Bakan Soylu'dan deprem bölgesinde önemli açıklamalar! Elbette bir şeyler söyleyecekler..

Bakan Soylu, Kahramanmaraş merkezli depremlerde 39 bin 672 vatandaşın hayatını kaybettiğini açıkladı. Afet bölgesindeki çalışmaları anlatan Soylu, "Bizden sonraki nesiller, bir daha bu tabloyla karşılaşmayacak şehirlerle buluşacaklar" dedi

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremde şu ana kadar 39 bin 672 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini açıkladı.

Afet bölgesiyle ilgili ilk andan itibaren yürütülen çalışmalar hakkında bilgiler veren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizden sonraki nesiller, bir daha bu tabloyla karşılaşmayacak şehirlerle buluşacaklar. Biz bu sözü her yerde verdik. Sayın Cumhurbaşkanımız bu sözü her yerde verdi. Biz bunu her yerde gerçekleştirdik. Yine aynısı gerçekleşecektir" diye konuştu.

Deprem bölgesine müdahalede geç kalındı eleştirilerine de yanıt veren Bakan Soylu, ''Herkes yetişmek için çabaladı. Depremin şiddeti, yaygınlığı, hava ve yol şartları müdahalede etkili oldu" dedi. 7,6 büyüklüğündeki ikinci depreme yolda yakalandıklarını, önlerindeki aracın takla attığını söyleyen Soylu, deprem sabahı ve sonrasında enkaz alanında yaşadıklarını anlatırken zaman zaman gözyaşlarına engel olamadı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CNN Türk ekranlarında canlı yayına katılarak Kahramanmaraş merkezli ve 10 ili etkileyen iki büyük depreme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Bakan Süleyman Soylu, "Milletimizin mübarek gecesini tebrik ediyoruz. Depremde kaybettiğimiz tüm vatandaşlarımıza rahmet diliyorum, yaralılarımıza şifa diliyorum. Herkesle beraber depremin ortaya çıkardığı sonuçları telafi edebilmek ve ağır süreçteki yaraları sarmak için mücadele ortaya koyuyoruz. Antakya'dayız şu anda. Biraz önce Osmaniye'deydim. Her bir bölgede değerlendirme yapıp, Ankara'daki merkezle ve sayın Cumhurbaşkanımızla paylaşmak ve anlık koordinasyon için arkadaşlarımızla değerlendirme içerisindeyiz. 39 bin 672 vatandaşımızı kaybettik. Arama kurtarma çalışmalarının önemli ölçüde tamamlandığı, 300 binada çalışmaların devam ettiği bir bölümü Hatay Antakya, bir bölümü Kahramanmaraş'ta bir kısmının Adıyaman'da bir de Diyarbakır'da devam ettiğini söyleyebilirim" dedi.

Bakan Soylu, depremin ilk saatlerinden itibaren bölgede olduklarını belirterek "Buradayız birçok arkadaşımızla beraber. Bu ağır deprem sürecindeki yaraları sarabilmek için hep birlikte bir mücadeleyi ortaya koymaya çalışıyoruz. Depremin ilk meselesi arama kurtarmadır. Şunu bir rakam olarak söyleyebilirim. Sadece arama kurtarma yapılan bina sayısı 20 binin üzerindedir. 10 ilde yaptığımız hasar tespitlerinde hemen hemen yarı orandayız. Tabii bununla birlikte aynı zamanda şu ana kadar 39 bin 672 vatandaşımızı kaybettik." şeklinde konuştu.

Bakan Soylu şunları söyledi: 5.05'te AFAD merkezindeydik. İlk yaptığımız uluslararası 4. seviyeye çıkmaktı. Türkiye'de 5.45'te bu illere destek olacak tüm illere çağrıya çıkıldı. Araç gereç, gönüllü çağrısına çıkıldı. Birçok bakanımızla hangi illere gideceğimizi Sayın Cumhurbaşkanımıza arz edip, adım atılması sağlandı. Kahramanmaraş hava limanına inmek istedik inemedik. Gaziantep Havalimanı'na zorlayarak inebildik. 8.15'te bir iki kere inelim diye zorladık. Gaziantep'te hepimiz kendi alanlarımıza devam ettik. 9.15'te Gaziantep'te gördüğüm ilk manzarada dedim ki, Allah böyle felaketi kimseye yaşatmasın. İlk arama kurtarma ekibi 9.30'da oradaydı. Yol ortadan bölünmüştü. Temas bir saatten sonra kesildi. Soğuk var. Orada o saatten itibaren mücadele başladı.

"ÖNÜMÜZDE BİR ARABA TAKLA ATTI"

Depremin merkezi Pazarcık'ın Eğirli Köyü'ne gitmeye çalıştık. İkinci depremle karşılaştık. Önümüzde bir araba takla attı. Şehre dönüp süreçleri takip etmeye çalıştık. Yıllardan beri Türkiye deprem hazırlıklarını sürdürüyor. 3-4 yıldır 106 üzerinde arama kurtarma ekibi yaptık. Aslında hazırlığımız İstanbul depremiydi. 2019'da yaptığımız hazırlıklardan biri Risk Azaltma Planı'na Kahramanmaraş'ta başladık. Planları bütün illere yönelik bitirdik. 2023 yılını afet tatbikat yılı ilan ettik. Mersin Akkuyu Nükleer Santral, dahil olmak üzere, hastaneler dahil olmak üzere 97 bin deprem tatbikatı yaptık. 620 bin afet gönüllüsü oluşturduk. Son 3 yılda hangi tecrübeyi yaşamışsak o sonucu sisteme aktarmaya çalıştık.

"20 BİNİN ÜZERİNDE ARAMA-KURTARMA YAPILDI"

Birimlere arama-kurtarma kapasitesi koyduk. Bunları yaparken önümüze koyduk, Türkiye afet bölgesidir. Bir kapasite anında harekete geçirildi. Jandarmasından polisine kadar, DSİ ve karayollarına kadar yetmedi, uluslararası sisteme kadar. Biz saat 5.30'da çağrıya çıktık, karşılık aldık 3-5 dakika içinde çağrıya çıktılar. Türkiye bu konuda depremi Haber alır almaz, AFAD Merkezi'nde bu sistemi harekete geçirmiştir. AFAD'ın yaptığı kimin nereye gideceğini yönetmekti, hepsini yönlendirdi. Nasıl biz kendimizi deprem bölgesine atmak istiyorsak, arama kurtarma ekipleri de öyle. Doğal olarak tüm araçların 20 bin üzerinde arama kurtarma yapıldı.Bu depremin büyüklüğü, etkisi, bu depremin yıktığı binalar ve bu depremin özellikle yıktığı fay hattı esas itibarıyla ve biraz önce anlattığım koşullar havalimanlarının kapalı olması, telefonların çekmiyor olması, hava şartlarının ciddi şekilde etkilemesi evet bir zaman diliminde alana ulaşmayı zorlandırdı. Ama o insanlar yola çıktı. Gaziantep Havalimanı'na indiğimizde etki alanını görebildik. İkinci problem yaşadığımız ikinci depremdi. Deprem başka bir hatta daha yaygınlığa gitmiş oldu. Türkiye'de tüm itfaiyeler aynı anda harekete geçirildi.

"ELBETTE BİR ŞEYLER SÖYLEYECEKLER.."

Tüm kapasitemizi buraya aktardık. Bizim önceden planladığımız nerede ne yapacağımızı planladığımız. Elbette bir şeyler söyleyecekler. Bizim söylediğimiz bir tek şey var. Bu söylemler olacak. Ama biz acı bir rasyoneliteyle karşı karşıyayız. Bir taraftan arama kurtarma, bir taraftan cenazelerimizin definini yapmak zorundayız. Bazen 20 saat masanın başından ayrılamadım. Bütün bunları yaparken bir taraftan yalanla ilgilenecek zamanımız olmadı. Yapmak istediğimiz tek bir şey vardı vatandaşımızın karşısında dinç durmak. Çok gıda geldi yollar kapandı dendi. Bu çok normal bir şey. 3-4 gün ile gıda ve diğer lojistiğin girişini engellemeyiz. 4-5 günden sonra depolara alır ve dağıtımını sağlamaya çalışırız.

"HİÇBİR PANİK, ŞAŞIRMIŞLIK SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Daha önce Elazığ, İzmir'de orman yangınlarında karşı karşıya kaldığımız modeldir. Burada ölçek çok büyük. 3 Hollanda büyüklüğünde. Bütün arkadaşlarımız her yerde aynı çabayı sevk etmek için büyük çaba sarf edildi. Dünyada hiçbir ülke bu kadar büyük bir depremde bu kadar kısa sürede yaygınlığı oluşturamaz. Ne kadar STK varsa, ne kadar arama kurtarma iş makinesı varsa buraya aktılar. Hijyenden ekmeğine kadar tüm detaylarda eksiklikleri sağlamaya çalışan anlayış ortaya konuldu. Hiçbir panik, şaşırmışlık söz konusu değildir. Üzüntülüyüz, büyük kayıplar yaşadık. Medeniyetimizin en güzel şehirlerinde hem insanların yaşadığı hatıralar medeniyetlerin bıraktığı miraslar yerle bir oldu. Bizim millete karşı sorumluluğumuz var. Yöneticiler olarak biz dik durmak zorundayız. Ben Antakya'ya geldim, burayı deprem olarak tanımlamak doğru değil dedim. Antakya'da hasar oranı yüzde 51. Antakya'da 2 binadan biri bina şu anda yok. Binalar birbirine girmiş. Buranın sürecini içinde yaşamak başka bir şey.

"BİZDEN SONRAKİ NESİLLER BU TABLOYLA KARŞILAŞMAYACAK ŞEHİRLERLE BULUŞACAK"

Burada çalışanların 'Travmaya nasıl yardımcı olacağım?' diye düşünmeleri inanılmaz bir durum. Bu deprem, bu süreç içerisinde bitmeyecek. Önümüzde 1 yıllık süreç var. 99 depremini hatırlıyoruz. El birliğiyle hareket edilmesi lazım. Bölgeleri dolaşıyorum. Hep birlikte koordinasyon içerisindeyiz. 13. gününe giriyoruz. 200 bine yakın çadır kurulmuş, 1 milyon şehirlerden tahliye edilmeye çalışılan. Şehirden tahliyeyi şunun için istedik, bir buçuk ay sonra yapılacaklar var. Buralar medeniyet bahçeleri. Bizden sonraki nesiller bu tabloyla karşılaşmayacak şehirlerle buluşacak. Bazen görülen tablolar karşısında insan olarak etkileniyoruz. Ben bir enkaz başına gittim Maraş'ta sabah. Teyzemiz beni gördü. Yüzüme baktı, ayağa kalktı. 'Ne olur otur' dedim. 'Benim devletim gelmiş' dedi. '7 cenazem var. Devletim gelince ayağa kalkmak zorundayım' dedi. Bu ekip inanıyorum ki, milletimize mahçup olmadan, gelecekte böyle bir şey olduğu zaman bu yıkıntıyla karşılaşmayacak anlayış bırakacağımıza inanıyorum.

"TOKİ KONUTLARINDA HİÇBİR PROBLEM OLMUŞ DEĞİL"

Büyük ve asil bir milletin evladıyız. Büyük bir olayla karşı karşıya kaldık doğru. Bundan insan olarak etkilenmek de doğru. Ama bu olayı, bugüne kadar karşı karşıya kaldığımız bu olayları yöneten ekip, milletimize mahçup olmadan, buralarda bir daha böyle bir yıkıntıyla karşılaşmayacak anlayışı bırakacağımıza inanıyoruz. Birçok yeni yapılan bölgelerde bir problem yok. Adıyaman'ın yeni yapılan bölgelerinde bir problem yok. TOKİ konutlarında hiçbir problem olmuş değil.

"ULAŞAMADIĞIMIZ YER SÖZ KONUSU DEĞİL"

Bunu ilk kez yapmıyoruz. Dünyada hiçbir yerde çadır kentte çocuk oyun alanı örneği gösterilemez. Bunların hepsi olacak. Biz orayı yaşam alanına döndürüyoruz. Konteyner kentlerde de aynısı olacak. Elbiselerin ortaya döküldüğü görüntüler var. Bizimle ilgisi yok. Yardıma gelenler dağıtıyor, elinde kalanları oraya koyup gidiyor. Burada herkes depremzede. Bize itimat etsinler. Aşevlerimizin ulaşmadığı yer söz konusu değil. Bölgede ulaşamadığımız yer söz konusu değil. Çamaşırhane ihtiyacımız var, geliyor. Belediyelerden tüm tuvaletleri çektik. Banyo meselesi bizim dikkatli olduğumuz. Konteyner kentlerde böyle problem olmayacak. Duşu da çağırıyoruz. Tuvalet konusunda ihtiyaçların kısmen giderildiğini söylüyorum.

"HİÇBİR YERDE YAĞMA SÖZ KONUSU DEĞİL"

Hiçbir yerde böyle yağma gibi bir olay söz konusu değil. Yağma şöyle olur. Herkes cinnet halindedir alır götürür. Böyle bir görüntü yok. Bu bölgelerde hırsızlık oluyor zaten. İhbarların bir kısmı sahte. Her bir ihbara gidiliyor. Hatay'da 13 bin jandarma görevli. Bizim güvenlik sağlayamayacak durumumuz yok. Kamu sağlığını düşünürken kamu güvenliğini düşünmemek söz konusu değil. Depremin 2. günü sabahı bizim bölgelerde A 101, ŞOK gibi zincir marketlere 2'şer polis koyduk, birer poşet gıda verdik. Hırsızlık ruhunda varsa, deprem zamanında da deprem olmadığı zamanda da yapıyor. 121 kişi gözaltına alındı.

"ELBETTE Kİ HUKUK GEREĞİNİ YAPAR"

Binaları yapanlar bir şeyle karşı karşıya kalacak mı? 80 üzerinde tutuklama gerçekleşti. Hem bilgilerin alınması hem yakalanmaları konusunda ciddi çalışma gerçekleştiriliyor. Diğerlerinin arama çalışmaları devam ediyor. Yargı önünde hesap vereceklerdir. Binalarla ilgili enkaz çalışmaları bitince karot alınıyor ve binayla ilgili delillendirmeyi gerçekleştiriyorlar. Biz bunu yapmazsak, milletimize yanlış yapmış oluruz. Dikkatli şekilde adımlar atılmaktadır. Elbette ki hukuk gereğini yapar. Dedikodu yapanların, dezenformasyonu buzun üzerine isim yazmak bile bunu karşılamaz. Hiçbir karşılığı söz konusu değildir. Burada yaşanan acı da büyük milletimizin ortaya koyduğu birlik duygusu da büyük. Sadece depremzede değil terör örgütü propagandası dışında hangi siyasi partiden, hangi gruptan kim geliyorsa gelsin ayrım yapılmamıştır. Biz bu süreci tecrübe ve devletimizin kapasitesiyle yönetmek zorundayız. Yöneteceğiz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

Hatay’ın Yeniden İnşasına Öncülük Eden Başkan Altay’a Fahri Doktora Unvanı
MSB, teğmenlerin kılıçlı yemini için 'Mesele disiplinsizliktir' dedi
Irak ve Suriye’nin kuzeyinde 34 terörist etkisiz hale getirildi
Türkiye Diyanet Vakfı’ndan makam aracı açıklaması
Su borusu patladı, vatandaş arabasını yıkadı