Konyaspor eski Başkanı Bahattin Karapınar, 2008 yılındaki genel kurulda başkanlık için yarışmaya hazırlanırken FETÖ soruşturmaları kapsamında Kırmızı Bülten’le aranan dönemin Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu’nun Konyaspor genel kuruluna nasıl müdahale ettiğini Memleket’e anlattı
Salih Tuzcu’nun” Seçime gireceksin ve listeni hazırladın peki benim neden haberim yok” dediğini ifade eden Karapınar, “yönetim listemdeki arkadaşlarımla istişare ederek genel kurula katıldım fakat listemi vermeyerek seçimlerden çekildim. Sonra da gidip ifade verdim ve ta o zaman 2015 yılında şikayetçi oldum” dedi
Konyaspor eski Başkanı Bahattin Karapınar, 2008 yılındaki genel kurulda başkanlık için yarışmaya hazırlanırken FETÖ soruşturmaları kapsamında Kırmızı Bülten’le aranan dönemin Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu’nun Konyaspor genel kuruluna nasıl müdahale ettiğini yıllar sonra Memleket’e anlattı. Ahmet Şan’da bylock tespit edilmesi sonrası yaşananları Konyaspor için büyük talihsizlik olarak değerlendiren Karapınar, yönetimin bir süre devam ettikten sonra gereğini yapıp takımı olağanüstü kongreye götürmesi gerektiğini söyledi. İşte Karapınar’ın açıklamalarından satır başları..
TUZCU, “SEÇİME GİRECEKSİN BENİM NEDEN HABERİM YOK” DEDİ
2005-2006 sezonunda Konyaspor yönetimine girdim. Bu süre içinde 8 ay çalıştıktan sonra istifa ederek ayrıldım. 2008 yılında Konyaspor’un genel kurulunda şehrin kamuoyunu ve sporseverlerin teveccühü ile benim kulüp başkanı olmam istendi ve bende çalışmalara başladım. Ben kendi listemi hazırladım ve genel kurul günü salonu gittiğimde dönemin Konya İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu, bana seçime katılıp katılmayacağımı sordu. Ben de ‘seçim çalışmalarını yaptım listemi hazırladım ve divana listemi sunacağım’ dedim. Mehmet Ali Kuntoğlu isminde arkadaşımızın rakip olduğunu biliyordum. Tahminlerime göre karşı listenin yapısından haberi vardı ki, bana “Seçime gireceksin ve listeni hazırladın peki benim neden haberim yok” dedi. Emniyet Müdürü Tuzcu’nun böyle bir şey sorması benimde garibime gitti. O an bir şeyler olduğunu hissettim. Yönetim listemdeki arkadaşlarımla istişare ederek genel kurula katıldım fakat listemi vermeyerek seçimlerden çekildim.
GARİBİME GİTTİ
Bir emniyet müdürünün hiç alışık olmadığımız şekilde Konyaspor gibi şehrimizin en önemli markasını oluşturma adına bir faaliyette bu kadar etkin olabileceği ve müdahale ettiği benim garibime gitmişti. Daha sonra Türkiye’de yaşananlar olayın gerçeğini ortaya koydu. Şu anda Salih Tuzcu terör listesinde aranan bir kaçak teröristtir. Ve ben o dönemde 2015 yılında bu konuyla ilgili ifade verdim şikayetçi olup olmadığımı sordular, şikayetçiyim dedim.
BENİ OKYANUS OPERASYONUNA DAHİL ETTİ
Daha sonra Ergenekon, Balyoz, Ayışığı ve Şike operasyonlarla Türkiye’de bu terör örgütünün yapmış olduğu uyguladığı kumpasın bir benzeri de Konya’da Okyanus şirketine yapıldı. O kongre sürecinde bana tavır gösteren Salih Tuzcu, beni Okyanus operasyonuna dahil etti. Ben Okyanus davasının sanıklarından birisi oldum. Allaha çok şükür bu süreç içinde dava Yargıtay’a gitti. Yargıtay’da davanın tekrar görülmesi için Konya’ya gönderdi.
DAVAYA SİYASİ KİMLİK SOKMAK İSTEDİLER
Okyanus davasına beni sokmalarının iki amacı vardı. Birincisi Okyanus davasındaki 252 sanıklı davanın içine siyasi bir kimlik sokulmak istendi. Bu siyasi kimlik hem Konya siyaseti ve sporu tarafından tanınan birisi olmasıyla daha da popüler hale getirilmek istendi. Konya’ya büyük hizmetler yapmış iş adamlarının içinde olduğu 252 sanık içinden birisiyim.
FİRMA OLARAK DA AİLE OLARAK DA BU YAPIYA ÖDÜN VERMEDİK
Dolayısıyla buradan benim siyasi olmam ve her şeyden önce benim bu yapıya teslim olmamam, hizmet etmemem ve para vermemem sonucu çıkıyor. Geçmiş dönemde bu yapının nasıl faaliyetler gösterdiğini biliyoruz. Bize de zamanında müracaatları oldu. Fakat biz hem aile hem şahız hem de firma olarak bu yapıya asla ödün vermedik. Okyanus davasında sanık olmamın ikinci nedeni ise; bu yapının illerdeki konuşlandırdığı yetkili kamu görevlilerine bizim fırsat vermememiz nedeniyle kaynaklanmıştır. Okyanus davası ilerledikçe 2008’deki Konyaspor kongresinde bana yapılan tavrı Okyanus davasından sonra çok net anladım. Daha sonra bir sene sonraki genel kurulda Konyaspor Başkanı oldum ve takımımız da Süper Lige çıktı. Meğer bu yapı bu süreç içinde de içerimizde yer almış.
KONYASPOR’UN BAŞINDA TALİHSİZ BİR DURUM VAR
Ahmet Şan’la 2005-2006 sezonundaki olağanüstü genel kurulda birlikte 4 veya 5 ay kadar çalışma imkanımız oldu. Bu süreden sonra ben istifamı vererek ayrılmıştım. Konyaspor’un başında şu anda talihsiz bir durum var. Ben Ahmet Şan yönetimindeyken aramızdaki bir anlaşmazlıktan dolayı istifa etmiştim. Benim karakterim gereği istifa etmiş bir yönetime girmek uygun olmazdı. Bunun için Ahmet Şan yönetimindeki kurula girmek istemedim. Ahmet Şan, beni yönetime yazsaydı dahi ben kabul etmezdim.
KONYASPOR ADINA ÜZÜCÜ
Konya, pazartesi gününden bu yana olağanüstü günler yaşıyor. Bu her şeyden önce spor camiasında ve tüm Türkiye’de çok şık durmadı. Keşke böyle şeyler hiç yaşanmamış olsaydı. Konyaspor, Türk futbol tarihinde başarılar yakalamışken böyle bir olayın yaşanması üzücü bir durumdur.
YÖNETİM GEREĞİNİ YAPMALIDIR
Şu anda olağanüstü bir hal var. Sporcular ve teknik heyete zarar gelmemesi adına mevcut yönetim bir süre devam etmelidir. Bu süreyi de Konyaspor yönetimi çok iyi ayarlamalıdır. Mutlaka belli bir zamanda sportif faaliyetleri ve kamuoyunun genel düşüncesini de kontrol altında tutarak gereğini yapmalıdırlar. Çünkü sportif faaliyetlerde bu durumlar her zaman karşımıza çıkacak bir olaydır. Konyaspor daha önümüzdeki maçlarda deplasmanlara gidecek, birçok takımla karşılaşacak. Burada bazı illerdeki taraftarlar Konyaspor taraftarına bazı söylemlerde bulanabilirler. Yönetim belli bir süre içinde gereğini yapmalıdır. Böyle bir olay yaşanmışken Konyaspor yönetimi şehrimiz ve Konyaspor adına iyi hesap yapmalıdır
YÖNETİM UZUN SÜRE DEVAM EDERSE ZARAR VERİR!
Günü geldiğinde de olağanüstü karar alarak, mutlaka genel kurula götürülmesi gerekiyor. Bu yönetimin uzun süreli dayanması da zaten zor bir durumdur ve her zaman karşılarına çıkacaktır. Bu yönetimin uzun süreli devam etmesi hem şehrimizin hem de Konyaspor’un başarısını engeller. Bunun yanında yönetimdeki kişiler yeniden aday olur ve seçilirlerse kimsenin aklında bir şüphe kalmaz. Konyaspor’a zarar vermeden en kısa sürede yapılması gereken yapılmalıdır.
BAŞKANLIK GİBİ BİR TALEBİM OLMAZ!
Benim bugünlerde böyle bir şey söylemem mümkün değil. Ben çok ciddi manada sıkıntılı bir dönemde Konyaspor’a kimse talip olmaz iken görev aldım. Çok büyük borçlarda görev aldım. Ve o sene takımımızı süper lige çıkardık. O dönemi coşkuyla yaşadık ve o dönem bitti. Gelecekte de benim aday olmam gibi bir talebim olmaz. Şehrimizin STK’ları, valisi, belediye başkanı var. bu insanlar bir araya gelip bu olağanüstü durumu değerlendireceklerdir. Onların yön tahminleri şehrimiz adına önemlidir.
FUTBOLCULAR ETKİLENMEZ DERSEK KENDİMİZİ KANDIRIRIZ
Etkilemez denildiğinde herkes kendini kandırmış olur, bu süreç futbolcuları etkiler. Ama bu etkiyi en kısa yoldan halletmek gerekir. Yönetimin de şu anda devam etme kararı futbolcuların etkilenmemesi için olduğunu düşünüyorum. Bu travmayı çabuk atlatıp Konya Sporun birkaç senedir süren başarısını devam ettirmesi gerekir. İyi bir oyuncu kadrosu var, iyi bir teknik kadro var şu anda. Konya’mızın gittikçe dünyaya açılan en büyük pencerelerinden biridir Konya Spor. Ve bu sene Avrupa da mücadele edeceğiz tekrar. Bu olumsuz etkiyi çabuk halletmek gerekir.
ŞEHİR OLARAK ATLATMALIYIZ
Şu anda mevcut teknoloji ile buradaki konuştuğumuz bir anda tüm dünyada duyulur hale geldi. Bunun için Konya siyaseti, Konya sivil toplum örgütleri bir araya hemen gelip, durum değerlendirmesi yapıp, artısını eksisini hesap edip karar vermesi gerekir. Biz şehir olarak, kulüp olarak dışardan gelen bu eleştirileri hak eden durumda değiliz. Bunların bir an önce bertaraf edilmesi gerekir. Evet, mutlaka söylenecektir, çünkü bir olay yaşanmıştır. Bu olayın ardından şehir olarak kalkmamız gerekmektedir. Şu anda devam eden yönetimin üzerinde çok büyük bir sorumluluk vardır.
KONYASPOR OLARAK PİSLİĞE GİRMEDİK
Özellikle 17-25 Aralık’tan sonra FETÖ örgütü diye kısaca bildiğimiz bu örgütün Türkiye’nin bütün damarlarına, Türkiye’nin bütün kanallarına, bütün resmi, gayrı resmi kuruşlarına girdiğini görebiliyoruz. Dolayısıyla şike süreci döneminde 2011 şike dönemi sürecinde ben de Konya Spor kulüp başkanıydım. Öyle tahmin ediyorum ki o gün yürütülen şike sürecinde ifadesine başvurulmayan tek kulüp başkanı bendim. Yani hamdolsun biz Konya Spor kulübü olarak başkanlığını yaptığım süreçte böyle bir pisliğe girmedik. Girmemiz de mümkün değil zaten. Bizim üzerimize oyunlar oynandı. Yani bizi küme düşürmek için ellerinden gelen tüm gayreti gösterdiler. Şike sürecinde Fenerbahçe’ye uygulanan FETÖ kumpasını çok yakından takip ettik. Kulüp başkanıydım, sporun içindeydim. Sonraki süreçte bunun da böyle olduğunu tüm Türkiye zaten gördü.
REİSİMİZ GÖVDESİNİ ORTAYA KOYDU
Allah’a çok şükür ki 17-25 Aralık’tan sonra, hele hele 15 Temmuz’dan sonra başımızdaki liderimiz, reisimiz bu işe tek başına gövdesini kayarak, ruhunu koyarak, inancını koyarak savaş açtı zaten. Hamdolsun 15 Temmuz’da da bütün millet arkasındaydı. Bu savaşı verdik 250 şehitle. Bu pisliği Türkiye’den temizlemeye çalışıyoruz. Ben öyle zannediyorum ki bunun girmediği hiçbir alan yoktur. Daha ben FETÖ davalarında yolun yarısına bile geldiğimizi düşünmüyorum. Daha çok büyük pislik var, çok büyük rezil, kepazelik var. O da ortaya çıkacaktır. Çıkmasını da canı gönülden arzu ediyorum. Bu ülkeyi biz atalarımızdan böyle pis bir halde teslim etmek için almadık. Bu emaneti biz ülkemizi daha büyük bir mutluluğa, daha refah bir hale getirmek için teslim aldık.
BENİM DÖNEMİMDE FETÖ OLAYI YOKTUR
Konyaspor’da benim dönemimde FETÖ olayı yoktur. Benden sonraki dönemlerde FETÖ varmıdır, çok net söylüyorum bilmiyorum. Geldiğimiz noktayı da bu üzüntü verici olayı da hayretler içinde izliyorum. Bilsem çok samimi söylüyorum büyük bir rahatlıkla söylerdim. Ama bunların girmediği bir yer yok ki. Her yere girmişler, yine de bilemezsiniz.
M. Ali Elmacı-Memleket