Son günlerde Selçuk Üniversitesi’nde yaşanan bir olaydan bahsetmek istiyorum. Gerçekten Rektörün daha önceki sıcak yaklaşımlarına pek uymayan bir inatlaşma örneği. Olay boyutlarıyla hemen hemen tüm ülkeye yayılmış durumda. Seçim ve siyasetten fırsat bulup çevresine bakamayan basınımız henüz bu tür olaylara el atmadı. Ama yakında atacak.
Konya Sağlık Yüksekokulundan elliye yakın çocuğumuz mezun olur ve daha önce KPSS imtihanına girdiklerinden ve yüksek puan aldıklarından önce Sağlık Bakanlığınca açılan kadrolara atanır sonra da evraklarda eksiklik olduğu gerekçesiyle tayinleri iptal edilir. Olay hem Sağlık Bakanlığının hem de Selçuk Üniversitesini ilgilendiren bir sorundur aslında.
Sağlık Bakanlığı yeni kadro açar. Müracaat tarihleri 1-10 Haziran tarihleri arasındadır. Öğrenciler son imtihana 5 Haziran tarihinde girer ve okuldan mezun olurlar. Çünkü Selçuk Üniversitesi Yönetmeliği 22 nci maddesi ikinci paragrafında Öğrencinin mezuniyet tarihi, o sınav dönemindeki sınavın son günüdür demektedir. Son sınav tarihi 5 Haziran olduğundan hukukçulara göre de mezuniyet tarihi bu olmalıdır.
Okul mezunlarına bir belge verir. Oysa okul mezunlarına bir çıkış ve mezun olduklarını gösteren bir belge vermek zorundadır. Bunu yapmaz. Konusu Mezuniyet olan bir belge hazırlanır. “ 2006-2007 öğretim yılı bahar döneminde mezun olmaya hak kazanmış olup diploma işlemleri devam etmektedir.” En alt satırda da şöyle bir ibare vardır. Diplomanızı almaya geldiğinizde bu beldenin aslını mutlaka getirin. Belgenin yazılışı da bu belgeye doğrudur diye imza konulması da yanlış.
Mezunlar bu belgeyi alır ve bakanlığa müracaat eder. Tayin olacakları yerler bellidir. Bir kısmı tayin oldukları yerlere gider, bir kısmı ev tutar. Sonra Sağlık Bakanlığından şok haber gelir. Tayinler komisyon tarafından iptal edilmiştir. Çünkü belgeler geçersizdir. Çünkü Selçuk Üniversitesi bir akademik takvim uygulamaktadır ve yönetmelik gereği 5 Haziranda mezun olmalarına rağmen çıkış belgesi ancak 15 Haziran tarihiyle verilebilir. Bu yönetmeliğe aykırıdır ama idare akademik takvim der, nuh der dönmez. Peki ben son imtihanı veremez ve Eylüle kalsam, bana yine 15 haziran tarihinde mi mezuniyet beldesi verilecek. Anlaşılır gibi değil. Rektörlük devreye girer ama okul idaresi aşılamaz. İmza atılmaz. Elliye yakın mezunun tayini iptal edilir, hayaller suya düşer. Kızgınlık başlar.
Burada suçlu sadece üniversite değil. Bu belgeleri önce geçerli sayıp tayinleri yapan, sonra da bunu iptal eden bakanlıkta en az o kadar suçlu. Olay gerçekten trajik.
Eğer yasal süreç başlatılacak olursa taraflar ciddi yara alır. Ortada bir hak gaspı vardır. Kazanılmış bir hak mezunların ellerinden alınmıştır. Yıllardır hayal ettikleri işleri ellerinden uçmuştur. Ekonomik sıkıntının son safhada olduğu bu günlerde buna bir çare bulmak gereklidir ve olmalıdır da. Hayalleri tükenen bu çocuklara yazıktır.
İdareci olmak demek, çözüm üretmek demektir. Çare bulmak demektir. O makamlar geçicidir. Yarın adlarınız bile hatırlanmaz. Ama yapılan iyi işler sizi her yerde bulur ve yüceltir. Mezunları dinleseniz sizleri hatırlarken neler düşünecekler anlarsınız ve üzülürsünüz.
Umarım idare yanlıştan döner…