların büyük bir çoğunluğunun radikalleşme riski ile karşı karşıya olduğuna dikkati çekerek, Avusturya devletinin başka dine mensup din görevlilerine olduğu gibi kendilerine destek olmadığını, 2015’de yürürlüğe giren ”İslam yasasının” Türkiye gibi ülkelerden alınacak yardımları da yasakladığını, cezaevlerinde radikalleşme ile mücadelede yalnız bırakıldıklarını anlattı.

- "Baba sevgisinden mahrum kalan gençler, teröre kayıyor"

Demir, gençlerin şiddet yanlısı radikal oluşumlara meyletmesinde bilinen birçok sebebin yanı sıra özellikle ailede baba figürünün eksikliği ve baba sevgisinden yoksun kalmanın önemli olduğunun altını çizdi. Demir, "Baba sevgisinden mahrum gençler, bu sevgiyi dışarıda, ne yazık ki çoğunlukla bu tür tehlikeli guruplarda buluyorlar." şeklinde konuştu.

DEAŞ’ın şeriat, cihat gibi kavramları çok yanlış yorumladığını belirten Demir, kendileri gibi düşünmeyen herkesi tekfir ettiklerini, farklı din mensuplarını düşman olarak gördüklerini söyledi.

Demir, kaleme aldığı kitabın başta Almanca konuşulan ülkeler olmak üzere Avrupa Birliği üyesi birçok ülkede ciddi yankılar oluşturduğunu belirterek, "DEAŞ sempatizanı veya mensupları ile yaptığım görüşmeler sebebiyle bu insanları çok yakından tanıma imkanı buldum. Böylelikle DEAŞ sapkınlığı ile İslam arasındaki farkları daha iyi anlatma olanağına sahip oldum. Ayrıca bu terör tehdidi ile nasıl baş edilmesi gerektiği yönünde de yetkililere tavsiyelerde bulunuyorum.” ifadelerini kullandı.

AA

Gündem Haberleri

NöroGenesis Projesi Tamamlandı: Yeni Nesil Yetkinlikler Kazanıldı
Poşet 50 kuruş oldu
Kapadokya geceye hazır: Kuş uçurtulmayacak
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Genel Sekreterlik oldu
Yurt dışına Çıkış Harcı Uygulama Genel Tebliği Resmi Gazete’de