Naftalin kokusu sinmiş yüreğe
Hasreti bohçasına dürüp kaldırsan ne fayda
Hidayet Çakır
Bütün Türkiye'de olduğu gibi, Konya'da da yerel radyolar altın çağını yaşıyordu; zira radyo televizyon kanununda yapılan değişikle TRT dışında da isteyenlerinradyo televizyon kurmaları kolaylaşmıştı. Yıl 1993'tü, çevremdeki gençlerden biri "Abi Venüs FM şiir yarışması düzenlemiş, şiirlerinden birkaç tane ver de radyoya götüreyim, bugün katılım için son gün" dediğinde "Olur" dedim ve sanırım üç şiir verdim kendisine. Aradan birkaç hafta geçti, bir cuma günü telefon çaldı ve mikrofonik bir ses, ismimi söyleyerek benimle şiir yarışması hakkında görüşmek istediğini söyledi. Şiirim dereceye girmiş ve akşama radyoda ödül için bir program yapacaklarını, benim de katılmamı istiyordu. İşte Hidayet Çakır'la o akşam tanıştık.
Her şeyden önce harika şiir okuyordu, adeta şiirlere yeni bir canlılık kazandırıyor, sesler teatral bir ortam oluşturuyordu. Kendisini tanıdıkça gerçek bir sanatçıyla muhatap olmaktan çok memnun olmuştum. Şairdi, şiir okuyordu, tiyatro sanatçısıydı. Radyoda yaptığı Duygu Pınarı adlı şiir programı o yıllarda Konya'da önemli bir kitleye hitap ediyor, gönülleri şiirliyordu adeta. Efsunlu sesi, duygusal vurguları ve geniş bir şiir repertuarı ile hafta içi akşam 19.00 ile 20.00 arasında şiir severlere muhteşem anlar yaşatıyordu. Zaman zaman benim şiirlerimden de okuyor, bazı programlarda telefonla beni canlı yayına alarak şiirlerimi okumamı sağlıyordu.
Hidayet Beyin kendi cümleleriyle biyografisi şöyle : 1955'de Konya'da dünyaya gelmişim. İlk okulu Altın Çeşme'de okudum. Orta okulu terk ederek İstanbul'a gittim, amatör tiyatrolarda görev aldım. Şiir yazmaya askerde başladım. Askerlik dönüşü, Konya'mızın en önemli şairlerinden üstat Feyzi Halıcı ile tanışma fırsatım oldu. Kültür müdürlüğüne memur olarak atandım. Konya Devlet Tiyatrosu'nda birçok oyunda baş rol oynadım. Uzun yıllar radyo yöneticiliği ve programcılığı yaptım. Türkiye genelinde yapılan bir şiir yarışmasında " Tanrı mı Ağlıyordu" adlı şiirimle birincilik ödülü aldım. Yugoslavya'da "Kafes" adlı şiirimle ikincilik ödülü aldım. Türkiye'nin birçok yerinde şiir dinletileri yaptım. Bu arada orta okulu ve liseyi dışardan bitirdim. Biri kız biri oğlan iki evladım var. Halen Alanya'nın küçük bir beldesinde dingin bir hayat sürmekte ve şiir yazmaktayım." Hidayet Bey bahsetmemiş ama " Tanrı mı Ağlıyordu" adlı bir de şiir kitabı mevcut.
Evet Hidayet Bey, görüldüğü gibi Konya'mıza çeşitli alanlarda kültürel olarak çok katkı yapmış, hizmet etmiş değerli bir sanatçıdır. Aslında Konya'da yetişen pek çok sanatçımız var, ama nedense gölgelerde kalıyor; gün yüzüne çıkmakta şans, diğer büyük illerde olduğu gibi yüze gülmüyor. Buradan bu vesileyle yerel yöneticilerimize seslenmek isterim. Sevgili Valim, Belediye Başkanlarım, kültürümüze hizmet veren kurum başkanlarım elbette ki bu şehre güzel hizmetlerde bulunuyorsunuz, ancak biraz da bu bahiste hassasiyet gösterseniz, eminim ki şu güllerle bezediğiniz Konya'nın içinde yaşayan insanların gönüllerindeki çiçekleri de açtırmış olursunuz.
Hidayet Çakır'ın şiirlerinden bir örnekle, sizlerin gönül iklimini, duygu pınarından sulamak isterim.
DOSTA MEKTUP
Şehirden çok uzaktayım
Balkonum hüzne bakıyor
Sabahları sera yanında inekler otluyor
Susadan gelip geçiyor otobüsler
Ekmeği kendim yapıyorum
Suyum arıtmadan geliyor
Ne zamandır şarja takmıyorum telefonumu
Arayanım birkaç vefalı dost
Bayram öncesi duruşması varmış
Zekiye hanım aradı, adliyede buluştuk
Sağ olsun
Şiir yazarsın diye bana bir laptop aldı
Şapkamın altına üç beş kuruş
Vedalaşırken eridi içim
İşte böyle dostum
Sana buradan filancanın selamı var diyemiyorum
Köpeğim üç kere havladı, kabul et
Her şey yolunda gibi görünse de
İçimde bir volkan kaynıyor
Şehirden çok uzaktayım
Balkonum hüzne bakıyor