KAYIP KİTAP BARNABAS’LA İLGİLİ SON GELİŞME
Gazetemizin 18 Eylül 2007 Salı günkü sayısında yayımlanan “Barnabas’ın Sırrı” başlıklı yazı her ne kadar başlangıçta konuyla ilgili yazılmış romanı ve yazarını merkeze almadan kaleme alınmış da olsa baya bir dikkat çekmiş olacak ki konuyla ilgilenen pek çok okurumdan bir sürü mail aldım ve hala da almaktayım. O yazımızda genel olarak sansasyonel üslupla kaleme alınıp ciddi bir tarihi araştırmaymış gibi mahşerî vicdana arz edilen eserlerden bahsetmiş ve hazır gündemdeyken tavsiye niteliğinde Aydoğan Vatandaş’ın kayıp kitap Barnabas’ın sırrı konulu eserinden de bahsetmiştim. Gelen mailler ve yorumlar da genelde yazımda kitaptan bahsettiğim yerlerle alakalı idi. Aydoğan Vatandaş ismiyle aldığım bir mail de kitabın yazarının bu yazımıza kayıtsız kalmadığını gösterdi. Kendisinden bir teşekkür maili aldım. İsterseniz o güne dönelim ve kayıp incille ilgili gelişmelere devam edelim. “İncil Nerede?” ara başlığını kullanarak Nuh Gönültaş’tan muktebes şu satırları kullanmıştım: ‘“Aydoğan Vatandaş’a şu an Barnabas incilinin nerede olduğunu da sordum. O kadarını da sen bul diyor. Siz de öyle yapın dil ve anlatım bakımından da son derece başarılı, bu kitaba bakın.” Ve ardından şu yorumu eklemiştim: “Demedim mi ben size bunların hepsi aynı diye. Gemisini yürüten kaptan bu ülkede mirim. Ama inanarak değil sadece bu tip bilim-kurgu romanlara merakı olanlar yine de okusunlar bence…’
AYDOĞAN VATANDAŞ’IN BANA CEVABI
Bu sorumuzu dikkate alan hazret -sağ olsun- bendelerini cevapsız bırakmadı. Dün (geçtiğimiz Pazar günü) yine kendisinden konuyla ilgili bir mail aldım. Bana Star Gazetesi’ne verdiği bir röportajın aynı gazetenin sitesinde yayımlanan bir linkini gönderdi. Gönderdiği mailde “Onur Bey,Aşağıda romanla ilgili bir röpörtaj var. İncil'in nerede olduğuna ilişkin sorunuzun yanıtı da...” diyen saygıdeğer yazarın konuyla ilgili Ayşe Özkan’a verdiği röportajdaki can alıcı ifadelerini aynen aşağıya aktarıyorum. Konuyla ilgili yorumu da sizlere bırakıyorum.
VATANDAŞ FERYAT EDİYOR!
Ayşe Düzkan: “Barnabas İncil’i nasıl bulundu”
“1980’lerin başında Hakkari’de Kelo Memo dağının yakınlarında bir mağarada, 150 metre derinlikte taştan yontulmuş bir oda bulundu. Burası aslında 324 odalı bir yeraltı şehridir. Aziz Barnabas İncil’i burada yazdı. Eser önce Ferhan Babat adlı bir korucu başının elini geçti. Eserin Aziz Barnabas’ın yazdığı İncil olduğu anlaşıldı. Zürih’te yapılan karbon testiyle 2 bin yıllık olduğu anlaşıldı. Jandarma Karargahı’nda iki yıl saklanıp o zamanki adıyla Özel Harp Dairesi’nin eline geçti. 1984’te Özal başbakan olunca bu İncil’in tercüme çalışmalarını başlattı. Bu işin başında Sami Karamısır Paşa ve daha sonra MİT müsteşarlığı da yapmış olan Hayri Ündül Paşa vardı. 19 sayfası tercüme edildikten sonra çalışma durduruldu. Daha sonra Nahit Şenoğul Paşa konuyla ilgilendi ve başka bazı bölümlerin tercümesini sağladı. Eser 2000’e kadar Özel Harp Dairesi’nin kontrolündeydi. Eserde tevhid inancı, Allahı zikretmenin, ibadetin önemi gibi hususlar var. Hükümet konuyla mutlaka ilgilenmeli. Bu İncil insanlığın ortak meselesidir. Bir vatandaş olarak rica ediyorum. Bu İncil’i dünyaya hediye edin.”
Ayşe Düzkan: “Bunun bir etkisi olur mu?”
“Öncelikle, ‘Tarihte Isa diye birisi olmadı’ diyen çevreleri susturacaktır. Incil’in teolojik olarak Kuran’la ne denli uyumlu olduğu ortaya çıkacaktır. Aziz Barnabas Hakkári’de bulunan bu Incil’i 4. nüsha olarak yazmıştı. Bunun diğer nüshalardan farkı tefsirli oluşuydu. Bu arada 80’lerin basında piyasaya sürülen ve de Kuran’la apaçık çelişen bir Barnabas Incili var. Hristiyanlar bu Incil’in Ortaçağda yaşamış bir Müslüman tarafından yazıldığını iddia etiler hep. Oysa bir Müslüman’ın Kuran’la bu denli çelişmesi düşünülemez. Bu İncil aslından bazı izler taşıyan bir kopya olabilir ancak. Ancak biri 3. yüzyılda diğeri de 7. yüzyılda yazılmış iki farklı kaynak 1. yüzyıla ait bir Barnabas İncil’i olduğunu söylüyor. Kanımca Hakkári’de bulunan bu İncil Kuran’da da bahsedilen otantik İncil’dir. Ortaya çıktığında tarihin yeniden yazılması kaçınılmazdır.”(*)
İADE-İ TEŞEKKÜR
Daha önce konuyu köşemize taşıdığımız için bize teşekkür eden Aydoğan Vatandaş’a bizi bilgilendirdiği için; şahsım ve okurlarım adına ben teşekkür ederim.