Başbakan kime git aday ol dedi?
Sabah namazından sonra şu bürokrat yanıma gelsin, demiş Başbakan. Sabahın erken saatlerinde karşısında çalışmaya çoktan başlamış bir Başbakan gören bürokrat, heyecanla biraz sonra olacakları düşünürken, dönmüş ve “Sen nerelisin deyivermiş?” Başbakan.
“Şehrinde tanınır mısın, gider gelir misin?” türü sorulardan sonra valilik kararnamesinde ismi geçen bürokrata “Git şehrine, aday ol” demiş ve elindeki evrakı yırtmış…
Vali olacakken vekil oluyor, kısmetse tabi o bürokrat…
İşte kader böyledir, senin istemenle, hesap yapmanla olmuyor…
Bir sabah çağrılıp listeye girivermek kadar basit…
Yukarıdaki olay geçtiğimiz hafta yaşandı. Bu özel bilgiyi paylaştığım için, adayımızın kim olduğunu veya şehrini söylemeyeceğim…
…
Dün temayül oylaması yapıldı. Delegelerin kime meyil ettiklerini ölçmek için…
Sabah saatlerinde ben de gidip atmosferi yerinde görmek istedim. Trafik yüz metre öteden tıkanmış, taşra ilçelerden gelen otobüsler, minibüsler ve özel otolar yol kenarlarını doldurmuş. Salon hınca hınç dolu, adaylar kendilerine ayrılan stantlarda delegelere broşürlerini ve kaçıncı sırada olduklarını belirten kartvizitler dağıtıyor…
Ne olup bittiğini bilmeyen birine gösterseniz, milletvekillerinin bu salondan seçileceğini sanar. O derece kalabalık ve heyecan dolu salonun içi de dışı da…
Orada bulunan tüm delegelerin ismini bildiği adaylar da var listede, ismini hiç kimsenin duymadığı adaylar da. Kimsenin diğerine tepeden bakma lüksü yok. Herkes -en azından- burada eşit bir yarışta. Ama delegelerin kahir ekseriyeti kimi işaretleyeceğine önceden karar vermiş vaziyette; kendinden emin bir şekilde sıraya girip istedikleri isimleri işaretliyor ve çıkıyorlar…
Bazı aday adayları karizmalarıyla ve dolgun özgeçmişleriyle bir adım öndeyken, bir kısmı da şansını deniyor, belki diye…
Listeyi tepeden aşağıya süzüyorum. Ben karar verecek olsam kimleri birden ondörde kadar sıralarım diye… Güzel bir liste yapıyorum, ama burada zikretmek uygun olmaz…
…
Akşam muhterem bir ağabeyimle konuşuyorum, kaliteli isimlerin esas listeye yazılabilmesinin gerekliliği ve önemi üzerinde duruyordu…
Ben de aynı şekilde Konya’nın siyasi çıtasını yükseltmek ve kaliteli insanları vekil seçebilmek için azami gayretin gösterilmesi gerektiğini söylüyorum. Yavuz Donat’ın “Meclis’te 20 tane Kayserili var, başka şehirlerden girmişler” muhabbetini tutmadığımı kemiyetin değil keyfiyetin önemli olduğunu savunuyorum…
Bir Ahmet Davutoğlu 20 vekilden önemlidir diyorum yani…
Biz Konya olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a “Sayın Başbakan gelin Konya’dan aday olun” daveti yapabilmeliyiz. Devlet Bahçeli’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’na bu şehir sizin adaylığınızla gurur duyar diyebilmeliyiz…
Konya’nın kibarları ortaya çıkan aday adayları kadar, hiç ismi gündemde olmayan kişileri de bulup siyasete davet edebilmeliydi, ama yapılamıyor/yapılamadı. Maalesef yine aynı şeyleri yaşıyoruz. Seçimden hemen sonra yıllardır Ankara’da yaşıyormuş gibi havalara girip bize bile tepeden bakan adamcağızlar seçeceğiz istemeye istemeye…
…
Kimi aday adayları için, ‘söz almasa, güvenmese müracaat etmezdi’ türü geyikler yapılıyor ev sohbetlerinde. Sözü kimin verdiği muamma...
Kim kime söz verebilir ki Başbakan’dan başka…
Başbakan’ın ‘git aday ol’ dediği kişi sayısı da bir elin parmakları kadar. Yoksa siz onlardan birisi misiniz?