"Bir organ donörü 8 hastayı yaşama bağlayabilir"

AÜ Tıp Fakültesi Organ ve Doku Nakli Merkezi Mesul Müdürü Prof. Dr. Akar:- "Beyin ölümü gerçekleşen bir hastada organ bağışı yapılmadığında, tüm organlar ne yazık ki nakil bekleyen hastaların umutlarıyla beraber toprağa gidiyor. Oysa ki bir organ donörü 8

ANKARA (AA) - YEŞİM SERT KARAASLAN- Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Organ ve Doku Nakli Merkezi Mesul Müdürü Prof. Dr. Rüçhan Akar, "Beyin ölümü gerçekleşen bir hastada organ bağışı yapılmadığında, tüm organlar ne yazık ki nakil bekleyen hastaların umutlarıyla beraber toprağa gidiyor. Oysa ki bir organ donörü 8 hastayı yaşama tutundurabilir. "dedi.

Akar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyada her yıl çok sayıda kişinin organ yetmezliği ile karşı karşıya kaldığını, verici sayısının yeterli seviyede olmaması nedeniyle de organ nakline ihtiyacın arttığını söyledi.

Dünya genelinde özellikle beyin veya dolaşım ölümü gerçekleşmiş hastalardan yapılan organ bağışı sayılarında istenen düzeye çıkılamadığını ifade eden Akar, çok sayıda kişinin organ beklerken hayatını kaybettiğini belirtti.

Akar, "Beyin ölümü gerçekleşen bir hastada organ bağışı yapılmadığında, tüm organlar ne yazık ki nakil bekleyen hastaların umutlarıyla beraber toprağa gidiyor. Oysa ki bir organ donörü 8 hastayı yaşama tutundurabilir ve en az 50 aile bireyinin yaşamını ciddi olarak etkileyebilir." diye konuştu.

Organ nakli bekleme listesine eklenen kişi sayısının da her geçen yıl yükseldiğini dile getiren Akar, organ naklinde başarı oranları açısından Türkiye'nin, dünyada ilk 5'te yer aldığını vurguladı.

Akar, Türkiye'nin hem hekim hem altyapı hem de tecrübe anlamında çok iyi bir seviyede olduğunun altını çizerek, "Organ nakli olabilmek için hastalar yurt dışına gitmiyor, aksine yabancı hastalar Türkiye'ye organ nakli olmak için başvuruyor. Türkiye, yeterli donanım ve altyapıya sahip olmasına rağmen organ bağışının yetersiz olması nedeniyle organ nakli bekleyen hastaların ihtiyacına cevap vermekte yetersiz kalıyor." ifadesini kullandı.

- "Kadavra bağışı yeterli değil"

Akar, Türkiye'de nakiller konusunda yaşanan sıkıntının en büyük kaynağının kadavradan yeterli bağışın yapılmaması olduğuna dikkati çekti.

Bu durumun, canlıdan nakillerin kadavradan yapılanlara göre daha sık olmasına yol açtığını anlatan Akar, "Avrupa ülkelerinde organ vericilerinin yüzde 80'i kadavra, yüzde 20'si canlı kaynaklıyken, Türkiye'de tam tersine organ vericilerinin yüzde 75'i canlı, yüzde 25'si kadavra kaynaklıdır. Organ bağışının az olması bunun en önemli nedenidir." değerlendirmesinde bulundu.

Organ nakli hizmetlerinin geliştirilmesinde en önemli hususun, organ bağışının temini ve oranın artırılması için kamuoyunda konuya ilişkin bilgi eksikliğinin giderilmesi olduğunu ifade eden Akar, bu kapsamda organ bağışı bilincinin geliştirilmesi, halkın organ bağışına teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.

Akar, organ bağışı ile bir başkasına yaşama şansı verebileceğinin altını çizerek, "Her gün dünyada 18 kişi organ yetmezliği nedeniyle organ nakli bekleme listelerine alınırken, her 14 saniyede bir kişi organ bağışı yapılarak hayatlarını kazanabilecekken, verici bulamadıkları için bekleme listesinde hayatlarını kaybediyor." bilgisini paylaştı.


AA

Sağlık Haberleri

Türk Kızılay’dan AIDS iddialarına ilişkin açıklama
Koenzim Q10 Yok Sakatat Tüketin
Karapınar’da Dünya Diyabet Günü etkinliği
Mantarların Sağlık Üzerindeki Mucizevi Etkileri
Egzersiz ne zaman yapılır?