Milli maçlar ve deplasman sonrası, seyirden ve spor kamuoyundan uzak kalan takımımız.
Bursa deplasmanından eli boş gelmenin üzüntüsünü yaşamaktadır. Zorlu deplasman Bursa’dan kolay puan alınamayacağını biliyorduk. Rakip için zor kazanılan müsabakanın bizim için kahredici olduğu muhakkaktır. Bazen iyi oynayarak da kaybedilebiliyor. Futbol oyununun güzel tarafı da bu olsa gerek. Futbolda her an her şey olabiliyor.
Bunlar olup biterken, takım üzerinde diğer takımlarda olduğu gibi ayan beyan söylenmese de gidecekler az çok kestirilebilir. Geleceklerle alakalı Ünal hocadan sır çıkmıyor. İnşallah en doğrusu ve en iyisi olacaktır. Buna şüphem yok. Söyleyeceğim bir şey var ki o da takımın gençleşmesi. Her takım bunu yaparken biz neden yapmayalım. Bir diğer konu eksik mevkilerin tespiti. Teknik konulara girip futbol ukalalığı yapmak istemiyorum ama lig başından beri sağ ve sol kanatta oynayan futbolcularla alakalı olacak. Erkan ve Da Silva önde mi oynuyorlar geride mi? Sistem olarak üç beş iki oynamadığımıza göre bu adamların önlerinde veya arkalarında kim oynar. Birileri idareten oynuyorlarsa bilemiyorum. Kaç futbolcu alınacak bilmiyorum ama sanıyorum bu bölgelere iki futbolcu kesin gibi görünüyor. Diğer mevkilerin ihtiyaç ve yedeklemeleri de mutlaka olacaktır.
Sportif anlamda başarının ışığı Ünal Karamanla göründü. Konyasporla ilgili kaygılarda bitti. Son bir ayda telaffuz dahi edilmeyen kötümser habere rastlanmadığı gibi, hiç bir yerde yorum dahi yapılmıyor. Bunlar güzel şeyler. Çünkü şehrimizde dile düşme dibe düş derler.
Sporda, siyasette ve ticarette Allah muhafaza dile düşmeye gör. Fakat sportif başarı yetiyor mu? Hayır. Kocaman HAYIR. Beş bölünmüşlük bir yönetimle üç beş kişiyi bulamayan yönetim toplantılarıyla kurumsallığa bakar mısın. Hani herkesin azına doladığı kurumsallık vardı. Şimdi nerelerde. Yirmi bir kişilik yönetim beş kişi ile toplanamıyor. Kaç kişinin istifa ettiği dahi belli değil. Kurumsallık adına ne yapıldı. Sis perdesinin içine gömülen tesislerden tutunda ekonomik sıkıntılara varıncaya kadar. Konyaspor adına ne yapıldı. Koca bir hiç. Neredeyse üçüncü yılını dolduran bu yönetim Konya’ya ve Konyaspor’a hiçbir şey kazandırmadılar. Sonuçta bu bölünmüş guruplar genel kurula dört ay kala kendi başkanlarını çıkarmaya başladılar. Üç yıldır yapmadıklarını bundan sonra yapacaklarmış gibi hesap kitap peşindeler. Her ne varsa bu yöneticilikte. Bir daha, bir daha… Arabalarınızla rahat maça girmek için mi? Bu takıma ne kazandırdınız. Hangi hizmetlerin altına imza attınız. Tabiî ki aday olursunuz. Tabiî ki seçilirsiniz. Nasıl olsa kongreye yine elli altmış kişi gelir ve seçilirsiniz. Unutmayın ki güçsüz kalırsınız, zayıf kalırsınız. Kamuoyu desteğini alamazsınız. Vicdanlarınızda sizi sürekli rahatsız eder.
GEMİYİ TERKEDEN KAPTAN OLURSA
Belli olmayan istifalardan sonra, belli olan istifa sonunda geldi. Kaptan yani başkan istifa ediverdi. Günahıyla sevabıyla, yaptıklarıyla yapamadıklarıyla, borcuyla derdiyle, çayıyla çorbasıyla çekti gitti. Benden sonrası tufan. Olmadı ama. Böylesi hiç şık olmadı. Geriye dönüp bakarsak burada olmak için nede çok çalışıp çabalamıştı. Ansızın çekip gitti. Şok bir istifa. Olmadı başkan olmadı. Daha yapılacak çok işler vardı.
Daha neler olacak bakalım. Oyuncak ettiler oyuncak. Vay beeeee.
Bir devri Ahmet Şan sona erdi. Bu almış olduğu hayırlı karar inşallah kendisine ve Konyaspor’a faydalı olur.