Ergun Babahan, Aydın Doğan'ın Başbakan'a "sansür kurulu" önerdiği iddiasını ortaya atınca, karşılık Ahmet Hakan'dan geldi.
Bu noktada ilginç aslında...
Ahmet Hakan'ın, Rasim Ozan ile yemek yiyeyerek kendisini ezen patronunu savunmak için şövalye gibi ortaya yere atılması yani...
Niye Ahmet Hakan?
Hürriyet'te başka kimse yok mu?
Neyse...
Ahmet Hakan'ın "hazmına" kalmış o yemek nihayetinde. Hazmettiğine göre bizim için mesele yok.
Dönelim Hakan'ın "patronum sansür istemedi, ne söylediyse senin patronun da onayladı" mealindeki dünkü atışına...
Ergun Babahan o atışa karşılık vermiş.
Demiş ki;
MAÇAN SIKIYORSA...
"Başbakan’la yapılan toplantıda Aydın Doğan söz alıp gazetelere girecek tüm haberleri denetlemek üzere bir kurul oluşturulmasını, başına da bir bakanın geçmesini istemiş.
Yani, genel yayın yönetmenlerine talimat verilmesini savunmuş. (Bu konuşma cep telefonlarına kaydedilmiş.)
Şimdi Katip Çelebi kalkmış ‘’Bizim patron öyle dese, sizinki böyle demezdi’’ saçmalığı yapıyor.
Bilmece sorma da maçan sıkıyorsa, ne dediğini yaz.
Gerçi Katip Çelebi’yi dikkate almak hata, çünkü yarın patron arar köşesinden düzeltme yapıverir. Demirel’in medya modeli mübarek.
Bakın, bu tablo Türkiye’de basın özgürlüğü sorununun derinliğini açıkça gösteriyor.
Basına sansür uygulanmasını isteyen patronlar, Murat Demirel’in fotoğrafını gazeteye bastığı için işten atıldığını unutup şimdi herkese basın özgürlüğü dersi veren yazarlar.
En iyisi hepsini bırakıp Bilge Emeç’e ‘’Sus’’ uyarısını kimin, neden yaptığını sorgulamak."
Ergun Babahan'ın köşesine gitmek için tıklayın