Konyaspor’un ligin ilk haftalarında ve UEFA maçları sırasındaki kötü futbolu ve istikrarsız sonuçlar, yönetim, medya ve taraftarda takımın yetersiz olduğu ve transfer yapılması gerektiği yönünde hakim bir kanaat oluşturmuştu. Hatta yönetimden görüştüğüm bazı isimler, sezon başında Aykut Hoca’ya özellikle Traore konusunda ısrarcı olmadıkları, insiyatif kullanmadıkları için yanlış yaptıklarını ifade etmişti. Devre arasında transfer müdahalesinin işaretlerini veren bu gelişmeler, Konyaspor’un kötü oynamasına rağmen garip şekilde gollü maçlar çıkarması ve galibiyetler almasıyla rüzgarın Aykut Kocaman’ın tarafına geçmesine neden oldu. Mehmet Uslu, Meha, Volkan, Miloşeviç ve Hora’nın takımı gerilettiği açıkça görülürken, Bazen Bajic, bazen Ömer Ali ya da bir başkası takım oyununun verdiği avantajla hocanın transfere uzak tavrını sürdürmesine yardım etti.
Eli güçlenen Kocaman karşısında yönetim yeniden “itaat” etti ve şu ana kadar tek oyuncu alarak transfer dönemini yürüttü. Kocaman’ın, yönetimin taleplerine “gerek yok. Genç oyuncu alırsanız alın” cevabını verdiği iddia ediliyor. Tabi bunların duyum düzeyinde olması, transferden genel olarak yönetimin sorumlu olduğu algısı, Konyaspor yönetiminin basın ve özellikle taraftar önünde “transfer yapmayan yönetim” eleştirisiyle “yem” olmasına yol açıyor.
Şimdi Kocaman’ın başarısıyla gizlediği çelişkilerine bakalım: Eğer bir teknik direktör elindeki stoperin birini (Abdülkerim) gönderiyor, diğer ikisini (Selim Ay ve Ali Turan) formsuz ya da kötü stoper olarak görüyor ve o bölgede ön libero olarak aldığı adamı oynatıyorsa burada bir sorun var demektir.
Kötü olduğunu ve gelişme göstermediğini bildiği halde Mehmet Uslu’yu oynatıyor ve Galatasaray maçında O’nun yüzünden gol yiyorsa burada bir sorun var demektir. Volkan’ın, Kocaman Konyaspor’dan ayrıldıktan sonra büyük ihtimalle hiçbir süper lig kulübünde oynamayacağını O’nu gelişme gösteremeyeceği bir mevkide ısrarla oynatıyor. Gençlerle oynuyorum diyor, gençleri gönderiyor ya da oynatmıyor.
Peki bunları neden yapıyor?
Bunları “takım içindeki denge, takım oyununun bozulmaması, koşu istatistiklerinin devam etmesi ve en önemlisi Konyaspor’un mali dengesinin bozulmaması” amacına yönelik olarak yaptığını söylüyor.
Peki haklı mı?
Başarısından bağımsız olarak söylüyorum; haksız. Çünkü yönetim kulübün bütçesinden sorumludur. Transfere ihtiyaç varsa hassas davranarak yaparsınız, yönetim bu parayı bulmakla mükelleftir. Teknik direktör bu işten sorumlu değildir. Yönetime “bu adamlara transfer yaptırırsam şu an ki oyuncuların parasını ödeyemez” diyemez (Bu anlama gelen ifadeleri basın toplantısında sorduğum soruya cevap verirken kullandı).
Evet. Konyaspor’un Aykut Kocaman’dan büyük faydalar elde ettiği aşikar. Çok başarılı bir hoca ama kimse kusura bakmasın, şu an mali tabloya sağladığı göreceli katkı dışında Konyaspor’un geleceğine, kadro anlamında bir katkı sağlamıyor. Sistemini ise yeni gelecek teknik direktör yeni oyuncularla bozup atabilir.
Aykut Kocaman’ı hep takdir ettim. Konyaspor’a kazandırdığı başarılar için hep minnettar olacağız ama galiba o kesin doğrularını biraz sorgulaması gerekiyor. Kimse hatasız olamaz, öyle değil mi?