Meclis'te başörtülü milletvekili görmek isteyen kadınların kurduğu " Buluşan kadınlar" platformu milletvekilliği aday adaylığı sürecinde bir kampanya başlattı. "Başörtülü Vekil Yoksa Oy da Yok" kampanyası başladığı günden beri tartışmaların odağına oturdu. "Başörtülü kadın milletvekili olur mu olmaz mı?" tartışmalarının yanında platformun amacı da tartışılmaya başlandı. Son olarak Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın kampanyayla ilgili yazdıkları ortalığı karıştırdı. Köşe yazarlarının konuyla ilgili kalem kavgası "başörtülü vekil" tartışmasını iyice alevlendirdi.
Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın "Başörtülü Aday Yoksa Oy da Yok" kampanyasını başlatan "Buluşan Kadınlar" la ilgili kaleme aldığı yazı tepki gördü. "Başörtülü kadınlara saldırmanın dayanılmaz hafifliğiyle her fırsatta kalem kuşananlardan birisi bu kez 'başörtülü vekil' kampanyası üzerinden öfkesini kusmuş." diyerek Bulaç'a tepkisini gösteren platform üyeleri zehir zemberek açıklamalarda bulundu.
Ali Bulaç'ın Zaman gazetesinde "Buluşan Kadınlar" platformu ve başlattıkları "Başörtülü Aday Yoksa Oy da Yok" kampanyasıyla ilgili olarak yazdıkları sert tepkilere yol açtı.
Bulaç Başörtülü Aday başlıklı yazısında " başörtüsü mağdurları olarak öne çıkan "bazı bayanlar", bunu bir ticaret ve statü aracı haline getirdiler, adeta başörtüsü mağduriyetini birtakım yerlere gelmenin, mesela yerel ve merkezî iktidardan iş koparmanın, çeşitli kurum ve kuruluşlarda mevki kapmanın vasıtası olarak kullandılar, bu alanda hayli de mesafe aldılar" tespitinde bulunarak platformla ilgili "Kişisel olarak bu platforma pek sıcak bakmadığım gibi, bana 'işin içine iyi saatte olsunlar' karışmış gibi de geliyor" demişti.
Bulaç'ın bu sözlerine Nihal Bengisu Karaca ve Hilal Kaplan'ın ardından platformdan da cevap geldi. Kendilerini bu kez iftiralara karşı buluşan kadınlar olarak niteleyen "Buluşan Kadınlar" Ali Bulaç'a şöyle cevap verdi:
"Başörtülü kadınlara saldırmanın dayanılmaz hafifliğiyle her fırsatta kalem kuşananlardan birisi bu kez 'başörtülü vekil' kampanyası üzerinden öfkesini kusmuş. 'Bu dönem başörtülü vekil olmayıversin' diyerek meşru hak taleplerimizi elinin tersiyle iten yazarın satır aralarındaki hezeyanlarıysa saymakla bitmez. Ne hırs küpü olduğumuz kalmış, ne statü devşirmişliğimiz... Kimimiz iyi niyetli saf, kimimiz tuzak kurucu beyaz casus...
Yıllardır Kemalistler başta olmak üzere türlü vesilelerle hedef tahtasına konmaya alışmış başörtülü kadınlar olarak tüm statükoculara sesleniyor ve diyoruz ki: Hangi kesimden olursa olsun "Bu kadın(lar)a haddini bildirin" diyenlere kulaklarımız kapalı. "Başörtülü aday yoksa oy da yok" kampanyası dahil olmak üzere bu ülkede yaşanan zulümlerin sona ermesi için yaptığımız bütün kampanyaların arkasındayız. Evet, artık 'had'dimizi aşıp haklarımızı almak niyetindeyiz. Günahı boynumuza."