Ayarsız Aforizmalar

Mustafa Yiğit

Malumunuz olduğu üzere zaman zaman bu sayfalarda Ayarsız Dergisinden bahsediyorum. Ayarsız Dergi  benim de içinde bulunduğum bir grup  arkadaş tarafından çıkarılıyor. Mart ayı itibariyle de yayın hayatında üçüncü yılını dolduruyor. Ben de bu yıldan itibaren kendime bu sayfada bir ritüel  başlatayım dedim.  Umarım beğenirsiniz.

Bundan sonra her ayın ilk haftası bir önceki ayın Ayarsız dergisinden en beğendiğim cümleleri sizlerle paylaşacağım.

İnanın bu aforizmalar hepimize iyi gelecek…

Nice Yıllara Ayarsız.

Mutedil acıların avucunda yeşerdik.   Bleda Yaman

Eğer bir boks maçı izliyorsan birkaç damla kan görmeyi zaten göze almışsındır.  Meltem Gökten

Türküler kanayan ruhların mezar taşı gibidir. Ahmet Turan Tiryaki

Çalışmak istemeyen üniversite öğrencisi gibi önce bir sigara içeyim. Volkan Ekiz

O yürekte kaç kızcağızın beklentileri söndü. Göktürk Ömer Çakır

Sıçramak kesintiye uğramaktır. Aksaklıktır, kopuntuya uğramaktır ve sürekliliğin altüst olmasıdır. Metin Savaş

Ne taht derdim, ne de kut, ne altunum ne yakut. Hakan İlhan Kurt

Mengene mecburi insanlar olduk, sıkıştırılmadan forma giremiyoruz.  Mustafa Oğuz Bayat

Biri eline kalemi adlı mıydı anlatacak şeleri vardır her zaman. Veysel Gökberk Manga

Şimdi gelelim sadede; eski devrim vasıtalarıyla yeni çağa hükmedilmez! Kübra Pehlivan

Düşünce ve ilim önce saçmalıkla başlar, sonra da hakikate doğru yol alır. Rahmi Şeyhoğlu

Meğer o iki dakikalık şekerlemede rüyasına ak sakallı bir dede girmiş ve ona “Örf, örf” demiş. Fatih Akıcı

Bedri Rahmi’nin dev memesinde cüceler besleyen garip memleketi. Necip Fazıl’ın öz yurdunda garip, öz vatanında parya olan memleketi, Nazım Hikmet’in dörtnala gelip Uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan kadim memleketi. A. Serkan Selay

Trabzon Spor’un 1-0 öne geçip 7-1 kaybettiği maç sonrasında “ Allah’ım onlar Hristiyan biz Müslümanız neden onları tutuyorsun!”   Oğuzhan Murat Öztürk

Türk’ün mukaddesatını çiğnemek isteyen düşmana karşı göğsümü siper etmekten şeref duyduğum malumunuzdur. Merve Sevde Selvi

Şehvet bir canavardır her gala bir düello. Ahmet Afşin Efkarlıoğlu

Hükmen mağlup ilan edilen takımımız için düzenlenecek moral gecesini teşriflerinizi bekliyoruz. Mehmet Yusuf Savaş

“İnsan, en çok zaman geçirdiği beş kişinin ortalamasıdır” diyor Jim Rohn. O beş kişi kim sizin hayatınızda? Savaşkan İlmak

Hevesini baş ucundaki komidine bıraktı. Gökçe Güneyoğlu

Elbette farklı, elbette “bi’ başka” olacaktı. O Dadaloğlu’nun soluğu, Muharrem ustanın “Küsemediği Neşeti”ydi. Türk’ü sevmekle türkü söylemeyi kartalın iki başı gibi gören gazi alperen o değil miydi? Erdem Özdemir

Aslında sahaf sıradan bir eski kitap satıcısı değil; yakın geçmişin de muhafızıdır. Sergen Çirkin

Roman karakterlerinin sıradanlığından daha çok canını sıkan bir sey varsa, o da sıradan insanların roman karakteri gibi yaşamasıydı." Tamer Sağcan

Cay içelim, dert çayın katığıdır oğul.  Sinan Terzi

Zihinsel konforunuzu bozmazsanız, bazı cümleleri gelecekte de kuramazsınız. Erkan Çakıcı

Empati sempatik bir ütopyadır. Lavinya Öz

Çay öyle güzel ki… Çay yani. Uyduruk bir renk yalandan bir tat değil. Neredeyse Çay bey! Yeşim Monus

Şöhretli biri pekala haysiyetsiz ve itibarsız olabilir. Hakeza şöhretsiz biri ise haysiyet sahibi ve itibarlı olabilir.  Alper Ertaş

Toynak sesleri kutlu Ötüken’e yaklaştıkça kadınlar işlerini güçlerini bırakıp güneye, kutlu yöne doğru yüz dönüyorlardı. Mustafa Ulusoy

Aldığım nefes, bana çocukluğumdan kalma. Tutsam, gençliğim ihtiyarlayacak, tutmasam çocukluğum öksüz kalacak.  Serap Kılınçoğlu

Nalları dikmedikçe içindeyizdir Hayatın –evli veya bekar- öyle veya böyle. Fırat Kargıoğlu

Bugün resmini yaktım, toprağa gömülüp kalacaktım. Metin İpek

Türk mitolojisinden siber esintiler: Tekno- Şamanizm: “Yüksek sesle ve aşırı hissi uyarımla, doğaya özdeş bir hareket halinde olan ve aydınlığa hükmederek bilinç durumunu değiştirebilen, güçlü ve şifacı bir şaman”  Emel Bilge Çınar

Kimi yazarlar bir yalnızlar topluluğu oluşturmuşlar okurlarıyla. Ben buna “Stefan Zweig Yalnızlığı” diyorum. Ortak kaygılar, ortak yalnızlıkları doğuruyor. Ortak yaşanan bir yalnızlıktır aslında. Engin Topuz

“Türk milletindenim, İslam ümmetindenim, Garp medeniyetindenim”  şeklinde kendini ifade eden Ziya Gökalp’in ortaya koyduğu bu formül, bugün de büyük ölçüde önemini ve tazeliğini korumaktadır. Mustafa Yiğit

Dikkatle bakınca onun otlar arasında yatmış yavru bir geyik olduğunu gördü, “Dağda aradım evde buldum,” diye sevindi. Yayını gerip bir ok saldı, ok hedefi bulunca avının yanına koştu. Ama bu av Tumaş’ın dünyasını yıkmaya yetmişti, bağırıp feryat etti, tırnakları ile yüzünü yırttı. Emrah Ece

Zaman zaman “küfür salçasını” fazla kaçırsa da…Kalemi, bilgisi, kültürü “puşt tarlası “ dediği Babıali’de “köşe yazan” birçok meslektaşından fersah fersah ilerideydi. Ömer Faruk K.

Tanpınar, Adalet Cimcoz’a yazdığı 6 Nisan 1953 tarihli mektubunda der ki “ Paris’teyim kardeşim, Paris’te. Ve pusulasız, direksiz bir gemi gibi dolaşıyorum.”   M. Hayati Özkaya