Uzman Psikolog Begüm Özkaya, kişinin bir alana sıkışmış gibi hissetmesinin agorafobi hastalığının belirtisi olabileceğini söyledi.
Medicana Sivas Hastanesinde görevli Uzman Psikolog Begüm Özkaya, agorafobi hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi. Özkaya, çoğu insanın bazı şeylere karşı korku yaşayabildiğini belirterek, "Çoğu insan bazı şeylere karşı korku yaşamaktadır. Bunlar; doğa üstü varlıklar, hayvanlar veya evde yalnız kalmak gibi şeyler olabilir. Agorafobi ise kelime anlamı olarak alan korkusu anlamına gelmektedir. Bu korku, kişinin bir alana sıkışmış hissi oluşturduğu, utanılacak bir duruma düşecekmiş gibi düşündüğü; panikleyip, bulunduğu ortamdan çıkamayıp, kaçamayacakmış gibi gelen bir anksiyete bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Kontrolü kaybedip delirecekmiş gibi, kalp krizi geçirecek hatta ölecekmiş gibi düşüncelere sebep olmaktadır" dedi.
"Kaçışın zor olabileceğini düşündükleri yerlerde bulunmak istemezler"
Özkaya, agorafobisi olan bireyin bildiği ya da güvenli olduğunu düşündüğü ortamlardan ayrılmaktan korktuğunu ifade ederek, "Agorafobiye sahip olan kişiler genellikle alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları ve açık yerler, otoparklar ve benzeri veya kapalı yerler tiyatrolar gibi hemen kaçışın zor olabileceğini düşündükleri yerlerde bulunmak istemezler. Agorafobili kişilerde korkuyu tetikleyebilecek durumlar şunlardır; kalabalık veya kapalı alanlar, açık ve uzak alanlar ve evden uzakta olmak" diye konuştu.
"Agorafobi her yaşta gelişebilir"
Agorafobinin her yaşta gelişebilir bir hastalık olduğuna değinen Özkaya, "Agorafobi her yaşta gelişebilir ancak semptomlar genellikle 25-35 yaşlarında ortaya çıkar ve kadınları erkeklerden daha sık etkiler. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte; biyolojik, psikolojik ve çevre ile alakalı faktörlerin etkileşiminden kaynaklandığına düşünülmektedir. Agorafobinin ilk semptomu, kaçışın zor veya kaçınılmaz olabileceği belirli durumlarla ilgili duyulan endişedir. Agorafobisi olan kişilerde kaygıya neden olan yaygın durumlar şu şekilde sıralanabilir; sırada beklemek, kalabalıklar, restoranlar, sinema salonları, randevular ve toplu taşıma kullanmak" ifadelerini kullandı.
"Agorafobi en fazla panik bozuklukla birlikte görülmektedir"
Özkaya, agorafobinin en fazla panik bozuklukla birlikte görüldüğünü söyleyerek, "Şu nokta önemlidir; agorafobi en fazla panik bozuklukla birlikte görülmektedir. Hatta birçok belirtileri birbiriyle örtüşmektedir. Fakat panik bozukluk kendini ataklarla göstermektedir. Tedavi konusunda ise; kişinin öncelikle korktuğu, kaygı duyduğu alanın ne olduğunu kavraması ve "kademeli" olarak bu alana kendini maruz bırakması önemlidir. Eğer denemelerle bunu başarabiliyorsa agorafobi noktasına gelmeden bu kaygısını yenmiş olacaktır. Fakat tanı alacak düzeyde olan agorafobi hastalarının psikiyatri başvurusu yapması gerekmektedir. Psikiyatrik olarak tablo oluşturulmasından sonra terapi süreci devreye girmelidir. En yaygın olan bilmekle alakalı davranışçı terapi yöntemidir. Bu terapi yöntemi ile kişi zihninde bu kaygıyla birlikte neler olduğunu görüyor olacak, muhtemel sonuçları hesaplayabilecek, aşamalı olarak da bu kaygının üzerine gidebiliyor olacaktır" şeklinde konuştu.