Farkında mısınız; bütün Türkiye Konyaspor’a, taraftarına, futbolcusuna, teknik direktörüne saygı duyuyor. Hayranlıkla izliyorlar. Sadece medyada yazılıp çizilenlerden bahsetmiyorum. Orada belki Konyaspor taraftarına hoş görünmek isteyebilirler ama ben Trabzonspor maçının başında gözümle çok güzel bir davranışa şahit oldum. TRT’nin Trabzonspor Muhabiri Barış Yurduseven, maç başlamadan önce Konyaspor taraftarı hep birlikte tezahürata başlayınca ayağa kalkıp tempo tuttu. Ertem Şener gibi isimlerin Torku Arena’dan fotoğraflar paylaşıp, “La Liga değil, Ziraat Türkiye Kupası maçında bu taraftar var” şeklinde güzel şeyler söylemesi de çok güzeldi.
5 bin kişiye oynayan sözde büyük takımların taraftarı da medyası da Anadolu’dan çıkan bu başarı öyküsüne saygı duyuyor.
Tel tel dökülen o takımların taraftarları sığınacak bir liman arıyor. Başarısıyla övüneceği, maçına gidip coşacağı, kendinden hissedeceği renkler arıyor. Üç dört haftadır, özellikle şehirdeki İstanbul takımlarının taraftarları Konyalı olduklarını hatırlamaya başladı. Eskiden “evet ben Konyalıyım ve şehrin de öyle alelade düşüp çıkan bir takımı var” diye düşünürken artık “yahu bu takım neler yapıyor? Bu taraftar nasıl coşuyor? Evet bu benim şehrimin takımı” demeye başladı.
Büyükşehir Belediyesi’nin şehre kazandırdığı en önemli eserlerden biri olan yeni stadyumla başlayan Konyaspor’un başarı hikayesi milli maçlardaki efsanevi destekle düzey atladı. Aykut Kocaman’ın gelişi ve sabırla elde edilen başarı, ligdeki takımların motivasyon kaybı Konyaspor’un yolunu iyiden iyiye açtı.
Ligde üçüncü olma şansının yakalanması, kupadaki yarı final şehri daha da kamçıladı. Yılladır konuşurduk; “bu şehirde neden herkes Konyaspor’u tutmaz” diye. Ben hep cevap olarak “başarı” demiştim. Kimse ligden düşüp duran, kendi sahasında kaybeden, seyircisini üzen ve en önemlisi tuttuğu İstanbul takımına yenilen bir takımı tutmak istemezdi.
İşte bu başarı ve ardından gelen aidiyet duygusunun güçlenmesi benim tezimi destekliyor. Herkes Konyasporlu olmaya en azından önceki tuttuğu takımın önüne Konyaspor’u geçirmeye başlıyor.
Burada Konyaspor’u ve şehri yönetenlere büyük iş düşüyor. Şehrin kimliğinin güçlenmesine, insanların şehrine sahip çıkmak için sergilediği duruşun devam etmesi için doğruları yapmaya devam etmeliler. İstikrardan taviz vermemeli, sistemin devamlılığını sürekli kontrol etmeliler. Özellikle yönetim soğukkanlı olmalı ve önüne uzun vadeli hedefler koymalı.
Aykut Hoca’dan çok şey öğrendiler, umarım bu gelişmeyi sürekli hale getirirler ve Konya Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olduğunu göstermeye devam eder. Konyaspor da bu büyük yürüyüşün vitrini olur.
Büyük Konyaspor taraftarı da, tıpkı Beşiktaş maçında çok güzel yaptıkları gibi “şehri müdafaa ve ülkemizi sevmeye şehrimizden başladık” temasını işlemeye devam etmeliler.
Durmak yok yola devam.