Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, daha önce hiçbir Genelkurmay Başkanı’nda görmediğimiz bir halkla ilişkiler atağında. Önce bütün karargahıyla Milliyet’ten Fikret Bila ile görüştü, ardından Hürriyet’ten Enis Berberoğlu’na mülakat verdi, sonra da Genelkurmay’ın bir etkinliğinde bütün gazetecilerin birden karşısına çıktı, ayaküstü açıklamalar yaptı. Manşetlerde gezen bir Genelkurmay Başkanı... Peki ne söyledi Başbuğ? Eleştirilecek, konu edilecek pek çok şey... Herhangi bir öncelik sıralamasına tabi tutmadan aklıma geldiği sırayla yazacağım.Kurumlararası çatışma ihtimalinden söz etmek, çatışacak kurumların başındaki insanların ağzına yakışmaz.
Eninde sonunda Genelkurmay ve Türk Silahlı Kuvvetleri de, Türkiye Cumhuriyeti’nin parçalarıdır, bu Anayasa’ya tabidir. Evet masumiyet karinesi önemli bir hukuk ilkesidir ve hepimiz bu ilkeye saygılı olmak zorundayız. Ama devam eden davalar hakkında avukat veya savcı gibi hareket etmeme gereği de önemli ve saygı duyulması gereken bir hukuk ilkesidir. Gerek ‘Balyoz planı’ konusu ve gerekse Dursun Çiçek’in hazırladığı meşhur plan konusu, henüz kovuşturma aşamasında olmasalar da suç soruşturmasına konu olmuş şeyler.
Bu konularda da kurumların konuşmaması gerekir. Balyoz planı’ konusunda Genelkurmay Başkanı kamuoyuna açıkladığından fazlasını biliyor; çünkü bu plan hazırlandığında o Kara Kuvvetleri’nin Kurmay Başkanı olarak görev yapıyordu. Sürekli savunmada kalmak, hiçbir yönetici için hoş olmayan bir pozisyon, bunu kabul ediyorum. Ancak, yürütüldüğü söylenen ‘Asimetrik psikolojik harekât’a karşı bir başka psikolojik harekât yapmak yerine, hukuka ve gerçeklere saygıyı ilke edinmek, sanki daha doğru bir tercih olur. İsmet Berkan-Radikal