Siyasetin kendine has bir yol haritası var…
Sana uyar ya da uymaz…
Ama öyledir…
Bu yola çıktın mı, mutlak inanç da gerekli oluyor…
***
Kendinizin inanmadığı bir şeye başkalarını inandırmanız çok zor…
Hal böyle olunca bugünlerde bir de aday adayı olmuşsa, karşımıza kim çıksa ‘inançlı’ görüyoruz.
Dedim ya, siyasetin normali bu.
İnanmadan inandıramazsınız…
***
Aday adaylarının ‘hizmet aşkına’ amenna…
Fakat her birinin cebinden çıkardıkları mavi boncuklara ne demeli…
Bir belediye başkanlığına talip 8-10 tane aday adayının hepsi, kendisine bir adres referans bulmuş…
Fakat o adrese gitseniz bunu teyit ettiremezsiniz.
***
Neyse…
Hikâye şöyle:
Bir gün New York'ta bir grup iş arkadaşı, yemek molasında dışarıya çıkar.
İçlerinden biri, Kızılderili'dir.
İnsan kalabalığı, siren sesleri, yoldaki iş makinelerinin çıkardığı gürültü ve korna sesleri arasında ilerlerken, Kızılderili, kulağına cırcır böceği sesinin geldiğini söyleyerek aramaya başlar.
Arkadaşları, bu kadar gürültünün arasında bu sesi duyamayacağını, kendisinin öyle zannettiğini söyleyip yollarına devam ederler…
Aralarından bir tanesi inanmasa da, onunla aramaya başlar.
Kızılderili, yolun karşı tarafına doğru yürür, arkadaşı da onu takip eder.
Binaların arasındaki bir tutam yeşilliğin arasında gerçekten bir cırcır böceği bulurlar.
Arkadaşı, Kızılderiliye, “Senin insanüstü güçlerin var. Bu sesi nasıl duydun?” diye sorar.
Kızılderili ise; bu sesi duymak için insanüstü güçlere sahip olmaya gerek olmadığını söyleyerek, arkadaşına kendisini takip etmesini söyler.
Kaldırıma geçerler ve Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar.
Birçok insan, bozuk para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak, onun ceplerinden düşüp düşmediğini kontrol eder. Kızılderili, arkadaşına dönerek:
-Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin, der.
***
Aday adayı arkadaşlar da belli ki bir ses duymuşlar.
Seferleri hayrolsun…
Lakin aday olup bir de belediye başkanı olurlarsa halkın oylarını alarak oturdukları koltuğa yapışıp kalmasınlar…
Halka önem versinler ve onların seslerini duysunlar, yeter.
***
Benim adayıma gelince…
O, kesinlikle cırcır böceğinin sesini duyar!