Devlet, milliyetçilik, vatanseverlik konuları hakkındaki yazılarım aslında Barış Pınarı Harekatı ile kuvveden fiile geçmiş durumda.
Vatan, devlet, millet bunların hepsi bir bütünün aziz parçalarıdır.
Bugün Türk Ordusu pek çok engellemelere rağmen, NATO’yu, AB’yi, Arap Birliği’ni karşısına alarak tarihimizin en önemli harekatlarından birine imza atmaktadır.
Barış Pınarı Harekatı iki günlük düşünmeyle gerçekleşmiş bir harekat değildir.
Harekatın arkasında 4 bin yıllık Devlet tecrübesinin yattığını bilmeliyiz.
Harekatın arkasında 100 yıllık bir SEVR dayatmasına cevabın verildiğini bilmeliyiz.
Harekatın arkasında Türkiye’yi terör örgütleriyle terbiye etmek isteyen güçlü lobilere dersini vermek olduğunu bilmeliyiz.
Barış Pınarı Harekatı büyük savaşlar düşleyerek ortadoğuyu kan gölüne çevirmek isteyenlere karşı en görkemli duruştur ve bölgeye Barış’ın götürülmesidir.
Türk devleti bu harekatla sadece Türkler için değil, Araplar, Kürtler ve çevre ülkeleri için de barış ve huzur götürmektedir.
Barış Pınarı Harekatı Suriye’nin kuzeyini terör deleti haline getirmeye çalışanlara bunların ağababalarına verilen en önemli cevaptır.
Bugün bu Pınar’ın mübarek suyunu kirletmek için türlü yalanlarla Türkiye Cumhuriyeti devletinin operasyonunu kalamaya kalkanların Ortadoğu’da neler yaptığını biliyoruz.
Ortadoğu’yu mazlumların kanıyla sulayanlar ve burayı terör örgütleriyle doldurmaya çalışanlar, Türkiye’ye barış dersi vermeye kalkmalara abesle iştigaldir.
Barış Pınarı Harekatı yalnızca dışarıdaki terör unsurlarını yok etmeye dönük değildir.
Bu harekat aynı zamanda milli bekamızı korumaktır.
Türk Ordusu bu nedenle Sınır ötesinde dosta güven düşmana korku vermektedir.