Doç. Dr. Gökay, bahar ayları ile artan eklem ağrılarının alerjik bir bünyenin habercisi olabileceğine dikkat çekti. Boyun, sırt ve eklem ağrılarının erişkin insanlarda en sık görülen şikayetler arasında olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gökay, ilerleyen yaşla beraber eklemlerde görülebilen yıpranma, yani kireçlenmenin sırt ağrısının en yaygın sebeplerinden bir tanesi olduğunu belirtti.
40'lı yaşlardan sonra görülmeye başlayan sırt ve eklem ağrısının diğer sebepleri arasında yetersiz fiziksel aktivite, aşırı kilolar ve romatizmal hastalıkların geldiğini dile getiren Doç. Dr. Gökay, ''Çağımızın vebası olarak görülen kanser hastalığının ilk bulgusunun da eklem ve sırt ağrısı olabilir. Sebebi ne olursa olsun eklem ağrısı, çalışan insanlarda en fazla iş gücü kaybına yol açan hastalık olarak birinci sırada yer almaktadır'' dedi.
''Kansızlık eklem ağrılarına yol açabilir''
Eklem ağrısı şikayeti yaşayan hastaların doğal olarak Ortopedi ve Fizik Tedavi bölümlerine müracaat etme eğiliminde olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Gökay, ''Aslında bilinmelidir ki ağrının sebebi çoğunlukla eklem dışı sebeplerden ve hastalıklardan kaynaklanmaktadır. Kansızlık, enfeksiyonlar, hormonal durumumuzdaki oynamalar, depresyon ve yorgunluk eklem ağrılarımızın sık görülen eklem dışı sebepleri arasında sayılabilir. En basiti grip olduğumuzda çoğu kere ilk şikayetimiz, sırt ve yaygın eklem ağrılarımız olmaktadır. Sırt, boyun ve eklem ağrısına sebep olan hastalıklar arasında, alerjik hastalıklar da önemli bir yer tutmaktadır'' şeklinde konuştu.
Doğanın uyandığı ve bol çiçekli bir mevsim olan bahar ayının, alerjik hastalıklar açısından çok riskli bir dönem olduğuna değinen Doç. Dr. Gökay, bu dönemin sıklıkla Şubat ayı gibi başlayıp, yazın ilk aylarına kadar devam ettiğini, bu dönemin süresi ve şiddetini bir takım çevresel faktörlerle belirlendiğini sözlerine ekledi.
Doç. Dr. Gökay, sözlerine şöyle devam etti: ''Örnek olarak kış aylarının ılıman geçmesi, bitkilerin erken büyümesine ve polenlenmesine yol açar. Aşırı yağışlı bir bahar ayı da küflenmeyle beraber, alerjik etkiyi arttırabilir. Mevsimsel alerjiler vücudun bağışıklık sisteminin, polen, otlar veya küf gibi bir takım çevresel etkenlere karşı duyarlı olması nedeniyle tetiklenir. Alerjik bünyesi olan hastalar bu etkenlerle karşılaştıklarında bağışıklık sistemleri aşırı tepki vererek bir yangı cevabı oluştururlar''.
''Alerjenlerden uzak durmakta fayda var''
Alerjik hastalarda burun akıntısı, göz sulanması, hapşırma, kaşıntı, solunum problemleri, yorgunluk gibi bulgularla beraber eklem, sırt ve boyun ağrıları da görülebildiğini söyleyen Doç. Dr. Gökay, ''Tıpkı grip gibi enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi, alerjik hastalıklarda da bağışıklık sistemi aktive olur ve bir yangı cevabı oluşturur. Alerjik hastalarda eklem ve sırt ağrıları, inflamasyonun direk etkisiyle, alerjinin yorgunluğa sebep olmasıyla ve geçmek bilmeyen öksürük ve hapşırma atakları ile beraber tetiklenmektedir'' diye konuştu.
Mevsimsel alerji hastalıklarının tedavisinde öncelikle yapılması gerekenin alerjenlerden uzak durmak ve korunmak olduğunu ifade eden Doç. Dr. Gökay, aşırı nemli havalar, sabah saatleri, ılık ve rüzgarlı havaların alerji hastaları için riskli dönem olduğunu, bu dönemlerde dışarı çıkılmaması, dışarı çıkıldıysa maske kullanılması veya eve geldikten sonra duş alınması gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Gökay sözlerini şöyle sonlandırdı: ''Siz de bahar aylarında başlayan sırt, boyun ve bel ağrısı şikayetleri yaşıyorsanız ve beraberinde yorgunluk, geçmeyen öksürük ve burun akıntısı gibi bulgularınız varsa, ağrılarınızın sebebinin büyük bir ihtimalle alerjik bir bünyeye sahip olmanız olduğunu akılda bulundurmalısınız''.