“Da Vıncı Şifresi” isimli kitabın yarattığı infialle sansasyonel eserlere ve bu eserlerdeki komplo teorilerine de itibar artmadı değil. Hatta bizdeki taklitlerinin kırdıkları cevizler kırkı geçti. Yani taklitte kaliteli olduğumuzu, taklit ettiğimiz şeyin suyunu çıkarak bir kere daha gösterdik. -Bu taklit furyası bir zaman tarihi romanlar sahasında, “Safiye Sultan’’la da başlamış “Nur Banu” gibi Türk işi taklitlerini de doğurmuştu.- Lise yıllarımda ben de bu tip sansasyonel kitaplara itibar etmedim değil. “Bay Pipo”, “Reis” gibi, Sansasyonel Soner’in -O’na bu ismi ben buldum, nasılım?- o dönemlerdeki meşhur kitaplarını da liseli olmanın verdiği heyecan ve macera düşkünlüğü ile okuyordum anladım ki bu işlerde fayda yok sonra kendimi beyitlerin, hikayelerin, romanların, içinde buldum. Sonra haydi ver elini oradan radyo mikrofonları ve ilh… Elhasıl o gün bugündür komplo teorilerine dair merakımı lise öğrencisi üniformamla beraber o yılların askısına astım. Ta “Armagedon” yazarının bir iddia etrafında ortaya çıkan romanı çıkana kadar. Ancak şunu söylemeliyim bu işlerle uğraşan herkese aynı mesafede olduğumu belirmekte fayda mülahaza ediyorum. Ama Aydoğan Vatandaş en azından önüne geleni “dönme”, “sabetay” veyahut “vatan haini” olarak damgalamıyor. O biraz daha reel yaklaşıyor meselelere, en azından kendi yazdığı kitabın roman olduğunun idrakinde bir yazar. Değilse üzerinde durdukları konu bakımından bu tarz işlerle uğraşan yazarların hepsine eşit mesafedeyim. Ortaya koydukları şeylerin hiçbirine, iyice bir düşünüp çevremdekilerle tartışmadan inanmam.
Ancak bu konu biraz farklı. Çünkü kitapta anlatılanlarla olduğu iddia edilen olayların bazılarının örtüştüğü söyleniyor. Ama bundan önce eserin konusu üzerinde durmakta fayda var. Kitap Türkiye’deki Ergenekon örgütüyle Almanya’da Hitler’i iktidara getiren örgüt arasında bağlantı olduğunu iddia ediyor. Ama ilgimi çeken bu iddialardan öte piyasadaki Barnabas İncillerinin aslından mülhem olarak yazılmış bir taklit olmalarıydı.
GERÇEK BARNABAS İNCİLİ NERDE?
Yukarıda da belirttiğim gibi üzerinde durdukları konu bakımından bu tarz işlerle uğraşan yazarların hepsine eşit mesafedeyim. Nuh Gönültaş’ı fırsat buldukça okurum; ama çoğu bahsedilen tarzdaki konuları ele aldığı yazılarının benim üzerimde bıraktığı tesir, yukarıda bahsettiğim sansasyonel romanların bıraktığı tesirden öte bir tesir ifade etmiyor. Bazen basındaki aşırılık ifade eden çıkışlarını ve infial yaratan, yazana da hedef alınana da bir fayda vermeyen iddialarını da tasvip etmiyorum. En azından o üslup geçmişte yazdığı ve şimdi yazmakta olduğu gazetelerin hiçbirine de yakışmıyor. Onu kabul edecek agresif üslupta gazeteler var, bence illa o çizgiyi takip etmek istiyorsa onlardan birine gitse daha iyi olur.
Evet Gönültaş’la ilgili kanaatlerim bu. Ancak şunu da ifade etmeliyim ki bazen en olumsuz gözle baktığınız insanları bile arada bir okumakta fayda var. Değil ki ben Gönültaş’a olumsuz gözle de bakmıyorum. Dediğim gibi sadece yersiz çıkışları hoşuma gitmiyor. Bu yüzden de bir kaynağı referans alan, ortaya en azından üzerinde düşünülecek bir iddia atan her müddeiyi dinlemekten/okumaktan zara gelmez.
Yukarıda bahsi geçen “Piyasadaki Barnabas İncillerinin sahte” iddiası akla şu soruyu getiriyor. Peki o zaman gerçek Barnabas incili nerde saklanıyor? Bu iddianın cevabıdır ki bizi asıl ilgilendiren taraf bu. Gerçek Barnabas incilinin Hakkari’de bulunduğu iddia edilmiyor, bizzat inanılarak söyleniyor.(Gönültaş, 2007;5)
HAKKARİ’DE NELER OLDU?
İncilin Hakkari’de olduğu Gönültaş’ın 07/08/2007 tarihli Bugün Gazetesi’nde kaleme aldığı bir köşe yazısında. ifade ediliyor. Gönültaş bunları “Armagedon” yazarının kaleme aldığı “Kayıp Kitap Barnabas’ın Sırrı” isimli kitapla ilgili görüşleri etrafında söylüyor. Gönültaş şöyle diyor: “Kitap (“Kayıp Kitap Barnabas’ın Sırrı” isimli kitabı kast ediyor.) bir bilim-kurgu ancak 1984 yılında Hakkari’de gerçekten bir Barnabas incili bulundu. İncil’i bulan köylüler, tarihi eser kaçakçılığı iddiasıyla hapis cezası aldılar, söz konusu İncil’e güvenlik güçlerince el konularak tercüme çalışmaları durduruldu.” (Gönültaş, 2007;5)
İNCİL ŞİMDİ NEREDE?
Yukarıdaki satırların yazarı bu soruyu Aydoğan Vatandaş’a soruyor. Aldığı cevabı kendisinden dinleyelim:
“Aydoğan Vatandaş’a şu an Barnabas incilinin nerede olduğunu da sordum. O kadarını da sen bul diyor. Siz de öyle yapın dil ve anlatım bakımından da son derece başarılı, bu kitaba bakın.”
Demedim mi ben size bunların hepsi aynı diye. Gemisini yürüten kaptan bu ülkede mirim. Ama inanarak değil sadece bu tip bilim-kurgu romanlara merakı olanlar yine de okusunlar bence…