Birkaç gündür bu soruyu soruyorum kendime…
“Bir şehri güzel yapan ne?”
Şehrin barındırdığı tarihi doku mu? Sahip olduğu doğal güzellikler mi? Şaşalı mekânları mı? Lezzetli yemekleri mi? Nüfusun okuryazarlık seviyesi mi? İçindeki huzur mu? Orada yaşayanlar mı? İnsanların ne giydikleri mi? Yoksa yolda karşılaştıklarımızın bize nasıl baktıkları mı?
Sahi, ne bir şehri güzel yapan?
Fatih Sultan’ı mı, Hacı Bektaş-ı Veli’si mi, Mevlana’sı mı, Yunus Emre’si mi ya da Karacaoğlan’ı mı?
Çarşı pazarı mı bir şehri güzel yapan, yağmurlu havası mı, doyumsuz yeşili mi, arada bir esen serin rüzgârı mı? Mevsimi mi bir şehri güzel yapan?
Merak ediyorum, bir şehri güzelleştiren şey; sadece bu saydıklarımdan biri mi? Yoksa hepsi mi?
İçilen bir bardak çay mı? Yenilen bir sıcak simit mi ya da? Bir şehir nasıl güzelleşiyor sahiden soruyorum?
Dostla edilen muhabbet mi? Sıcak havaya rağmen aynı yolda aynı şeyi düşleyerek biriyle yürüyebilmek mi? Ya da bir kahve fincanını ters çevirip bir şeyler beklemek mi hayattan? Bir müzik mi? Ya da bir şiir mi şehri güzel yapan? Yoksa bir şiir kadar güzel olanlarla bir arada yaşayabilmek mi?
Belki de, bir şiir yazdıracak kadar büyüleyici olabilenlerin varlığıdır bir şehri güzel kılan!
Bin bir nefesin olduğu bir şehirde, yalnız bir nefesi aramak mı ya da? Bir şehir diyorum dostlar, hani Tanpınar’ın dediği; “Hemen herkes birkaç kişiye ağlıyor ve âkıbetini hâlâ bilmediği bir sevdiğini bekliyordu” gibi mi ya da bir şehri güzel kılan?
Bir şehir hani… Kokusuyla, dokusuyla, tarihiyle, geçmişiyle ve bugünüyle, hatta yarınıyla güzel oluyor ya… Onu diyorum.
Diyorum ki;
Bir şehri varacağın yerden ziyade oraya giderken yanında yürüdüklerin güzelleştiriyor. Bir şehri, havası değil o havayı kimlerle soluduğun meselesi değiştirip, güzelleştiriyor. Bir şehir çok kalabalıklarla oturunca değil, sohbeti güzel birileriyle oturunca güzelleşiyor. Bir şehir tek başına çay içerken güzel tabii ama çay bardakları adedi arttıkça o şehir devleşiyor. Bambaşka bir yer oluyor.
O şehri güzel yapan bir ses bazen, bazen bir adım, bazen bir şarkı yani…
Dağından, ormanından, ağacından çok onların çıkardıkları ahenkli tonlar yani…
Ve tabii o ruhu hissedebilmek, onu anlayabilmek, aynı seslerden aynı şeyleri çıkarabileceğiniz insanlarla yan yana olmak yani…
Evet, tam olarak bu bir şehri güzel yapan…
Sessizliği dinleyebilmek, sessizliğe sarılmak, sessizlikle dertleşmek…
Şehrinizi güzelleştiren her neyse, bir dilek, bir dua, bir arzu, bir isim, bir çocuk, bir gülümseme, bir kişi… İşte o her neyse hep yanınızda olması dileğiyle.