GAZİANTEP (AA) - MEHMET AKİF PARLAK - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) gastronomi dalında "yaratıcı şehirler ağı"na dahil ettiği Gaziantep'te kadınlar, birbirinden lezzetli bayram sofraları hazırlamak için eğitim alıyor.
Baklavası, fıstığı, fıstık ezmesi, katmeri, beyranı, yuvalaması, tırnaklı pidesi, lahmacunu, firiği ve zeytinyağı Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescili alan Gaziantep, bu anlamda Türkiye'nin öncü şehirleri arasında bulunuyor.
Türkiye'nin "lezzet diyarı" olan Gaziantep'te kadınlar, birbirinden güzel ve lezzetli bayram sofraları hazırlayabilmek için Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Emine Göğüş Mutfak Müzesi'nde açılan yöresel yemek kursuna katılıyor.
Haftanın iki günü kursa giden, aralarında genç kızların da bulunduğu kursiyerler, bayram sofralarını süsleyecek yöresel yemeklerin püf noktalarını şef aşçılardan uygulamalı olarak öğreniyor.
Özellikle bayram sofralarının vazgeçilmezi olan yuvalama, kahke ve sütlaç yapımına ilgi gösteren kursiyerler, bayrama en iyi şekilde hazırlanmak için yoğun emek harcıyor.
- "Kaybolmaya yüz tutmuş yemekleri öğretiyoruz"
Emine Göğüş Mutfak Müzesi Koordinatörü Ragıp Güzelbey, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Gaziantep'in gastronomi turizmi konusunda Türkiye'nin öncü kenti ve en büyük umudu olduğunu söyledi.
Kente özgü lezzetlerin ramazan ayında sofralardan eksik olmadığını anlatan Güzelbey, bayram sofrasının da tüm lezzetlerin buluştuğu adeta final niteliğinde olduğunu belirtti.
Güzelbey, kursa ilginin yoğun olduğunu ifade eden Güzelbey, "Gaziantep'te bayram tatları hazırlığı yavaş yavaş başladı. Bunların başında Antep'e özgü kurabiyeler gelir. Bu kurabiyeler hem sade hem de fıstıklı olarak yapıyor. Bunların kendine özgü özelliği vardır. Bunlar bayram boyunca evlerde, gelen misafirlere ve yapamayan komşulara ikram edilir." diye konuştu.
Müzenin 2013'te faaliyetlerine başladığını ve bugüne kadar 4 binin üzerinde kursiyere eğitim verildiğini dile getiren Güzelbey, "Muhtelif yerlerden gelenler oldu, ev hanımlarından, genç kızlardan, çalışanlardan oluşan kursiyerlerimiz hatta bunlarla yetinmeyip çocuklara yönelik kurslarımız oldu. Bizler burada Gaziantep'te sürekli yapılan yemeklerin dışında, unutulmaya yüz tutmuş yemekleri de öğretiyoruz." dedi.
- "Anneme bayram sofrasında sürpriz yapmak istiyorum"
Kursiyerlerden 23 yaşındaki Sena Oğuzaslan ise Gaziantep Üniversitesinde öğrenci olduğunu ve yemek yapmayı sevdiğini söyledi. Yöresel mutfağın ilgisini çektiğini vurgulayan Oğuzaslan, kursta eğlenerek yemek yapmayı öğrendiklerini anlattı. Oğuzaslan, kursta öğrendiği tüm lezzetleri bayram sofrası için hazırlayacağını belirterek şöyle devam etti:
"Bayram sofrasının bizim kültürümüzde çok ayrı bir yeri vardır. Bayram sofralarında aile büyükleri, kardeşler, çocuklar hep birlikte toplanırız ve yöresel yemekler yeriz. Ben yöresel yemek yapmayı bilmiyorum, onun için de anneme yardım edemiyorum. Böyle bir kursun verildiğini öğrendim ve geldim. Ramazan boyunca kursumuz devam edecek. Burada en sevdiğim yemekleri öğrenip, bayram sofrasında anneme sürpriz yapmak istiyorum."
Kursiyerlerden 50 yaşında Filiz Kılıçoğlu da kısa süre önce emekli olduğunu ve zamanının büyük bölümünü artık yemek yapmaya ayırdığını kaydetti.
Hem bayram sofrasını zenginleştirmek hem de gelecek nesillere aktarmak için kursa kaydolduğuna işaret eden Kılıçoğlu, "Emekli olunca kültürümüzü yaşatmak, nasıl yapılıyor bu lezzetler, öğrenmek istedim. Burada yuvalama, köy kahkesi, zerde gibi çok eski lezzetleri öğrendim. Bilmediğimiz gerçekten çok yemek çeşidi varmış ama yavaş yavaş hepsini öğreniyorum." dedi.
13 Haziran'da sona erecek eğitimin ardından kursiyerlere sertifika verilecek.
AA