İsmi CHP siyasetiyle yan yana yazılmış isimlerden biri olan Orhan Birgit'in itirafları CHP'yi yakacak cinsten. Birgit'in Aksiyon Dergisi'ne verdiği röportajın ayrıntılarına bakıldığında, CHP'nin 27 Mayıs darbesine zemin hazırlayan öğrenci olaylarının baş aktörü olduğu anlaşılıyor. Birgit, “Menderes’e karşı darbe planlayan 9 cuntacı subayı CHP İl örgütünün talimatıyla kuyudan ben aldım” diyor.
İşte Ahmet Kekeç'in bugünkü yazısı...
Ahmet Kekeç / Star
CHP'yi Yakacak İtiraf
Ben söylemiyorum, ismini “CHP siyasetiyle” yan yana yazdırmış Orhan Birgit söylüyor.
Diyor ki (özetle), “27 Mayıs darbesine zemin hazırlayan öğrenci olaylarını biz başlattık.”
Birgit’in “biz” dediği, CHP’liler...
Kendisi anlatsın: “Ben o sırada CHP Beyazıt İlçe Başkanıydım. Öğrenciler (Nurettin Sözen falan da vardı içlerinde) başka birtakım arkadaşlar geldiler, yardım istediler, ‘Ne yapabiliriz?’ diye sordular. Bizim yaptığımız şu, öğrenciler üniversite bahçesinde oturup direnç gösterecekler, miting yapacaklar tahkikatların kurulmasına karşı. Ancak olaylar kontrolden çıktı.”
Kontrolden çıkmış “olayların” akabinde, “Öğrenciler kıyma makinelerinde öğütüldü” iddiası gündeme gelmişti. Bu iddianın önemli seslendiricilerinden biri de CHP’ydi.
Bu konuda da şu dehşetengiz açıklamayı yapıyor Birgit: “Ben inandım iddiaya. Sonra baktık ne kıyma var, ne Et Balık Kurumu... İddianın kaynağı kim? Alev Alatlı’nın babası Albay Ertuğrul Alatlı. Basın yayın işlerinden sorumlu bir subayın uydurması. Dezenformasyonun dik âlâsı. Bildiri çıktı. Anadolu Ajansı da haber olarak geçti, ‘Öğrenciler kıyma makinelerinde öğütüldü’ diye... Tek araç devlet ajansı... Devlet ajansına güvenmeyip de kime güveneceksin? Kaynak onlar, dabıl çek (çifte kontrol) yapamıyorsun.”
İtirafların tümünü, Aksiyon dergisinde Orhan Birgit’le yapılmış röportajdan okuyabilirsiniz.
Diyeceksiniz ki, “İlk kez anlatılmıyor bunlar, nerden icap etti durup dururken?”
İlk kez anlatılmadığı doğru...
Birgit de, müteaddit açıklamalarında ve kitaplarında, yakın tarihimizde zuhur etmiş bazı olayların perde arkasını detaylandırdı. Hem de “itiraf tadında” bir dille...
Şurdan icap etti:
Birgit, elan Basın Konseyi’nin başkanlığını yürütüyor.
Müseccel CHP’li Oktay Ekşi, “analarını satan zihniyet” yazısından sonra CHP tarafından milletvekili aday adaylığıyla ödüllendirildi. Hürriyet’teki köşesini ve Basın Konseyi’ni bırakmak zorunda kaldı.
Köşesi boş duruyor ama Konsey’in başına bir başka müseccel CHP’liyi getirtti.
Böylece, yokluğuyla yarattığı boşluğu, “kayıpsız” atlatmış oldu.
Şahane oldu.
Şimdi biz “yandaş” oluyoruz, AK Parti’ye trampa yapıyoruz, Erdoğan’dan başka değer tanımıyoruz ama kendileri “bağımsız, bağlantısız, tarafsız gazeteci” sayılıyorlar.
Birgit lütfedip, Ekşi’nin de öğrenci olaylarındaki rolünü hatırlatsaydı, daha şahane olacaktı.
Bir de şu:
İktidara geldiğinde “darbelerle mücadele nasıl edilirmiş” bize gösterecek olan ve “darbe” dendiğinde sadece Yaşar Büyükanıt’ın yapamadığı darbeyi hatırlayan Kemal Kılıçdaroğlu, belki bu satırları okuduktan sonra, utangaç 27 Mayıs eleştirisiyle yetinmez, partisinin bu darbedeki rolünü hatırlayıp bir “özeleştiri” yapar ve “Ergenekon” sanıklarına kol kanat germekten vazgeçer...
Dehşetengiz itirafı yazının sonuna sakladım:
Birgit, “Menderes’e karşı darbe planlayan 9 cuntacı subayı CHP İl örgütünün talimatıyla kuyudan ben aldım” diyor.
Sadece kuyudan mı aldılar?
Bir “avukatlar ordusu” kurarak, darbecilerin savunmasına memur ettiler.
Sonuç mu?
Darbeciler kurtuldu.
Darbeyi ihbar eden Binbaşı Samet Kuşçu da cezaevini boyladı.