Bu haftadan başlayarak siz okurlarıma üç bölüm halinde 41 Barış Manço şarkısını yer aldığı 42 kıtadan oluşan şiirimi sunacağım. Eminim ki yaşı müsait olanlar hem yıllara gidecekler hem de o şarkılarda kendi aşklarından, hayatlarından izler bulacaklar. Şiirin ismi başlıktadır.
Bir masal gibi
Bir ninni gibi dinledim yıllarca
Sevgiye, umuda yer açmak için
Attım içimden yersiz korkuları
Ne zaman karamsarlığa düşsem
Elimden tuttu Barış Manço şarkıları
Onun sözlerıyle seslenirdim yare
Kurtalan ekspresin önünde
Kıpır kıpır bir adam aşkı anlatırdı
Hasreti, ayrılığı dökerdi nağmeleri
İki sevgili iki kolda
Bir kavuşur bir ayrılırdı Kol Düğmeleri
Seher vakti bir güzel beklerdim
Vurulmak için onun gibi
Ilgıt ılgıt dökülürdü içime
Gündüz güneş, gece kamer
Komşu evlerden gelirdi
Bir bülbül şakıması gibi Aynalı Kemer
Ellerimle büyüttüğüm düşlerim vardı
Baharla dirilttiğim çiçekler
Bir kara çalı gelip koparsa da
Umutlarım çağlar çağlardı
Eğer hüzünlerimle coşmuşsam
Radyoda duyduğum şarkı Dağlar Dağlar'dı
Adını bilmediğim çalgılardan gelen sesler
Adını koyamadığım duygular uyandırırdı bende
Bilmezdim aşka açılan kapı mı?
Sevgiliye düşen meyil mi?
Ama yine de bir umutla sorardı
Uzun saçlı adam: Anlıyorsun değil mi?
Sonsuz aşklara aşılandım
Her bestesinde, her güftesinde
Oysa dünya faniydi
Görmezdi insan ibretle bakmayınca
Ben de unutamam Barış abi
Can bedenden çıkmayınca
Usul usul bir şarkı başlar
Bir tek selamın geldiği yerde üç top gül açar
Yitirilen sevgiliyi çağrışır
Memleketimin ovaları, dağları
Dolanır dururum kendi içimde
Bitene kadar Gesi Bağları
Ardından hızlı bir şarkı
Nasıl anlatacağımı bilemem
Nuh'un gemisinde tek başınaymışım gibi
Etmişim sevdiğime veda
Yine de tempo tutar hüzünlerim
Çalarken Kara Sevda
Yağmur ince ığıl ığıl ağlar
Her damlası yüreğimi dağlar
Seni bana çok görenler neyler
Sen de benim haberimi bilme ha bilme
Hala yanıyor derlerse
Gülme Ha Gülme
Yağmurlarda ıslanan bomboş sokaklarda
Yalnızlığıma katık ettiğim ve en sevdiğim şarkısıdır o
Gözlerimde yaş, kalbimde sızıyla dinlediğim
Ne zamanı ne yari ellerimle tutamadım
Her duyduğumda gönül tahtıma oturur
O güzel adamın sesinde Unutamadım
Gözümde yaş görseler erkek ağlar mı derler
Gökler ağlıyor dostlar ben ağlamışım çok mu?
Böyle sunar hayıflarını siyah beyaz ekrandan
Şarkı boyunca sorular kulaklara sızar
Nasıl kararında dursun ki hayat?
Ali Yazar Veli Bozar
Mutlu mesut yaşardı onun müziğinde
Aşı boyalı ahşap evlerden ses veren
Yaşlı kemençe eşi kanun
Dünya ne tuhaf yer zaman ne garip şey
Toprak oldu oldu birer birer
Sakız Hanım ile Mahur Bey
Sonra güz yağmurlarıyla bir hüzün
Son bir bulut ağlar gözlerinde
Baba annesinin ardından
Bir ağıt böyle güzel mi olur be?
Ağaçlar yaprak döker
Aramızdan geçip gider Gülpembe
Tam bir edepti o şarkıdan süzülen
Bilmem var mıdır başka milletin edebiyatında
Sevgiliye siz diye hitap eden incelik?
Gezsem duyar mıyım Paris'ini, Berlin'ini Şam'ını?
Dönüp dönüp dinlerdim
Zerafet makamında Bir Bahar Akşamı'nı
Devam edecek.