İSTANBUL (AA) - ÇİĞDEM ALYANAK - Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurşen Mazıcı, bazı siyasilerin, Twitter'ı politik savaş aracı olarak kullandığını belirterek, "Savaş başlatacak devlet, gerçeklik payı olmasa da kimyasal, nükleer silah üretimini bahane edip, işgal edeceği ülkede insan haklarının ihlal edildiği, anılan ülkeye özgürlük ve demokrasi götüreceği gibi imkansız gerekçeler sergiliyor." dedi.
Siyasiler son dönemde dünyaya mesajlarını iletmek, kitlelere seslenmek amacıyla Twitter'ı önemli bir enstrüman olarak kullanıyor.
Politikacıların, etkin bir siyasal iletişim aracı olarak Twitter'ı kullanarak, kitleler üzerinde yarattıkları etkiyi AA muhabirine değerlendiren Prof. Dr. Nurşen Mazıcı, 1980'lerde serbest piyasa ekonomisinin dünyada yaygınlaşması için 1990'larda internetin yaşama dahil olması ve iş adamlarının satın aldığı medyada iletişim araçlarında nelerin haber olacağına karar vermesi sonucu, 2. güç yürütme ile 4. güç medya arasında oluşan bağların, liberal demokrasilerdeki basının 4. güç olması işlevini yitirttiğini söyledi.
Tüketime ve eğlenceye dayalı yayım odaklı bu ortamda 5. güç olarak adlandırılan yurttaş gazeteciliği denen kavramın ortaya çıktığını ifade eden Prof. Dr. Mazıcı, böylece pasif okuyucu durumundan aktif katılımcı olan bireylerin, sosyal medyada kendi gündem ve sorunlarını karşılıklı etkileşim içinde yayınlar hale geldiğini ifade etti.
Bunun bilincine varan siyasilerin de gerek kendi seçmen kitlesini, gerekse yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyunu etkilemek üzere geleneksel kitle iletişim araçlarına göre çok hızlı olan ve saniyeler içinde etki/tepki sürecini sağlayan açtıkları sosyal medya hesaplarında milyonlara takipçiye ulaştıklarından dolayı, bu yöntemi kullandığını dile getiren Prof. Dr. Mazıcı, şöyle devam etti:
"Artık seçmen/yurttaş kendini aktif katılımcı ve güncel siyaseti belirlemede etkin güç olarak algıladığı için takip ettiği siyasilerin tweetlerini beğenerek / beğenmeyerek ya da retweet ederek o siyasinin görüşünü hem yaygınlaştırıyor hem de daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayarak kamuoyunun oluşumuna katkı yapıyor.
Örneğin bazı sosyal medya kanallarında toplumsal sorunlara ilişkin toplanan sanal imza platformlarında imza sayısı 500 bine çıktığında parlamentolara, 1 milyona çıktığında cumhurbaşkanlarına ulaşma ve dikkate alınma olasılığına ulaşıyor. Bu da ister destekçi, isterse karşıt seçmeni veya yurttaşı, kendi algısında 'değerli, önemli' kılıyor."
- "Diplomatik dilden uzak tweet, siyasileri güç durumda bırakabiliyor"
Geleneksel kamuoyu oluşturma biçiminin, ekonomik, askeri, diplomasi ve kitle iletişim araçları olmak üzere dört kanalla sağlandığını ifade eden Prof. Dr. Mazıcı, "Ancak siyasiler bu kanalları kullandıklarında, iş çevrelerinin, Genelkurmay Başkanlığı, Savunma Bakanlığı, diplomatların görüşlerini de alarak basın toplantıları yaparak siyasetlerini açıklamak durumunda olduklarında, süreç çok uzamakta. Siyasilerin, kendi Twitter hesapları üzerinden yurttaş veya seçmenle doğrudan ve anında karşılıklı iletişime geçmesi, destekçi veya muhalif sayısını saniyeler içinde sağladığı gibi öz denetim ve öz eleştiri yapmaları olanağını verdiği için avantaj da sağlıyor." dedi.
Eğer mesaj, bazı lobileri, kurumları, rahatsız ederse, tweet üzerinden manipülasyon yapılarak bunun dezenformasyon denilen bilgi kirliliğine dönüştüğünü ve tweeti gönderen siyasinin güç durumda kaldığını ifade eden Prof. Dr. Mazıcı, sözlerine şöyle devam etti:
"Ayrıca, Twitter, 280 kelime ile kısa ve net görüş açıkladığı için takipçi açısından tercih ediliyor. Ancak kişisel hesap, düşünce derinliğinden yoksun, duygusal sığlığı yoğun olduğundan öfke ya da sevinçle bir anda atılan, siyasi nezaket ve diplomatik dilden uzak tweet de siyasileri güç durumda bırakabiliyor. Örneğin, Başkan Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yazdığı mektup sosyal medyada paylaşıma açılınca 'I will call you later' cümlesi başta ABD'liler olmak üzere tüm dünyada Trump'a karşı kara mizah, komedi, diğer devlet başkanlarının söylemi kınaması gibi bir durum ortaya çıkardı. Ya da bir siyasinin tweeti ile çelişen bir başka fotoğrafı ve önceki açıklamaları hızla sosyal medyada dolaşıma çıkartılarak benzeri durumlar yaşanabiliyor."
"Savaşı meşrulaştıran twitler de savaş öncesi kullanılıyor"
Bazı siyasilerin Twitter'ı politik savaş aracı olarak kullandığını belirten Prof. Dr. Mazıcı, şunları anlattı:
"Örneğin, George W. Bush, başkanlığı döneminde başlattığı Körfez Savaşı sırasında, 'Ben Irak'ı tankla topla değil, CNN ile kazandım' anlamında bir açıklama yapmış, 'embedded' yani iliştirilmiş gazetecilik kavramı da medya literatürüne o zaman girmişti. Savaş başlatacak devlet, gerçeklik payı olmasa da kimyasal, nükleer silah üretimini bahane edip, işgal edeceği ülkede insan haklarının ihlal edildiği, anılan ülkeye özgürlük ve demokrasi götüreceği gibi imkansız gerekçeler sergiliyor ya da 'ulusal çıkar', 'ulusal sınırların tehlikede olduğu', özellikle 'emperyalist saldırıyla karşı karşıya olmak' gibi savaşı kamuoyunda meşrulaştıran tweetler de savaş öncesi kullanılıyor."
- "Twitter, siyasi fikirlerin daha fazla konuşulduğu mecra haline geldi"
Sosyal Medya Uzmanı Murat Dağıtmaç da her sosyal medya mecrasının farklı kitlesi olduğunu ifade etti.
Aynı kişinin 3 farklı sosyal medya mecrasını kullansa bile, Twitter'a girerken farklı bir beklentiyle girdiğini, Facebook'a girerken daha farklı bir beklenti içinde olduğunu anlatan Dağıtmaç, şunları söyledi:
"Twitter o yüzden siyasi fikirlerin daha fazla konuşulduğu bir mecra haline geldi. Aslında bu, doğal bir süreçle olmadı. Dünyada Arap Baharı'nın Twitter üzerinden organize edilmesiyle bu mecra daha öne çıkar hale geldi. Ülkemizde de Gezi Parkı olaylarıyla birlikte siyasi tartışmaların merkezi haline geldi. Tabii son dönemlerde Trump'ın çok fazla siyasi etiğe sığmayan, mahalle kabadayısı gibi atmış olduğu tweetler bu mecrayı biraz daha siyasi magazin haline getirdi. Trump'ın bu şekildeki tweetleri insanları Twitter'ı tekrar yoğun bir şekilde kullanmaya itti. Gazeteler, internet haber siteleri Trump'ın veya diğer siyasetçilerin yapmış olduğu beyanatları haber yaparken kaynak olarak Twitter adreslerini gösterdiği için kullanıcılar da haberi direk kaynağından almak için Twitter'ı daha aktif kullanmaya başladılar."
- "Karşı siyasi görüşteki insanları ikna etme yeri değil"
Twitter'ın aslında karşı siyasi görüşteki insanları ikna etme yeri olmadığını vurgulayan Dağıtmaç, "Twitter 'Ben haklıyım' denilen yerdir. Siyasetçiler kendi taraftarlarını ve kendi düşüncesindeki kullanıcıları bir arada tutma yolu olarak Twitter'ı kullanıyor. Top Trends denilen bölüme girenin haklı, hakkında az tweet atılanın haksız olduğu bir ortamdır. Yani tamamen algı yönetilen yerdir." dedi.
Dağıtmaç, sözlerine şöyle devam etti:
"Örnek verecek olursak; masada oturulduğu zaman Türkiye'nin Suriye sınırını PKK ve diğer terör örgütlerinden temizlemesi en doğal hakkı olmasına rağmen, Twitter'da İngilizce atılan tweetlere baktığınız zaman sanki Türkiye işgalci ve oradaki bebekleri katleden bir ülke olarak lanse ediliyor. Olayların içeriğini bilmeden haber kaynağı olarak Twitter'ı kullanan bireyler de bu şekilde düşünmeye başlıyor. O yüzden sosyal medya platformlarının arasında kullanıcı sayısı olarak çok olmasa da etkisi diğerlerine göre daha fazla diyebiliriz."
Siyasilerin kitle iletişim aracı olarak Twitter'ı kullanmasının avantajları ve dezavantajlarına değinen Dağıtmaç, "Twitter'ın en önemli avantajlarından birisi, anlık olarak geniş kitlelere ulaşabilirsiniz. Önemli bir konumdaki siyasi figürseniz etkisi daha da artıyor olacaktır." dedi.
- "Siyasi etik ve siyasi ahlak konuları değişkenlik göstermeye başladı"
Trump'ın Türkiye ekonomisini zor duruma sokmak için attığı tweetlerin hala hafızalardaki yerini koruduğunu belirten Dağıtmaç, "Muhatabınıza anlık olarak Twitter üzerinden cevap verebilirsiniz. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın, Trump'ın Suriye sınırında güvenli bölge kurulması için attığı tweete vermiş olduğu cevap buna güzel bir örnektir. Dezavantajı ise 280 karakterlik bir yazıda derdinizi anlatmak zorunda kalıyorsunuz. Tabii burada bir diğer konu ise siyasi etik ve siyasi ahlak konuları değişkenlik göstermeye başladı. Siyasi tartışmaların çok olduğu Twitter'a yeni tartışma malzemeleri veren bir ülke başkanı var karşımızda, Trump."
Kimi siyasilerin Twitter'ı politik savaş aracı olarak değil, direk savaş aracı olarak, tehdit aracı olarak kullandığını dile getiren Dağıtmaç, "Trump'ın Türkiye'ye karşı yaptığı 'dediğimi yapmazsan seni batırırım, ülkeni zora sokarım' gibi tamamen sokak jargonuyla yapılmış paylaşımlardı. Bir tek Türkiye'ye yapmıyor bu davranışı, Suudi Arabistan, Katar gibi ülkelere yaptı, onlardan istediğini aldı. Yeni silah anlaşmaları, yüklü miktarda bağışlar gibi. Aynı taktiği Türkiye'ye kullanmaya çalıştı ama görüldüğü üzere aklıselim olan hem masada hem meydanda kazandı." değerlendirmesinde bulundu.