Başkan Adaylarına Tavsiyeler

Salih Sedat Ersöz

                                          

Yerel seçimlere yaklaşık 2 ay kala başkan adayları belirlendi. Yaşadığı şehre hizmet etmek, başkan olabilmek ve şehr-i emin olmak için kamuoyu önüne çıkan adaylara bazı kardeş tavsiyelerimiz olacak. Bilhassa, Konya’da seçim kazanmaya en yakın görünen Ak Parti veya Cumhur İttifakı adayları bu tavsiyelerimize önem verirlerse, kazanan hem kendileri hem de şehrimiz olur. 

Dikkat edilmesi gereken çok önemli bir konu söz vermektir. Adayların, çalışmaları esnasında seçmenlerine veya çevresindeki insanlara, yapabileceği sözleri vermeleri gerekmektedir. Adaylık esnasında ölçüsüz bir şekilde her türlü sözü vererek, hele bu dönemi atlatalım da sonrası kolay anlayışı ile oyları alabilmek uğruna; söz verme, akitleşme ve ahidleşme gibi ulvi değerlerin siyasi menfaat için kullanılmaması gerekir. Yapılamayacak sözler verilmemeli, verilen sözler de başkan olduktan sonra mutlaka yerine getirilmelidir. Yani söz; günü kurtarmaya yönelik değil, yerine getirmek niyeti ve gayesi ile verilmelidir.

Adaylık döneminde kendisi için önemli gördüğü, çalışma veya istişare ekibine dâhil ettiği kişilerden, ihtiyacı varken yararlanmak ve onlardan istifade etmek işi bitince de, o insanları bir kenara fırlatmak yani kullanıp atmak niyetini asla taşımamalıdır. Başkan olunca nasıl ve hangi şartlardan geçerek bu makama geldiğini unutmamalı, şükran-ı nimet ve vefa duygusunu hatırından çıkarmamalıdır.

Eski ve gerçek dostlar asla unutulmamalı, çevresinin dost gözüken menfaatçi kişiler tarafından kuşatılmasına izin verilmemelidir. Bu konuda Eba Müslim Horasani’nin şu sözünü rehber edinmekte yarar var. “Zararından emin oldukları için dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşmanlar dost olmadı. Uzaklaştırılan dostlar düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince yıkılmaları mukadder oldu.”

Ahde vefa çok önemli bir değerdir. Adaylarda ve başkan olacak kişilerde aranması gereken en önemli husus ahde vefaya bağlı olmaktır. Ahde vefa yani verdiği sözlere, ahidlerine ve yaptığı akitlere bağlı kalmak bir başkan için temel şarttır. Unutmamak gerekir ki, ahde vefa imandandır. Başkanlık gibi örnek alınacak, topluma önderlik yapacak ve şehrin insanlarına numune olacak lider vasfına haiz bir makamda bulunan kişilerin ahde vefaya bağlı kalmaları son derece önemlidir.

Adaylığı esnasında verdiği görüntü ile başkan olduktan sonra takındığı tavır, asla farklı olmamalıdır. Başkan olduktan sonra bir anda değişen kişiler, allâme-i cihan olsa hiçbir kıymet ifade etmezler. Her işin başı samimiyet ve dürüstlüktür. Samimiyet ve ihlaslarını her daim muhafaza eden kişiler kazanır, içi ile görüntüsü, özü ile sözü farklı olan kişiler başkan olsalar dahi kaybederler.

Başkan olmak, hayırlı olmakla eşdeğer değildir. Bir aday için başkanlık makamı, ona hayır getirmeyebilir. Onun için sürekli hayırlı adımlar atmak, adaylığında da, başkan olduktan sonra da hep hayır üzere olmak çok mühimdir.   

Hayat sadece bu dünyadan ibaret değildir. Atılan her adımda ebedi âlem ve hesap verme duygusu asla unutulmamalıdır. Onun için atılan her adım samimiyetle ve ihlasla atılmalıdır. Unutulmamalıdır ki; samimiyetle yapılan işlerde rahmet ve bereket, samimiyetsiz ve riyakârca yapılan işlerde ise bereketsizlik, şer, perişanlık ve rezillik vardır.

İsraf, çok kötü bir alışkanlıktır. Adaylığı esnasında israfa, lükse, şatafata ve aşırı reklama dûçar olan kişilerin başkan olduktan sonra da bu alışkanlıklarından kurtulmaları zordur. Yapılan işlerde hizmet ve Allah rızasını kazanmak ön planda tutulmalı, aşırılıklardan, kötü huydan, israftan şiddetle kaçınılmalı, Beytül mâl’in her kuruşuna titizlik gösterilmelidir. Kendi reklamını yapmak için, bütçeden gözünü kırpmadan milyarlar, hatta trilyonlar harcayan başkanlar, bunların hesabını nasıl vereceklerini düşünmelidirler.

 Halkının oyları ile başkanlık makamına oturanlar, başkan seçildikten sonra kendisini o makama getiren insanlardan kaçmamalı, halkıyla içi içe, gönül gönüle, omuz omuza vererek faaliyetlerini yapmalıdırlar. Seçim çalışmaları esnasında halkın içinde, halkla beraber olduğu halde, seçimlerden sonra sarp kulelere çekilen, kimseyle görüşmeyen ve halkından köşe bucak kaçan başkanlar, oturdukları koltukların ebedi olmadığını bir gün kendilerinin de içinden geldikleri halkın arasına döneceklerini düşünmeli ve halkın içine dönecek yüzleri olmasına dikkat etmelidirler.

Şehrin emini olan kimse, şehrin insanlarının dertlerine derman olmak için samimiyetle ve ihlasla çırpınmalı, vatandaşlarının sevinç ve üzüntülerini paylaşmasını bilmelidir. Halkının düğününde, bayramında, cenazesinde yanında olmalı, sıkıntısı olanların problemlerini gidermek için bütün gücüyle çabalamalı, gayret etmelidir. Böyle bir gayrete ve böylesine güzel uygulamalara ulaşabilmek için yola çıktığı ilk günden itibaren halis bir niyet ve hasbi davranış sınırları içinde kalmaya özen gösterilmelidir.

İstişare çok önemli bir kavramdır. Gerek adaylık, gerekse başkanlık döneminde istişareye önem verilmeli, ben yaptım oldu mantığı ile hareket edilmemelidir. Bilinmelidir ki; istişare edilerek alınan kararlar yanlış bile olsa temiz ve samimi bir niyet taşındığı sürece yine de sevap ve ecir vardır.

Niyet, çok önemli bir olgudur. Bozuk niyet taşıyan ve olduğundan farklı görünmeye çalışanların maskeleri bir gün mutlaka düşecek, gerçek kimlikleri ve çürük karakter yapıları ortaya dökülecek, itibarları iki paralık olacaktır. Böylelerinin sonu rezillik, rüsvaylık ve kepazeliktir. Allah böyle bir sondan hepimizi muhafaza etsin. Onun için işin başından itibaren taşınan niyet temiz, hâlis, samimi, hasbi, dürüst ve sağlam duygular içermelidir.

Başkanlığa; yolsuzluk ve usulsüzlük yapma, köşe dönmece, nam ve şöhret sahibi olma gibi niyetlerle değil, hizmet etme niyet ve duygusu ile talip olunmalıdır.

Muhalefette bulunan siyasi parti adaylarının dikkat etmesi gereken davranış, mevcut belediye başkanlarını eleştiri konusudur. Adaylar, mevcut başkanı eleştirirken acımasız olmamalı, insaflı davranmalıdır. Hatta yapılan güzel hizmetlere teşekkür etmesini bilmeli ve takdir etmelidirler. Hiç değilse, “şu yapılan hizmet iyidir, güzeldir ama biz daha iyisini yapacağız” demesini bilmelidirler. Sadece eleştiri halkın nezdinde inandırıcı olmaz.

Başkanlar en yakınlarında; kendilerini sürekli tasdik eden yalaka tipleri değil, doğru söyleyen, yanlış adımlarında uyaran, ikaz eden, yol gösterici kişileri bulundurmalıdırlar. Başkanlık makamına oturulduktan sonra, görev tevdi edilecek kişilerde dürüstlük, samimiyet, ehil olma, liyakat ve yapılacak hizmetlere gece, gündüz, tatil, bayram demeden katkıda bulunma, koşturma, terleme ve işin hakkını verme gibi şartlar aranmalıdır.

Her dediğini, her yaptığını onaylayan, “iyi bildiniz efendim, isabet buyurdunuz efendim” davranışında olanların önemli görevlere getirilmesi hayır getirmez. Allah’ın; sevdiği bir idareciye, doğruyu söyleyen ve yanıldığı noktalarda ona gerekli ikazları usulüyle yapan yardımcılar ihsan ettiğinin bilinmesi gerekir.

Başkan olma niyet ve gayesi taşıyanların, gerek kendisinde gerekse görev tevdi edeceği kişilerde aranması gereken temel özellikler, temel şartlar bunlar olmalıdır. Bu temel şartlardan sonra sıra hizmete koyulmak gelir. Bu şartların adaylık döneminde iken bilinmesi ve bu özelliklere uygun hareket edilmesi vazgeçilmez gerekliliktir.

Bu özelliklere dikkat eden, uygulayan, hassasiyet gösteren adaylar ve başkanlar iki âlemde de kazançlı çıkarlar. Aksi davranışlarda bulunanlar ise kaybederler. Bizden söylemesi…

Şunu da ilave etmem gerekiyor ki, diğerlerini bilmiyorum ama Konya merkez için açıklanan adayların bu hasletlere uygun hareket edeceğine inanıyorum. Adaylıkları hayırlı olsun, hayırlı hizmetlere vesile olsun İnşaallah…Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.