ANKARA (AA) - Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Hekimlerimizi en verimli şekilde çalıştırabilecek modeli geliştirmek bizim görevimiz. Belki o gün tam gün yasası katı bir şekilde uygulanarak, birtakım sorunlar çözülmek istendi ve bir kısmı da çözüldü. Ama bugün dönüp baktığımızda hala bizim hekim açığımız var. Bu açığı hekimlerimizi daha verimli çalıştırarak kapatma imkanımız var." dedi.
Demircan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masasında, editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi.
Hekimlerin Türk milletinin insan gücü olduğunu ve 80 milyona hizmet ettiğini belirten Demircan, Bakanlık olarak bu hizmetin en verimli şekilde yapılması ve insanlara ulaştırılmasıyla yükümlü olduklarını vurguladı.
Hekimleri en verimli şekilde çalıştırabilecek modeli geliştirmenin görevleri olduğunu ifade eden Demircan, "Belki o gün tam gün yasası katı bir şekilde uygulanarak, birtakım sorunlar çözülmek istendi ve bir kısmı da çözüldü. Ama bugün dönüp baktığımızda hala bizim hekim açığımız var. Bu açığı hekimlerimizi daha verimli çalıştırarak kapatma imkanımız var. Aynı şekilde neticede başarılı hekimlerin daha fazla çalıştırılmasına da imkan sunmanız lazım. İnsanın da yapmış olduğu hizmetin karşılığını da alması lazım. 'Esnek çalışma modeli' demeye çalıştığımız bu." dedi.
Demircan, tam gün yasası uygulamaya girdikten sonra üniversite hocalarının daha çok muayenehanelerini tercih ettiği ve üniversitelerdeki eğitimin sekteye uğradığı yönünde bir zafiyet olup olmadığına ilişkin soruya, şu yanıtı verdi:
"Bizim mevcut modelimizde, 'hekimlerimiz hizmet noktasında yeterince verimli çalıştırılmıyor' sorusunu doğru cevaplayıp, hekimlerimizi daha verimli çalıştırmanın yolunu arıyoruz. Açık bir şekilde diyelim ki hastanede görevini yapmış zamanı var ve becerisi de yerinde, öbür hastanede çalışmak istiyor. Veya üniversitede dersini vermiş, ameliyatını yapmış bir hoca kendisinde daha fazla enerji görüyor ve emeğini yansıtmak istiyorsa gelsin bizim hastanemizde de çalışsın. YÖK ile bunu görüşüyoruz kendi hastanelerimizle kurumlarımızla görüşüyoruz. Yani amaç Türkiye'nin imkanını Türkiye'ye sunmak. Kendimizi zora sokmadan meşru, makul, yasal bir çözüm üretmek. Zor bir şey, kolay değil ama bunu asgariden başlatıp yola koyarsak, uygulamanın getirdiği tecrübeleri de değerlendirerek yol alırsak, ben inanıyorum çok güzel bir netice çıkaracağız bundan. Çünkü sağlıkta yetişmiş insan gücü fevkalade önemli. Hem insanımızın yaptığı iş emeğinin karşılığını almayı sağlayalım hem insanımız istediği hekime ulaşabilsin, öbür taraftan hastalarımız, en kaliteli mekanlarda, en kaliteli donanımla en kaliteli hizmeti alabilsin. Bunu bulmaya çalışıyoruz. Bu uzunca sürecek bir çalışma. Türkiye olarak sağlık alanında çok büyük bir birikimimiz var. Bu birikimi Türkiye'nin hizmetine sunmamız lazım."
- "Yeni bir yasal düzenleme yapmak istiyoruz"
"Torba yasa hazırlığı mı söz konusu? Sağlıkta şiddetle mücadele, yıpranma payı, özlük hakkı bunların hepsi bu yasanın içerisinde mi olacak?" sorusu üzerine Demircan, "Şiddetle ilgili bir yasal düzenleme daha önceden yapıldı ama şiddete teşebbüs eden kişilerin yargılanmasıyla ilgili bir yasal düzenlemeydi. Bu yasal düzenleme, Ceza Muhakemesi Kanunu'yla herhalde çelişmiş olacak ki bu bir şekilde uygulanmıyor. Neticede tutuksuz yargılanıyor, pek fazla etkisi olmadı. Şimdi yeni bir yasal düzenleme yapmak istiyoruz önleyici, caydırıcı noktada." diye konuştu.
Demircan, sağlıkta şiddetin kabul edilebilir bir hadise olmadığının altını çizerek, insan sağlığına hizmet eden kişiye karşı el kaldırılması, ona şiddet uygulanmasının asla tasvip edilecek bir şey olmadığını, toplumun da bunu kabul etmediğini, hoş görmediğini dile getirdi.
Bir yılda, hastanelerde ortalama 700 milyon işlem yapıldığını aktaran Demircan, şöyle devam etti:
"Böyle bir alandan bahsediyoruz. Tabii ki böyle istisnai durumlar gönül ister ki olmasın ama oluyor. Caydırıcı tedbir alırız, diğer taraftan da sebeplerini araştırır bunun önüne geçmeye çalışırız. Hekim arkadaşların, çalışanlarımızın da bu konuda katkı sağlaması gerektiğine inanıyorum. Biz de katkı sağlamalıyız. Neticede hastaneye gelen insan gerilim içinde olabilir, iletişimi doğru kurmak lazım. Ama orada hiçbir şey hekim veya çalışana saldırıyı meşrulaştırmaz. Bununla ilgili çalışmalarımızı sürdüreceğiz, bize ait yapabileceğimiz ne varsa yapacağız. Ama caydırıcı taraftan da yasal düzenlemeyi yenileyeceğiz, o paketin içerisinde. Aynı şekilde saldırıya uğrayana karşı da her türlü desteği veriyoruz ve bunu da artıracağız. Biz kamu olarak saldırıya uğrayanın haklarının takibi konusunda hukuki desteği veriyoruz. Aynı zorunluluğu özele de getirmek istiyoruz."
- "10 bin 800 hekim atandı"
Demircan, Sağlık Bakanlığına yapılacak atamalara ilişkin soru üzerine bu yıl 12 bin civarında hekimin kuraya dahil olduğunu söyledi. Bu çalışanlardan yaklaşık 10 bin 800'ünün atandığını, bin 200 civarında kişinin de soruşturmasının sürdüğünü, soruşturmalar sonuçlandıkça atamaların yapıldığını vurguladı.
Türkiye'nin 15 Temmuz gibi çok ciddi bir saldırıya, bir darbeyle karşı karşıya kaldığını hatırlatan Demircan, "Böyle bir olaydan sonra kamunun daha hassas davranması doğaldır. Güvenlik soruşturmalarının neticelerine göre hareket ediyoruz. Yoksa bizim için hekim açığımızın olduğu bir dönemde atamayı bir gün fazladan bekletmemiz mevzubahis olmaz. Soruşturmaları yapan biz olmadığımız için nedenlerini diyemiyoruz. Sıkıntımız bu oluyor. Biz soruşturmalar gelince hemen işlem yapıyoruz sakınca yoksa atıyoruz, sakınca varsa, tekrar değerlendirilmesi gerekiyorsa geri gönderiyoruz, 'bir daha bakın' diyoruz." dedi.
(Bitti)
AA