ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, "Her konuştuğunda insan haklarından, demokrasiden, katılımdan, fikir özgürlüğünden, ifade hürriyetinden bahseden Avrupa Birliği kurumsal olarak, Hollanda'nın yapmış olduğu bu barbarlığı, vahşeti kınasaydı, Avrupa Birliği içerisindeki üye ülkeler, dostumuz olan ülkeler tek tek resmi olarak Türkiye'ye üzüntülerini ifade eden, geçmiş olsun dileklerini ifade eden sözler söyleseydi. Ama maalesef böyle bir durumla karşılaşmadık. ülkelerin çoğunda bu ırkçı akımların siyaseti etkisi altına aldığı görünüyor" dedi.
Kurtulmuş, Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında düzenlenen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken, gazetecilere açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Bir gazetecinin, Almanya tarafının Hollanda'ya destek açıklamalarını hatırlatarak "Almanya'nın tavrını nasıl değerlendirirsiniz? Özellikle muhalefetten gelen İncirlik'teki Alman askerlerinin durumuna ilişkin bazı öneriler de var, bunları nasıl değerlendirirsiniz" sorusu üzerine Kurtulmuş, son 5-6 senedir sadece Hollanda'yı değil, birçok Avrupa ülkesini etkileyen yeni bir siyasi durumun olduğunu belirtti.
Özellikle göçmenler üzerinden bir yabancı düşmanlığının başlatıldığını ifade eden Kurtulmuş, "Bu yabancı düşmanlığının aynı zamanda İslamofobik çevrelerin körüklemesiyle birlikte çok ciddi şekilde yükseltilmesi. Özellikle bu İslamofobi'nin de Türkiye karşıtlığı üzerinden örgütlenmesi. Bunlar tesadüfi değildir, bunlar maalesef siyasette yeni bir dalganın gelişmesine karşı, aslında kendileri ırkçıları olmayan siyasi akımların da bu dalganın etkisinde, tesirinde kalmasının sonucudur" ifadelerini kullandı.
Kurtulmuş, Avrupa kıtasının uzun yıllar faşizmden çok çektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:
"Yeniden çok yakın tarihlerini gözden geçirsinler, düşmanlıkların, ırkçılıkların, karşı ırktan, dinden, mezhepten olanlara ne büyük bedeller ödettirildiğini hatırlasınlar ve bu tavra karşı kendilerini korumak için tedbir alsınlar. Dolayısıyla Almanya'da da Fransa'da da Avusturya'da da Hollanda'da da Belçika'da da birçok Avrupa ülkesinde maalesef makul, mutedil ve liberal Avrupalıları da endişelendiren, onları da utandıran bu ırkçı dalga herkesi, bütün siyaseti etkisi altında tutuyor. Bu etkiden kurtulmaları lazım. Bu etki altında makul adımlar atılamaz, hatta kendi milli menfaatleri doğrultusunda dahi bir müddet sonra karar almaları zorlaşabilir. Bütün ülkelere bu çağrıyı yapıyoruz, bu Avrupa'nın yakın geleceği için büyük bir tehlikedir hem de çok yakın geleceği için bir büyük tehlikedir. Bir müddet sonra karşıtlığı üzerinden konuşacakları göçmenleri bulamayabilirler, bir müddet sonra yabancılara karşı karşıtlık üzerinden konuşacak fırsatlar bulmayabilirler ama bu düşmanlık birbirlerine düşman olması sonucunu doğurur. Geçmişleri, tarihleri de bununla ilgili birçok konuyla doludur."
Herkesin dikkatli olması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Avrupa'nın Avrupa Birliği değerleri, Avrupa'nın geleceği bunlar üzerine Avrupalılar konuşsalar herhalde ırkçı akımlara karşı da gerekli tedbirleri almış olurlar" diye konuştu.
- Mülteci meselesi
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik'in "mültecilerin durumunun ele alınabileceği"ne yönelik açıklama yaptığı belirtilerek, bununla ilgili Bakanlar Kurulu'nda değerlendirmenin yapılıp yapılmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, "Mülteciler meselesi özellikle gündeme gelmedi" yanıtını verdi.
Bütün dünyanın mültecilerle ilgili sadece laf söylerken Türkiye'nin altı senedir üç milyonu aşkın Suriyeliye kucak açtığını ve on milyarlarca dolar masraf ettiğini dile getiren Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Bunu yaparken 'kimden kaç kuruş gelecek' diye bir hesap içerisinde olmadık. Ama maalesef Avrupa ülkeleri başta olmak üzere Batı dünyası mülteciler meselesini kendisini ilgilendirmeye başladığı anda göz önüne almaya başladı. Bizim için mülteciler meselesi bir insanlık sorunuydu ama Batı ülkeleri için mülteciler meselesi bir şark, doğu sorunuydu. Halen de öyledir. Ne zaman ki kendilerini rahatsız etmeye başladılar, döndüler dediler ki 'Türkiye sizinle anlaşalım, siz mültecileri oralarda tutun, biz de size onun karşılığında serbest dolaşımı verelim'. Müzakereler yapıldı, bire bir anlaşması yapıldı, biz üzerinde söz verdiğimiz hususları yerine getirdik ama maalesef Avrupa Birliği bunları yerine getirmedi. Dolayısıyla o anlaşma, konuşulanların hepsi bir tarafa gitmiş oldu. Kusura bakmasınlar biz bu mültecilerin hepsini kardeşimiz olarak görür, her birisini hazreti insan olarak görür, dünyada kimse onları görmezse, onlara yardım etmeyi bir insanlık vazifesi biliriz. Ama mülteciler meselesini Türkiye yeri geldiği zaman, eğer batı ile bu konuşulacaksa bu bütün bölgenin, coğrafyanın, kıtanın ortak bir sorunudur, onların da elini taşın altına koymaları gerekir. Biz bu çerçevede eğer gerekirse gerekli adımları da atarız, mülteciler meselesinde takındığımız tavrı da gözden geçiririz. "
- "Bu etkinin arkasında kalıyorlar"
Hollanda'nın Türk bakanlara tutumu ve sonrasında yaşananlara ilişkin Avrupa Birliği ülkelerinden Türkiye'ye "geçmiş olsun" dileklerini ileten devletlerin veya liderlerin olup olmadığı sorulan Kurtulmuş, birçok Avrupa ülkesinde bu sene seçimlerin olduğuna dikkati çekti.
Birkaç sene önce yüzde 5-6 oy oranına sahip partilerin yapılan kamuoyu yoklamalarında önde olduğunu, bunun birçok ülke için geçerli olduğunu bildiren Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu partilerin beslendiği yer neresi? Yabancı düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı ve İslam karşıtlığı. Burada maalesef Avrupa siyasetinde, birçok Avrupa ülkesinde ana akım siyasetçiler de bu etkinin arkasında kalıyorlar. Keşke siz bu soruyu hiç soracak durumda kalmasaydınız. Her konuştuğunda insan haklarından, demokrasiden, katılımdan, fikir özgürlüğünden, ifade hürriyetinden bahseden Avrupa Birliği kurumsal olarak, Hollanda'nın yapmış olduğu bu barbarlığı, vahşeti kınasaydı, Avrupa Birliği içerisindeki üye ülkeler, dostumuz olan ülkeler tek tek resmi olarak Türkiye'ye üzüntülerini ifade eden, geçmiş olsun dileklerini ifade eden sözler söyleseydi. Ama maalesef böyle bir durumla karşılaşmadık. ülkelerin çoğunda bu ırkçı akımların siyaseti etkisi altına aldığı görünüyor."
(Bitti)
AA