Aslında sözün doğrusu bu değil…
Yaygın kullanımı ‘parayla değil sırayla’…
Oysa…
Türkiye’de siyaset yapmak istiyorsanız, cebinizde yüklü miktarda para yoksa sıranın size gelmesini boş yere beklemeyin…
Gelmez; çünkü yok böyle bir sıra…
Siyaset yapmak isteyenlerin önce sırtlarını dayayacakları paraları olması gerekiyor…
Ya da paralı dostları…
Dün gazetemizde rakamları açıkladık
Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek ve ona parti içinden rakip olacaklar bir kere AK Parti’nin kasasına 7 bin 500 YTL’yi hibe edecekler…
Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, Meram Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu ve Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli ile rakipleri ise 2 bin 250 YTL ödemede bulunacaklar.
Tabi dikkat buyurun, bu AK Parti genel merkezi tarafından uygulanan tarife…
Bir de mesela Adem Esen büyükşehirden aday olacaksa, onun da 7 bin 500 YTL ödeme yapması gerekecek.
Büyükşehir + Selçuklu’dan aday olduğunu varsayarsak 9 bin 750 YTL olacak ondan çıkacak miktar da…
Geçen seferki adaylık maratonunu unutmamışsınızdır…
İl örgütünden mahalle temsilcilerine kadar pek çok kişinin önünden geçiyor aday adayları…
Tabi kimin önünden geçerseniz görünmez bir kutu…
Gençler, “Gençlik teşkilatımıza biraz katkıda bulunsanız” diyecek, kadınlar “Kadın Kolları’nın paraya ihtiyacı” olduğunu söyleyecek…
Yani, AK Parti İl Başkanlığı’na, ilçe başkanlıklarına, kadın ve gençlik kollarına uğrayan aday adaylarının hepsinden, dağıtılan mavi boncuk karşılığı bir şeyler talep edilecek…
Başkanlığa gidilen yolda buna ‘gülün’ dikeni derseniz orasını bilmem…
Ama aday adayı olacaksanız sadece partinin yukarıda saydığım teşkilatlarının her birini görmeniz gerekecek.
Bunun için bir kere cebinizde 20-30 bin YTL’nizin olması gerekiyor.
“Ben partinin istediği resmi miktarı yatırırım, il, ilçe, kadın ve gençlik kolları kusura bakmasın” derseniz bu da elbette size verilecek puana yansıyacaktır…
Bu da sizin bileceğiniz iş…
Kesenin ağzını ne kadar açarsanız, puanınızın o kadar yüksek olacağı garanti!
Zaten paranız yoksa başkanlık sizi bozar bunu bilin…
Başkan olacak kişinin gözünün ve gönlünün böylesi şeylere doymuş olması gerekiyor…
Hem mesela muhtar adaylarından para alınmıyor henüz…
Paranız yoksa bir mahalleye muhtar olabilirsiniz…
İşin daha fazla cılkını çıkarmayayım…
Sözün doğrusunu Nasrettin Hoca yıllar önce söylemiş…
Parayı veren düdüğü çalar!