ERZURUM (AA) - Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, kriz söylentilerine ilişkin "Bizim cari açığımız yüzde 10'lara kadar çıktı. O dönemlerde kriz söylentisi yapılmıyordu. Bugün cari açığımız yüzde 3,8'e düştü, kriz söylentisinde bulunuyorlar. Yani bunlar tamamen algı operasyonuna yönelik bir girişim." dedi.
Elvan, Sağlık Bakanı Recep Akdağ ile Erzurum'da katıldığı bir televizyon programında, bir gazetecinin "İş dünyası patronlarının 2019 yılında dünya çapında bir kriz bekleniyor, 2017'de yatırım yapacak kazanır" şeklindeki değerlendirmesini sorması üzerine, iş adamlarının açıklamasından önce özellikle son aylarda Türkiye'de sanki ekonominin çok kötü gittiğine yönelik bir algı oluşturmaya çalışıldığını söyledi.
Bu konuda talimat verdiğini aktaran Elvan, "Dedim ki işte 'Türkiye kırılgan bir ülke ve diğer ülkelerle kıyaslandığında durumu kötü' diyorlar. Açıklığıyla şeffaf bir şekilde Türkiye'nin resmini ortaya koyalım." ifadelerini kullandı.
Elvan, "Bugün ne cari açık ne bütçe açığı ne de dış borçlanma itibariyle Türkiye'nin ciddi hiçbir sorunu olmadığını" belirterek, şunları kaydetti:
"Bizim cari açığımız yüzde 10'lara kadar çıktı. O dönemlerde kriz söylentisi yapılmıyordu. Bugün cari açığımız yüzde 3,8'e düştü, kriz söylentisinde bulunuyorlar. Yani bunlar tamamen algı operasyonuna yönelik bir girişim. 2017 yılını yatırımlar açısından gerçekten son derece verimli geçecek bir yıl olarak düşünüyoruz ki çok önemli tedbirler aldık. Özellikle iş dünyasının yatırım yapabilmesi için önünü açacak olan bazı tedbirler aldık. Eğer 2017 yılında yatırım yaparlarsa özellikle imalat sanayisine yönelik yapılan inşaatta KDV'yi geri alabilecekler. Bir takım ekstra teşviklerin verilmesi söz konusu olabilecek."
Aynı kapsamda cazibe merkezi programını başlattıklarını belirten Elvan, bugüne kadar uygulanan teşvik mekanizmalarıyla kıyaslandığında son derece esnek ve işin başından, danışmanlık proje hazırlanması aşamasından, proje fikrinden işletme aşamasına kadar geçen tüm süreyi destekleyen bir mekanizma öngördüklerini kaydetti.
Elvan, bunlara ilave olarak ihracatçıya 2016 yılında 1 milyar liralık destekleme fiyat istikrar fonundan bir kaynak tahsisi öngördüklerini hatırlatarak, "Bunu 3'e katladık. 2017 yılında 3 milyar liralık bir destek vereceğiz. Kamu yatırımları açısından baktığımızda kamu yatırımlarında 2017 yılında çok ciddi bir artışa yönelik bir ödenek tahsisi yaptık ki 2016 ile kıyaslandığında çok yüksek oranda bir artış söz konusu." ifadelerini kullandı.
Belediye yatırımları dahil aşağı yukarı 100 milyar liranın üzerinde kamu yatırımı söz konusu olacağına işaret eden Elvan, şöyle devam etti:
"65-66 milyar civarında merkezi yatırımın kamu yatırımı söz konusu olacak. Tüm bunları dikkate aldığımızda bir taraftan kamu yatırımlarını artırıyoruz diğer taraftan özel kesimin 2017'de yatırım yapmaları kaydıyla ciddi şekilde teşvik mekanizmalarından yararlanacağını ortaya koyuyoruz. Bunun göstergeleri iş dünyası tarafından da verildi. Cazibe merkezi programımız bile 2017 yılının çok parlak geçeceğinin bir göstergesidir. Halen resmi olarak cazibe merkezi programı için başvuruları almamamıza rağmen gayri resmi olarak kalkınma bankamıza başvuran çok sayıda iş adamımız var. Bunların bugün itibariyle toplam proje tutarı 15 milyar lirayı geçti ve 95 bin ilave istihdam öngörülüyor. Önümüzde bir aylık süreç olacak. Yani iş dünyamıza diyeceğiz ki başvurun."
- Sağlık Bakanı Akdağ
Sağlık Bakanı Recep Akdağ ise "Sağlıkta dönüşümün ikinci faslı için önümüzdeki günlerde ne gibi yenilikler olacak, şehir hastaneleri yapımı de son sürat devam ediyor ve Erzurum Şehir Kampüsü ne durumda" sorusu üzerine, 2002'de iktidara geldikleri ilk günden itibaren sağlığı öncelikli alan olarak belirlediklerini söyledi.
Türkiye'de sağlıkta dönüşüm programını gerçekleştirdikleri yıllarda ve sonrasında ülkenin başarısına herkesin büyük takdirle yaklaştığına değinen Akdağ, "Bunun arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi Sağlık Bakanının arkasında çok güçlü biçimde duran Başbakanımız şimdiki Cumhurbaşkanımız, kabine ve Meclis kuruludur." dedi.
Akdağ, sağlıkta bir dönüşüm yapmak için çok paydaşın olduğunu açıklayarak, şunları dile getirdi:
"O kadar çok paydaş var ki Maliye, Kalkınma ve Çalışma bakanlarıyla doğal olarak ekonominin iyi gitmesi lazım. Biraz daha para aktarmamız lazım. Siz parayı iyi kullanacaksınız, vatandaşı da öncelik sahibi olarak belirleyeceksiniz. Sağlıktaki dönüşümün birinci faslının başarısı gerçekten bir ekip hareketiyle ve bu işe inanarak yapılmış olmasıdır. Şimdi ikinci fasılda değişen ihtiyaçlara yönelik strateji hazırlamamız lazım ve bunu hazırlıyoruz. Sahada çok yoğun çalışma yaptık. Şu anda politika laboratuvarlarımızı kurduk. Önümüzdeki 2 ayda yeni dönemin bütün stratejisini yapacağımız faaliyetlerle, onların neticelerine ilişkin göstergelerle ortaya koymuş olacağız."
Türkiye'nin sağlıkla alakalı olarak hastalık yükünün değiştiğini anlatan Akdağ, geçmişte çocuklarını, bebeklerini ve annelerini kaybeden, kızamıktan, zatürreden binlerce çocuğunu kaybeden bir ülke olduğunu söyledi..
Akdağ, bu tablonun değiştiğini kaydederek, "Artık Türkiye'de gelişmiş ülkelerin hastalıkları var. Şişmanlık, hareketsizlik ve sigara içmeye bağlı ve buna benzer bir takım yaşam biçimlerimize ilişkin hastalıklar, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı ve kanserler var." dedi.
- "Türkiye'de sağlıklı yaşam merkezleri kuracağız"
Yaşam biçimlerini, hayat tarzlarını değiştirmeye yardımcı olacak yeni bir sistem geliştirdiklerini ifade eden Akdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye'de sağlıklı yaşam merkezleri kuracağız. Bunlar bine yakın merkez olacak. Etrafında birkaç aile sağlık merkezinin olduğu yeni merkezler oluşturuyoruz. Bu merkezlerin içerisinde diyetisyen, psikolog, fizyoterapist, beden eğitimi öğretmeni, egzersiz salonları, sürekli bir hastalığınız varsa o hastalığınızı yönetecek özel eğitim almış hemşire bulunacak. Bu, işin bizim birinci basamak dediğimiz koruyucu hekimlik tarafı. Bir de sigarada yaptığımız medya kampanyası var. Çok güçlü medya kampanyalarına hazırlanıyoruz. Özellikle şişmanlık ve hareketsizlikle yeterince mücadele edemezsek, sigarayla mücadelemizi geliştiremezsek Allah korusun finansal açıdan sürdürülebilir bir sağlık sistemi oluşturamayız. Çünkü gittikçe artma ihtimali var."
Bakan Akdağ, şehir hastanelerinin ilkinin ocak ayı içerisinde hizmete gireceğini bildirdi.
- "Bilkent'teki hastanenin Avrupa'da ve dünyada da bir benzeri yok"
Şehir hastanelerinin şaheser hastaneler olacağına değinen Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Vatandaşlarımız geçmişte biraz eli ayağı düzgün bir hastaneye giderse, 'Aynen özel hastane gibi hastane' derdi. Türkiye'de artık bu tabir değişiyor. Vatandaşlarımız özel bir hastaneye gittiklerinde 'Geçen gün bir özel hastaneye gittim, neredeyse şehir hastanesi kadar güzel yapmışlar' diyecekler. Bunu yakında göreceğiz. Mersin, Yozgat ve peşinden Isparta şehir hastanelerini önümüzdeki üç ay içerisinde vatandaşlarımızın hizmetlerine sokuyoruz. 2017'in sonbaharına doğru da 3 bin 700 yataklı 8 hastaneden oluşan Ankara Bilkent'teki kampüsümüzü hizmete sokuyoruz. İddialı olmayı çok sevmem ama yani hakkımızı da teslim etmemiz icap ediyor. Mesela Bilkent'teki hastanenin Avrupa'da ve dünyada da bir benzeri yok. Gideceksiniz, acilin önünde aracınızdan ineceksiniz, sizin aracınızı kapalı otoparka bir vale çekecek. Yattığınız zaman tek yataklı, refakatçinizin rahatça sizinle birlikte yattığı bir yatakta yatacaksınız. Yoğun bakımlar da dahi eğer hastanın durumu müsaade ediyorsa hastanın yanında refakatçi alabileceğimiz son derece mükemmel hastaneler yapıyoruz."
Bakanlar Elvan ve Akdağ, program öncesi Atatürk ve Erzurum Teknik üniversitelerine ziyarette bulundu.
AA