Maliye, Doğan Grubu’na 3 milyar 755 milyon liralık bir vergi cezası daha kesti. Birkaç ay önce de 826 milyon lira vergi cezası daha kesmişti.
Vergi denetim elemanlarının kestiği toplam ceza tutarı 4 milyar 581 milyon lirayı buldu.
Maliye’nin yeni rekoru
Daha önce kesilen 826 milyon liralık ceza bir rekordu, ancak son cezayla, Maliye, “kendine ait rekoru” çok gerilerde bırakarak yeni bir rekora imza attı!
Türk Maliye tarihinde örneği görülmemiş bu keyfi cezanın vergilendirme işlemi olarak izah edilmesi mümkün değildir. Yasal dayanağa sahip olmayan bu uygulama dünyanın hiçbir yerinde kabul görmez. Böyle bir keyfi uygulama padişahlık dönemlerinde bile görülmemiştir. Padişahlar bile vergi salma yetkilerini böyle kullanmamışlardır.
Amaç batırmak
Kesilen iki ceza Aydın Doğan’a karşı bir “vergi terörü” uygulamasından başka bir şey değildir. Böyle bir işlemde vergi toplama amacının dışında bir amaç güdüldüğü açıktır. Bu uygulamayla Hazine’ye gelir sağlamanın değil, Aydın Doğan’ın şirketlerine el koymanın amaçlandığını söylemek daha doğru olur. İki ceza işlemi de açıkça göstermiştir ki, hedef Doğan Grubu’nu batırmaktır.
Üzücü olan, vergi denetim elemanlarının inceleme yetkisini kötüye kullanmaktan çekinmemiş olmalarıdır. Maalesef, bu tür amaçlara hizmet eden elemanlar bu saygın mesleğe de gölge düşürmektedirler.
Denetim elemanlarının kendi kafalarına göre yaptıkları bir yorumla kestikleri bu astronomik cezalar nedeniyle Doğan Grubu’nun bütün varlığını devlete teslim etmeleri istenecektir. Bunun bir vergilendirme değil, el koyma gayreti olduğu açıktır.
Gelir yok, vergi var
Vergi gelirden, varlıktan, katma değerden alınır.
Doğan Grubu’na elde etmediği bir gelir için vergi tahakkuk ettirilmiş; olmayan gelirin olmayan vergisi ödenmedi denilerek de cezasıyla birlikte 3 milyar 755 milyon lira ödemesi talep edilmiştir.
Vergi ancak yasayla konulur ve yasayla kaldırılır. Yasaya dayanmayan bir vergi tahsilatı yapılamaz.
Doğan Grubu’nun denetlenen şirketleri arasındaki hisse devir işlemleri yasalarda açıkça vergiden istisna olduğu halde denetimi yapan elemanlar keyfi bir yorumla ceza kesmişlerdir.
Denetime konu olan işlemlerde Doğan Grubu’nun kasasına bir liralık gelir girmemiş, mal ve hizmet değişimi yapılmamış ve üçüncü bir kişiyle de ticaret söz konusu olmamıştır. Söz konusu şirketler, gelir getirici veya katma değer yaratıcı bir işlemde bulunmamışlardır. Hal böyleyken, denetim elemanlarının hayali bir gelir yaratarak, hayali vergi tahakkuk ettirmeleri, vergi kadar ceza kesmeleri şehir efsanesinde olduğu gibi minare gölgesini vergilemek gibi bir şeydir.
Yasa ne diyor?
Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasının vergi yasalarında bir karşılığı yok. Aksine, yapılan işlemlerin vergiye tabi olmadığına ilişkin hükümler var.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17. maddesinin 4/g fıkrasında hisse senetlerinin devrinin KDV’ye tabi olmadığı açıkça hükme bağlanmış durumdu. Ayrıca 232 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliği de ilmühaberlerin hisse senedi yerine geçtiği ve hisse senetlerine tanınan istisna hükümlerinin uygulanacağını yazıyor. Bu hükümler karşısında kesilen cezanın yasa hükümlerine dayandırılması mümkün değildir. Cezanın dayanağı vergi denetim elemanlarının kişisel yorumudur.
Kaygı verici
Aydın Doğan’a karşı uygulanan vergi terörü, artık uluslararası düzeyde dikkat çekmeye başlamıştır. Özellikle Türkiye’deki basın özgürlüğü açısından kaygı verici bulunmaktadır. Avrupa Birliği dahil olmak üzere uluslararası basın kuruluşları da Doğan Grubu’na uygulanan vergi cezaları nedeniyle endişelerini belirtmeye başlamışlardır.
Vergi inceleme yetkisinin keyfi kullanımı hem Türk basını hem de iş dünyası bakımından üzerinde durulması gereken bir sorundur. Bu uygulamanın bütün bağımsız basın organları ve iş dünyası için tehdit oluşturduğunu görmek gerekir.
Fikret Bila - Milliyet