BİLECİK (AA) - Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Uzm. Dr. Arif Kapuağası, "Karaciğer, kalp gibi organlarda alternatif yok. Bu hastalarımız, ya organ bulacaklar ya da maalesef hayatlarını kaybetmek durumunda kalacaklar" dedi.
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Konferans Salonu'nda, Bilecik Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği ve Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Sağlık Yüksek Okulu işbirliğiyle gerçekleşen "Organ Bağışı" konulu panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Kapuağası, burada yaptığı konuşmada, ülkemizin organ nakli konusunda gerek mevzuat altyapısı gerekse de organ nakli alanında çalışan sağlık ekibi ve bilgi iletişim sistemleri konusunda, Avrupa'daki ülkelerle rekabet edebilecek seviyede olduğunu bildirdi.
Son verilere göre, 24 bin 168 hastanın organ nakli beklediği bilgisini veren Kapuağası, şunları kaydetti:
"Şu anda sistemimize kayıtlı toplam, 24 bin 168 organ nakli bekleyen hasta var. Bu listenin başını, 21 bin 300'e yakın böbrek hastamız oluşturuyor. İkinci sırada da karaciğer hastalarımız yer alıyor. Karaciğer, kalp gibi organlarda alternatif yok. Bu hastalarımız ya organ bulacaklar ya da maalesef hayatlarını kaybetmek durumunda kalacaklar. Bu konunun ne kadar önemli olduğunu buradan anlamanızı istiyorum. 2002 ile 2013 yılları arasındaki nakil sayımıza bakarsanız, geçen yılın sonunda 4 bin 300 nakil yapılmış. Gerçekten artık Türkiye, Avrupa, Amerika gibi organ nakli konusunda en gelişmiş ülkelerden biri olarak kabul ediliyor. Ve bu organ nakillerinin hepsi de çok başarılı operasyonlar olarak ülkede ve dünya basınında konuşuluyor."
- "Canlıyken organımızı veriyoruz..."
Dünyadaki gelişmiş ülkelerin organ nakli verilerine bakıldığında, kadavra nakli konusunda başarısız bir ülke konumunda olduğumuzu ancak Türkiye'nin, canlı organ nakli konusunda ilk 5 sırada yer aldığını ifade eden Kapuağası, şöyle devam etti:
"Bizim, bu panellerdeki en önemli görevimiz, kadavradan nakli sizleri bilinçlendirerek nasıl aktarabiliriz. Bizim nakillerimizin yüzde 75'i canlıdan. Bu oran bizde böyleyken, Avrupa'da tam tersi durumda. Organ, doku ve kemik naklinde ilk 5 arasında yer alan gelişmiş bir ülkeyiz. Şu anda organ naklinde yüzde 96 başarı oranıyla üst sıralardayız. Milyon nüfus başına karaciğer nakline bakıldığı zaman da yine Türkiye, bin 200 nakil gerçekleştirerek ilk 5 sırada yer almaktayız. Buradaki sağ kalım oranımız, yüzde 70 ama buradaki en büyük sorun da bize gelen hastalarımız Avrupa'daki gibi bilinçli değil. Hastalarımız gerçekten çok kötü durumda bize geliyorlar. O halde bile başarımız yüzde 70'in üzerinde ve şu anda daha da yükseliyor. Biz, canlıyken organımızı veriyoruz fakat ölümüzün organını vermiyoruz. Yıllara göre bekleyen hastalarımızın ancak yüzde 20'sine cevap verebilmişiz. Bu da organ bağışının yetersizliğinden kaynaklanıyor. Maalesef, yüzde 80'ine henüz cevap veremediğimiz bir hasta potansiyelimiz var. Canlıdan en fazla nakil yapan ülke Türkiye'dir. Ve bu nakiller son derece başarılı nakillerdir. Dünya, bu nakillerimize zaten gıptayla bakıyor ve hatta birçok ülkede de bizim hocalarımız onlara rehberlik ediyor. Ama bizim asıl sorunumuzu oluşturan yüzde 4.6 oranındaki kadavradan bağışını, Avrupa ülkeleri seviyesine, yani en azından yüzde 20'lere getirirsek, bu işi bitirmiş olacağız."
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan da organ bağışına ilişkin yapılan tüm çalışmaların hayati önem taşıdığını belirterek, insanlığa yapılabilecek en büyük hizmetlerden birinin, insan sağlığının ve canının korunması olduğunu vurguladı.
Daha sonra panelde, Bursa Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Yavuz Selim Çınar ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Organ Nakil Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ekrem Kaya'nın sunum yaptı.
Bilecik Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Dr. Mustafa Yılmaz ve İl Sağlık Müdürü Yasin Yılmaz'ın da birer konuşma yaptığı program, organ bağışıyla ilgili kısa film gösterimi ve organ nakli sayesinde yeniden hayata tutunan Merve Temel ve Berrin Oktay'ın konuşmalarıyla devam etti.
Konuşmaların ardından Özcan, Kapuağası'na, üzerinde Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi ambleminin bulunduğu tabak hediye etti.