BEÜ'de "17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce Depremleri Anısına" etkinliği

BEÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kutoğlu:"Her geçen gün depremin olma olasılığı yükseliyor. 2030-2040'lara geldiğimizde gerçekten bu oran yüzde 60'ları, yüzde 70'leri geçmiş olacak"

ZONGULDAK (AA) - Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Hakan Kutoğlu, "Her geçen gün depremin olma olasılığı yükseliyor. 2030-2040'lara geldiğimizde gerçekten bu oran yüzde 60'ları, yüzde 70'leri geçmiş olacak." dedi.

Sezai Karakoç Kültür Merkezi'nde düzenlenen "17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce Depremleri Anısına" isimli etkinlikte konuşan Kutoğlu, 17 Ağustos Marmara Depremi ile büyük bir yıkım yaşadıklarını belirtti.

Herkesin o acıyı çok derinden hissettiğini dile getiren Rektör Yardımcısı Kutoğlu, "Ancak üzerinden geçen zaman dilimi içerisinde maalesef her zaman olduğu gibi unuttuk. Günlük yaşantımıza geri döndük. 'Bugüne kadar ne yaptık' dersek, bazı çalışmalar yapıldı ama maalesef işin toplamına bakıldığı zaman yine aynı boyutlarda bir deprem olduğunda, biz yine benzer yıkıntılarla karşılaşacak durumdayız." diye konuştu.

Şenol Hakan Kutoğlu, yeni bir deprem için zamanın oldukça daraldığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Her geçen gün depremin olma olasılığı yükseliyor. 2030-2040'lara geldiğimizde gerçekten bu oran yüzde 60'ları, yüzde 70'leri geçmiş olacak. Dolayısıyla bu çalışmaları biraz daha hızlandırmak lazım. Bunların tamamını kamu kurumlarından beklemek çok doğru değil, çünkü hala bir kültür oluşturamadık. Deprem ülkesinde yaşıyoruz. 1999'u yaşayan insanlar olarak hala ev alırken içine girip fayansına, banyosuna, kaleboduruna bakıyoruz. Ancak burası 'sağlam bir zemin mi' diye jeolojik etüdünü sormayı aklımıza getirmiyoruz. Binanın statiğini gözden geçirmeyi, projesine bakmayı aklımıza getirmiyoruz. Hala dış görünüşüne bakıyoruz. Şimdi bir de ısı yalıtımı diye bir şey çıktı. Binaların dışına kapladığınız zaman mükemmel görünümlü bir bina karşınıza çıkıyor. Bütün kusurları kapanmış bir bina. Ondan sonra her şey bitmiş gibi düşünüyoruz ama böyle bir şey söz konusu değil.

Türkiye'de yeterince yer bilimleriyle ilgili çalışma olmadığı için bazı yerler 1'inci derece, bazı yerler 2'nci derece bölge deniyor. Öyle bir şey yok. Türkiye'nin her tarafı aslında 1'inci derece bölge, çünkü daha bilmediğimiz faylar var. Yeterince çalışmadığımız faylanmalar var."

BEÜ Afet Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Kurtuluş Sedar Görmüş ise kendisinin de bir depremzede olduğunu anlatarak, "Ailemle birlikte 1999'da Zonguldak'tan Yalova'ya taşındım. Yaklaşık 5-6 saat sonra depremi yaşadık. Ailemin maddi imkansızlıklar nedeniyle alamadığı ev yıkıldı. Belki o evi almış olsaydık, bugün aranızda olamayabilirdim." ifadelerini kullandı.

Etkinlikte, Marmara ve Düzce depremleri sonrası kurtarma çalışmalarının yer aldığı kısa film gösterildi. Bu sırada bazı öğrencilerin gözyaşlarına hakim olamadığı görüldü.

AA

Gündem Haberleri

Depremde vefat eden 408 öğretmenin ismi anıtta yaşatılacak
Enes Güran’ın gözünün altındaki iz, diş izi mi?
Tüm yurt kardan nasibini aldı
CHP Kazandı Kıymete Bindi
Karı gören Ankaralılar Elmadağ'a akın etti