Başdöndürücü transferler

Selman S. Akyüz

KONYASPOR’DA BAŞDÖNDÜRÜCÜ TRANSFERLER

 

Bu transfer dönemi ortaya koydu ki; Konyaspor’un hiçbir maddi sorunu kalmamış. Ara transfer döneminde, “Önceki icraatlarımızın tamamı zırvalıktan ibarettir” denilircesine oyuncu alınıyor. Sezon başında yapılan takımı, hali hazırdaki oyuncuları, gösterdikleri performansı inkar edercesine transfer yapılıyor.

Bu kulüpte, geçtiğimiz yıl, otobüs almak amacıyla iş adamlarından 3-5 milyar toplamak için koskoca yöneticiler kapı kapı dolaşıyordu. İnanılmaz değil mi? Şimdi ise ara transfer döneminde 6 oyuncu birden alınıyor. Bu futbolcuların 4’ü ilk on birde oynaması için getiriliyor. Fatih Özer ve Trabzonlu Yusuf’u saymıyorum bile çünkü yapılan transferler gençlerin kulübeden çıkma ihtimalini hayli düşürdü. Menejer Hasan Dağlı’nın da “Ligin en iddialı takımlarından biri olduk” açıklamasını bu ortamda doğal karşılamak gerekiyor. Ama yönetimin bu konuda hiçbir sorumluluğu yok. Kendilerinden isteneni yapıyorlar. Sayın Arif Çelik’in belirttiğine göre de bu transferler son derece makul rakamlara yapılmış.     

Transferlerden, getirdiği maddi yükün yanı sıra teknik olarak da şu sonuç çıkarılabilir: “Ünal Karaman ilk yarı boyunca 25 puan alarak “tarihe geçtiği” takımındaki oyuncuları ancak bu kadar oynatabiliyor. Oynatamadığı oyuncuyu da takımda tutarak (özellikle gol bölgesi) yeni oyuncular alıyor.”

Son dakika golü gibi Neca’nın “Ciddi” bir bonservis bedeliyle Ankaraspor’a gönderilmesi ise yönetimden hiç beklenmeyen bir manevra oldu. 1,5 yıllık sözleşme imzalandığı söylenen Yusuf için Trabzonspor’un “6 aylığına kiraladık” açıklaması ise kafaları karıştırdı. (Sezon sonunda sözleşme uzatılsa da kiralık olması olumsuz.) 

Özden’in gönderilmesinin ardından yerine alınan Sırp Kaleci ile defanstaki sorunu gidermek için transfer edilen Milos, bu takımın ihtiyacıydı. Ancak Ceyhun’un günü kurtarmak için bonservis bedeli ödenerek alındığını görmemek mümkün değil. Çünkü Erman ve özellikle Neca’yı oynatamayan Ünal Karaman’ın buna ihtiyacı vardı. Tehoue transferi ise her şeyi anlatmaya yeterli. Murat Hacıoğlu, Veysel, Washington, Sabin ve Eren’in bulunduğu forvet mevkisine bir oyuncu daha alırsanız, bunun ne anlama geldiğini söylemek kadrodaki 5 golcüye ayıp etmek olur. Gol atmaları beklenen ilk on birde oynayabilecek 6 oyuncu. 3’ü yabancı. İnanılması güç doğrusu. Bayern Münih’in bile 4 golcüsü var.

Sonuç: Sayın Ünal Karaman, “Eğer transfer yapma güçleri var da yapmıyor ve beni ateşe atıyorlarsa onları Allah’a havale ediyorum” diyerek istediğini almıştır. Doğru strateji. Konyaspor Yönetimi bu sözün üzerine görevini fazlasıyla yapmış ve 6 oyuncu transfer etmiştir. Ama ilk üç maçta olduğu gibi hala ateşin içinde olan Sayın Karaman bundan sonraki maçlarda da futbol oynatmayı başaramazsa ne olacak?

İşte o zaman, yıllarca Trabzonspor’da O’nu hayranlıkla takip eden ve Konyalı olduğu için “Tam destek” diyenler de, ağzından çıkan her kelimeyi “Emriniz olur” diyerek manşet yapanlar da Ünal Karaman’ı kurtaramaz. Tabi Konyaspor’u da kimse kurtaramaz. Sorumlu yönetim değil, gazeteci dostları da değil, “Ben efsaneyim” diyen Ünal Karaman olur.

 

Not: Bu transfer dönemi baş döndürücü bir şekilde hızlı geçti. Ne olduğunu, kimin nereye gittiğini anlayamadık bile. Son saatlerde bilgi toplamaya uğraşıyordum. Neca hamlesi tabloyu olumlu hale dönüştürmüş gibi görünüyor olsa da bu transfer dönemi daha çok konuşulacak. Biz de doğrumuzu ve yanlışımızı göreceğiz.