Bakan Soylu şehit aileleri ve gazilerle iftarda buluştu

İçişleri Bakanı Soylu:- "Eskiden terör haberleri verilirken, şöyle bir klişe kullanılırdı; 'İşte, Şırnak’ta, Eruh’ta veya başka yerde teröristler saldırdı. Şu kadar şehit oldu ve teröristleri yakalamak üzere geniş çaplı operasyon başlatıldı.'

İSTANBUL (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Eskiden terör haberleri verilirken, şöyle bir klişe kullanılırdı; 'İşte, Şırnak’ta, Eruh’ta veya başka yerde teröristler saldırdı. Şu kadar şehit oldu ve teröristleri yakalamak üzere geniş çaplı operasyon başlatıldı.' Hep böyle bir klişe vardı. 'Geniş çaplı operasyon başlatıldı.' Biz hep beklerdik. Beklerdik ki, birkaç gün sonra bir haber çıksın da, desinler ki 'O geçen gün eylem yapan teröristler yakalandı veya etkisiz hale getirildi...' Biz bu haberleri bazen duyduk, bazen duymadık. Bildik ki, vuran kaçıyor, dağa gidiyor, yakalanmıyor... Ama şimdi iş değişti. Artık yakalıyoruz." dedi.

Jandarma Genel Komutanlığı'nca Haliç Kongre Merkezi'nde şehit aileleri ve gaziler için düzenlenen iftar programı, Eyüpsultan Müftüsü Mustafa Mestan'ın Kuran tilaveti ile başladı.

İftarın ardından konuşan Soylu, şehitlere hitaben "Onlara ölüler demeyiniz, onlar ölü değildir ama siz bilmezsiniz" ayetini okudu.

Türk milletini ayakta tutan şeyin bu inanç olduğunu belirten Soylu, "Bu milleti ayakta tutan, bin yıldır bu topraklarda ayakta tutan, İstanbul'u fethettiren, Çanakkale'de direnen, Kurtuluş Savaşı'nı verdiren, güzel cumhuriyetimizi kurduran, bu inançtır. Her türlü terörle, kötülükle mücadele ettiren, Kato'da, Gabar'da gezdiren bu inançtır, Aydoğan Aydın Paşa gibi 20 gün önce Bestler Dereler Sorutepe'de şehit verdiğimiz Jandarma Astsubay Mustafa Kozak gibi dağ aslanlarını yetiştiren bu inançtır. Şehit haberi verdiğim babanın, bana telefonda 'bakanım sen üzülme, vatan sağ olsun, bir oğlum daha var, onu da vatan için feda etmeye hazırım' demesini sağlayan işte yine bu inançtır." ifadelerini kullandı.

Soylu, "Bizler alelade hayatlar yaşamıyoruz, çok önemli bir hikayenin parçalarıyız. Alman veya Fransız ordusundaki subayın ve askerin hayatı, sadece kendisiyle ilgilidir. Ama sizlerin hayatı, bütün ülkeyle, yanı başımızdaki Ortadoğu’nun mazlum milletleriyle, küresel bir zulüm düzeninin devam edip etmemesiyle ilgilidir." diye konuştu.

Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını, Avrupa ülkelerinden destek almadan terörle mücadelede önemli başarılar kazanıldığını belirten Soylu, "Türkiye'nin haberi ve izni olmadan bu coğrafyada hiç kimse düdük bile öttüremez." dedi.

- "Dünyada böyle bir jandarma teşkilatı yok"

Bakan Soylu, dünyada hem terörle, hem göçle, hem uyuşturucu ticaretiyle hem de asayişle aynı anda uğraşan bir başka jandarma teşkilatı olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Dünyada böyle bir jandarma teşkilatı yok. Bütün bunları vicdanlarımızla beraber yönetiyoruz. Sınırlarımızı, kapılarımızı kapatmıyoruz. Mücadele sırasında hukuktan, demokrasiden taviz vermiyoruz. Doğru olan neyse, merhamete ve vicdana uyan neyse, bize yakışan neyse, onu yapmaya çalışıyoruz. Oysa dünyada birileri, bazı yerleri boğmak istiyor. Sınırımızın güneyinde, demografik yapıyı değiştirmek, mevcut devletleri parçalayıp yeni bir nüfus yapısıyla kendilerine ait yeni bir dünya düzeni kurmak istiyor. Bizim sahamızda kendi oyunlarını kurmak istiyorlar. Hatta bizi de bu oyunda harcamak istiyorlar. Ancak biz buna müsaade edemeyiz. Çünkü bu bir beka meselesidir. Dolayısıyla burada direnmek ve çizgimizi sürdürmek durumundayız."

Türkiye'nin sadece bir mücadelenin değil, aynı zamanda da büyük bir dönüşümün de içinde olduğunu aktaran Soylu, son 16 yıldır yapılan yatırımlar sayesinde büyük bir gelişim içinde olan ve yaklaşık 3 kat büyüyen Türkiye'nin varlığına yönelik tehditlerle ilgili olarak da ciddi adımlar atıldığını kaydetti.

Özellikle 15 Temmuz sonrasında hem terörle mücadele konseptini değiştirdiklerini, hem de mücadele kabiliyet ve imkanlarını geliştirdiklerini anlatan Soylu, şöyle devam etti:

"İçimize yuvalanmış hain FETÖ terör örgütünü temizlerken, PKK, DEAŞ, YPG ve bunların bütün uzantılarıyla eş zamanlı mücadele ettik. Bu mücadelede kendi iç yapımızda kolluk güçlerimiz arasında ve diğer birimler arasında entegrasyonu, koordinasyonu en üst seviyeye çıkardık. Aynı zamanda sahadaki tehlikeyi kendi alanımızda değil, karşı tarafta henüz oluşmadan engelleme stratejisini benimsedik. Ve sürekli operasyon halindeyiz. Örgütleri sürekli baskı altında tutmak, sürekli takipte olmak ve kesintisiz operasyon mantığıyla hareket etmek bu yeni dönemin kısa tarifidir. En kısa ifadesiyle İçişleri Bakanlığı olarak 'çoklu güvenlik yönetimi' diye adlandırabileceğimiz bir yönetim modeli uyguladık. Tabii her şey bununla bitmiyor. Ciddi bir kapasite arttırımına gittik. 2016'dan bugüne kadar 42 bin 174 uzman jandarma aldık. Şimdi, terörle mücadelede ilave yeni jandarma komando taburları kuruyoruz."

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ekipman kapasitesi olarak da özellikle hava gücüne ciddi bir yatırım yaptıklarını, geçtiğimiz aylarda jandarmaya 3 Atak helikopteri alındığını, insansız hava aracı sayısını 12'ye çıkardıklarını, bunların hepsinin yerli malı olduğunu belirtti.

Sadece terörle mücadele noktasında değil, yaşam alanlarının güvenliği noktasında da kapasite arttırımına gittiklerini ifade eden Soylu, motosiklet alımından yeni zırhlı araç alımlarına kadar birçok yeni adım attıklarını, jandarmaya alınacak 264 motosikletin ihalesinin devam ettiğini, bunlardan 160'ının jandarma bünyesinde ilk defa kurulacak olan trafik timlerinde kullanılacağını, 104'ünün de kent güvenlik yönetim sistemi kapsamında asayiş hizmetlerinde kullanılacağını anlattı.

- Terörle mücadelede gelinen nokta

Soylu, güvenlik konusunda atılan her adımın karşılığını almaktan mutluluk duyduğunu, bu sabah Tunceli’de 7 teröristin daha etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

Terörle mücadelede gelinen noktanın önemine değinen Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Eskiden terör haberleri verilirken, şöyle bir klişe kullanılırdı; 'İşte, Şırnak’ta, Eruh’ta veya başka yerde teröristler saldırdı. Şu kadar şehit oldu ve teröristleri yakalamak üzere geniş çaplı operasyon başlatıldı.' Hep böyle bir klişe vardı. 'Geniş çaplı operasyon başlatıldı.' Biz hep beklerdik. Beklerdik ki, birkaç gün sonra bir haber çıksın da, desinler ki 'O geçen gün eylem yapan teröristler yakalandı veya etkisiz hale getirildi...' Biz bu haberleri bazen duyduk, bazen duymadık. Bildik ki, vuran kaçıyor, dağa gidiyor, yakalanmıyor... Ama şimdi iş değişti. Artık yakalıyoruz. İşte evvelsi gün, Trabzon'da Eren Bülbül evladımızı şehit eden teröristleri etkisiz hale getirdik. Yüksek teknolojiyle beraber yakaladık. Onun öncesinde Necmettin öğretmen evladımızı, Şenay Aybüke kızımızı şehit edenleri de etkisiz hale getirmiştik. İşte bütün bu başarılar, bütün bu adımlar, bize geleceğe dair umut veriyor. Bizi teşvik ediyor."

179 yıllık jandarma teşkilatıyla daha pek çok büyük başarılara imza atacaklarını ifade eden Soylu, "Türkiye şimdi büyük bir dönüşümün, vites yükseltmenin eşiğindedir. Siyasi görüşü ne olursa olsun hiçbir vatandaşımın şüphesi olmasın ki bu değişim bize güç verecektir, hız verecektir, refahımızı ve huzurumuzu arttıracaktır. Daha demokratik, daha hızlı karar alabilen, krizlere ve tıkanmalara imkan vermeyen, bizi yine koalisyonlara mecbur etmeyecek bir sisteme gidiyoruz. Bizler buna inanıyoruz ve milletimizde de bu inancı görüyoruz." dedi.

- "Şehitlik ve gazilik unvanı, en büyük şereftir"

Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ise 178 yıldır milletin hizmetinde olan jandarma teşkilatının, şehit aileleri, yakınları ve gazilerin ramazan ayının bu güzel akşamında şehitlerimizi anmak, onlara dua etmek ve gazilerimizle dayanışma içinde olmak için bir araya geldiğini söyledi.

Şehitlik ve gaziliğin inancımızda ve kültürümüzde çok önemli bir kavram olduğunu dile getiren Çetin, şöyle konuştu:

"Bir insanın kendi canını millet, ezan, bayrak ve vatan gibi ulvi değerler için feda etmeyi göze alması, bu uğurda mücadele etmesi karşısında ancak ve ancak saygı duyulabilir. Şehitlik ve gazilik unvanı, en büyük şereftir, en büyük iftihar vesilesidir. Aziz şehitlerimizin kıymetli aileleri. Sizler en değerli varlıklarınızı, eşinizi, evlatlarınızı, kardeşlerinizi, küçükler babalarını bu vatan için şehit verdi. Bunun dünyada herhangi bir karşılığı söz konusu olamaz. Sizler baş tacısınız. Bizler bu cennet vatanımızda rahat ve huzur içerisinde özgürce yaşamamızı aziz şehitlerimize borçlu olduğumuzun bilincindeyiz. Gazilerimiz de Malazgirt'ten Çanakkale’ye, Kocatepe'den Zeytin Dalı'na kadar birlik ve bütünlüğümüzün, yurt sevgimizin, özgürlüğümüzün, ölümsüzleşen abideleri ve kahramanlarısınız."

Orgeneral Çetin, "Şehitlerimizin aziz kanlarını temsil eden ay yıldızlı şanlı bayrağımızı en yükseklere çıkarmak namus borcumuzdur, boynumuzun borcudur. Biz de bu aziz vatanı, bu cennet vatanı bundan önce olduğu gibi bundan sonra da gözümüz gibi korumaya devam edeceğiz." diyerek sözlerini tamamladı.

İstanbul Valisi Vasip Şahin de gaziler ve şehit yakınlarıyla bir arada olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bu organizasyonu düzenleyen başta Jandarma Genel Komutanımız Orgeneral Çetin olmak üzere İl Jandarma Komutanımıza ve ekibine özellikle şükranlarımı, teşekkürlerimi sunuyorum. İnşallah kazasız ve belasız başarılarla dolu bir görev hayatı diliyorum" ifadesini kullandı.

Daha sonra Orgeneral Çetin, İçişleri Bakanı Soylu'ya "Karakullukçu'dan modern jandarmaya" rölyefini takdim etti.

İftar programına İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Muhterem İnce, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Tayyip Sabri Erdil, İçişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Erkan Kılıç, Kamu Düzeni ve Güvenlik Müsteşarı Lütfihak Alphan, İstanbul Valisi Vasip Şahin, 3. Kolordu Komutanı Korgeneral Mehmet Daysal, Emniyet Genel Müdür Vekili Erhan Gülveren, Sahil Güvenlik Komutanı Tuğamiral Bülent Olcay, İstanbul İl Jandarma Komutanı Nuh Köroğlu, şehit aileleri, yakınları ve gaziler katıldı.

AA

Gündem Haberleri

CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti
Murat Kurum, depremde evi yıkılan başöğretmenin yeni evine misafir oldu
Aksaray, Niğde ve Karaman'da Yoğun Kar Yağışı ve Tipi: Karayolları Trafiğe Kapatıldı
Hatay’ın Yeniden İnşasına Öncülük Eden Başkan Altay’a Fahri Doktora Unvanı