"Kafes Eylem Planı’nı hatırlayacaksınız. Gayrımüslimleri hedef alan plan. Plan yakın bir tarihte, Mart 2009’da hazırlanmıştı. Planın bir bölümüne göre Türkiye’de yaşayan gayrımüslimlere suikastlar düzenlenecek, azınlıkların yaşadığı mahallelerde bombalar patlatılacak, gayrımüslimler anaokullarındaki öğrencilere varıncaya kadar fişlenecek, bazı işadamları kaçırılacak ve öldürülecekti. Tüm bunlar yapıldıktan sonra AK Parti iç ve dış kamuoyunda zor durumda bırakılacaktı.
Planda Rahip Santaro, Malatya Zirve Yayınevi ve Hrant Dink cinayetinden “operasyon” olarak bahsediliyordu."
Kafes Eylem Planı’nı 19 Kasım 2009’da Taraf’ta haberleştiren Mehmet Baransu, bugün köşesinde isim vermeden Ruşen Çakır'a çok sert eleştiriler getirdi...
YÜZLERCE SAHTEKAR SİMAYI GÖRDÜM
"Hrant Dink için düzenlenen sessiz yürüyüşte yüzlerce sahtekâr simayı gördüm." diyen Baransu, Çakır ile ilgili şöyle yazdı:
"Hele biri Hanefi Avcı kitap çıkardığında kendisini programına konuk etmiş ve saatlerce kitabın ne kadar mükemmel, önemli ve tarihi olduğunu ballandıra ballandıra anlatmıştı. Program saatlerce sürmüş ve kitaptaki Hrant Dink cinayeti bölümüne hiç girmemişti. Kitapta ne mi yazmıştı Avcı; “Hrant Dink’in öldürülmesini Ergenekon veya benzeri gruplar tarafından yapılmış olacağına mevcut deliller ve olayların oluş biçimine bakarak kimse beni ve makul birini ikna edemez. Bu iddialar zorlamadır. Hrant Dink cinayetini ele alırsak, bu olay da her yönüyle en ince teferruatına kadar araştırılmış, karanlıkta kalan hiçbir yanı olmayan bir olaydır.”
CİNAYET BU SAHTEKARLAR YÜZÜNDEN ÇÖZÜLMÜYOR
Hrant Dink cinayeti neden mi çözülmedi dersiniz? İşte bu sahtekârlar yüzünden. Devletteki, bürokrasideki gerçek büyük ağbiler yüzünden. Onların basındaki “elemanları” yüzünden.
Dink cinayeti yalanları adı altında ortaya atılan yeni yalanlar yüzünden. Bu cinayetin içinde herkes vardı ve bu herkes yangının kendi mahallesine sıçramaması için var gücüyle ortaya yeni yalanlar attılar. Ortalık toz duman halindeyken de birileri delilleri yok edip, sahte belgeler düzenlemeye başladı.
Hrant Dink cinayetini çözeceksek, önce sahtekârlardan, sonra tek tek yalanlarından başlamak gerekli. (...)
SORUMLULUK AİLEYE VE DOSTLARINA DÜŞÜYOR
Bu konuda en büyük sorumluluk da aileye ve Hrant’ın dostlarına düşüyor. Çevrenizde sizi ‘kafes’e almakla görevli olan sahtekârlara ve onların kime, nereye çalıştıklarına iyi bakın. Özellikle gazeteci kılığındakilere. Yazdıkları kitapları da bir kez daha okuyun. Önce o kitapları yazdıranları bulacaksınız, ardından da gerçek katillere ulaşacaksınız."