Bedava dağıtılan her şeyden kıl-la-nı-yo-rum!
İlkokul ikinci…1974 veya 1975 yılı Erdoğan köyü ilköğretim okulu. Nenin projesi, kimin senaryosu olduğunu bilmediğimiz bir dönem. Siyah kumaşlardan dikilen çantamız, kara önlükler ve kara lastiklerle tertemiz yüreklerle köy okulunda okuyoruz.
Öğretmenimiz yarın süt dağıtılacak gelirken herkes süt almak için mutlaka tas, tabak getirsin diye sıkı sıkı tembihledi…
Tabii bizlerde zannettik ki inek sütü dağıtılacak kimden aldılar hangi komşu getirecek diye ertesi günü sabırsızlıkla bekledik.. Aldık tas tabağı okul çıkışı sıraya geçtik… Ortada bir kazan ama sütün görünüşü bildiğimiz süte benzemiyor. Kim tabağı ne kadar alıyorsa doldurup veriyorlar. Bende evimizden bir çorba tası götürüp sıraya geçtim ve tasımı doldurdum. Az gittikten sonra şöyle tadına bir baktım sabah annemin sağıp ta odun közünde pişen üzeri kaymaklı buram buram bir koku yayan o süte hiç benzemiyor, Neme nem bir tadı var. Ne yapsam etsem dökmeden eve götürsem ama çok zor birinci gün gözlerim süt tasında sallamadan götürdüm ama neden götürdüğümü de bilmiyorum eve anne süt getirdim dedi şöyle bir baktıktan sonra annem kedilerin çanağına döküverdi kedilerde beğenmeyince üç beş gün durduktan sonrasını ne oldu hatırlamıyorum
Ertesi gün yine tas götüreceğiz ve götürüyoruz tabiî ki birinci gün o zor şartlarda taşıdığımız tası ve sütün başına gelenleri görünce eve götürmemin bir anlamının olmadığına karar verip yolda bulduğum ilk sote bir yerde sendeleyip düştüm! ve süt döküldü. Süt dağıtıldığı müddetçe nedense okulla evin arasında bulunan inin önünde denilen engebeli mevkide sendeleyip düşüyordum sütte dökülüveriyordu bir tür eve vardıramıyordum.
Süt dağıtılan o dönemde ailelerimiz okula geliyor bizim köyde yağlı Seydişehir’de pişi diye bilinen şeyi biz derste iken okul bahçesinde yapıyorlardı. Teneffüste çıkınca sıcak sıcak yağlılar öğrenciler tarafından kapış kapış gidiyordu. Sizin anlayacağınız o zaman süt ve yağlı damıtılıyordu.
Köy yerinde süt hiç kimse tarafından ilgi görmüyor ama beyaz undan yapılmış sıcak yağlıları keyifle yediğimizi daha dün gibi hatırlıyorum.
Ve biz sonradan öğreniyoruz bu süt tozu dağıtımı bir ABD projesinin parçasıymış, o uygulanıyormuş içeriği hakkında bir çok şeyler söylendi ve sonuç olarak bir emparyal projenin bir parçası olarak bizlerde belki kobay olarak kullanıldık diye düşünüyorum.
Yıl 2012 ve bu sefer tamamen yerli bir proje ile 7 milyon öğrenciye süt dağıtılıyor. Bu seferki sütler öz be öz Türk malı yerli ve inek sütü yani toz olmayan sütler.
Nereden nereye değil mi?
Ama ben ne kadarda yerli olsa bu dağıtma işlerinden yine de kıllanıyorum. Yakın bir zamanda dağıtılan fındıkları foyası yedikten sonra çıkmadı mı?