Geçtiğimiz günlerde Karatay Belediye Başkanı, Memleket Gazetesi yönetici ve köşe yazarlarını Gülbahçe’de misafir etti.
Doğal olarak başkan bize 28 Mart’tan bugüne kadar yapmış olduğu icraatları anlattı.
Dökülen asfaltlar, yapılan park ve bahçeler, kooperatif çalışmaları daha bir çok hizmet. Belediyeciliği yapılan hizmetlere bakarak yorumlar isek gayet güzel çalışılmış, maşallah hiç durmamışlar. Karatay’ı bitirdikleri gibi Karatay’ın beldelerine ve köylerine dahi hizmet götürmüşler.
Bakış açımız ve yahut değerlendirme kıstasımız rutin belediyecilik hizmetleri olacak ise başkan gayet güzel çalışmış, takdir etmek lazım.
Rutin belediyecilik hizmetleri bir zincirdir. Asıldıkça elinize yeni yeni halkalar gelir ve siz onu takip edersiniz, ama hep birbirine bağlı halkalar.
Değerlendirmemiz bu kıstaslar doğrultusunda olur ise sizden önceki, ondan önceki, siz ve sizden sonrakilerin de yaptıkları, yapacakları bu minvalde olumlu ve başarılı adımlardır. Ha biri asfaltı şu kadar atar, diğeri bu kadar atar, aradaki fark sadece o olur.
Aslında gelişen, küreselleşen dünyada bakış açımız yerel yöneticilerin oluşturdukları vizyon olmalıdır.
Sergiledikleri performansla kente ne kadar katma değer sağladıkları, ulusal ve global arenada kentten ne kadar olumlu söz ettirdikleri, tanıttıkları ve sorumlu oldukları yere çağdaş, modern kent anlayışından ne kazandırdıklarına bakmak lazım.
Ülkemizde maalesef insanımızın gözüne gönlüne hoş gelen şeylere bakıp değerlendirme yapıldığı için de yerel ve genel siyaset, popülizme ve şovenizme dayalı yapılıyor ve siyasi irade onun için yarınlara dayalı projelerden ziyade, günü birlik yapılacak etkinlik ve atraksiyonlara yöneliyor.
Karatay yapılanması nedeniyle son üç dönemdir hızlı bir yapılanma içine girdi. Belediye referanslı kooperatifler kuruluyor. Bu kooperatiflerde amaç dar gelirli vatandaşı ucuz taksit imkanlarıyla ev sahibi yapmak. Doğru bir düşünce, ama ne var ki sistem başlarken hatalı başlıyor. Dönemin ne kadar partilisi varsa kooperatif başkanlığına soyunuyor, ne kadar rant beklentisi olan varsa gidiyor belediye referanslı olduğu için kooperatiflere üye oluyor.
Sonra…
Sonrası kötü; belediye adeta kooperatifler birliğine dönüyor, çıkan olumsuz düşünce ve görüşlerin odağı oluyor, yıpranan kurum oluyor. Bu kooperatiflere rant maksatlı üye olanlar üç ay sonra devren kooperatif hissesi satmaya başlıyor. Üç ay önce başlayan Karatay’ın birçok kooperatifinde 7-8 milyar liralara hisseler satılıyor. Yatırılan meblağ ne kadar 3 bilemedin 3,5 milyar. Şimdi bu satanların ihtiyacı olsa elindeki hisseyi satmaz, bunlar işin ticaretinde. Bir ev sahibi olabilmek amacıyla belediye önünde geceden sıraya girip sabahlayan vatandaşın suçu günahı ne? Belediye madem ki bu kooperatifleri refere ediyor ve çoğunun başkanı belediye meclis üyesi. O zaman diyecek ki arkadaş bu konutlar ihtiyaç sahibine, onun için devir hakkı yok, çıkanın yerine yedeği alırız. Bunu diyemiyorsanız ben bu işte başarı filan aramam, adresi partililere sağlanan yeni pazarlara çıkarırım.
O günkü toplantıda değerli abimiz Prof. Dr. Ali Osman Koçkuzu çok güzel bir uyarıda bulundu “Her dönemde bakın şunlar söyleniyor. Adamın daha düne kadar çulu yoktu bugün milyarder oldu. Lütfen Allah rızası için iş yapın ve Hz. Ömer adaleti sergileyin.”
Karatay’da ön plana çıkan iki hizmet var. Bunlardan ağırlıklı söz ediliyor ve konuşmalarda hep altı çiziliyor: Asfalt ve toplu konut çalışmaları. Şimdi Karatay’da yapılan tüm kooperatif çalışmalarını gözümüzün önüne getirelim, öncekiler de dahil. İnsanlar niçin üye olmak için bir biriyle yarışıyor? Ucuz olduğu için. Bu bir realite. Oysa ki insanların Karatay’da konut sahibi olabilmek için heyecanlarının Karatay’ın şehircilik cazibeleriyle alakalı olması lazımdı. Sosyal yaşam, ulaşım, kentleşme, modern görünüm, kültürel ve sportif alt yapı gibi.
O zaman sergileyeceğiniz vizyonunuzu değerlendirmeniz lazım. Bizim amacımız ne olmalı diye bir soru yöneltip kendinizi gerçekçi olarak eleştirecek olursanız, bir çok sorunun cevabını da almış olursunuz. Kabine içinden çatlak seslerin ayyuka çıktığı bir belediye meclisini görmek şahsen beni üzüyor? Niye? Çünkü öyle bir ortamdan hizmet çıkmaz, fitne fesat çıkar.
Çağdaş, modern bir Karatay mı, yoksa rutin belediyecilik hizmetlerinin muntazaman yapıldığı, arada sırada insanların gönlüne hoş gelecek kültürel etkinliklerle süslenmiş Karatay mı?
Herkesin ölçüsü ve bakış açısı vardır, kim neyi görmek istiyorsa ona göre takdir eder.