Birinci adam belli ya ikinci?
30 yıldır akan kan.
Birçoğumuzun bu iş böyle gelmiş böyle gider dediği ve eli kolu bağlı beklediği.
Terör…
Vatansever insanlarımızın bile ilelebet akacak zannetmeye başladığı kanın duracağına inanasımız gelmiyor bir türlü dediği, terör.
30 yıl boyunca bazı dönemlerde umutlandık, bazı dönemlerde karamsar olduk, hatta bu iş burada bitti dedik. Her olumlu çalışmadan sonra malum çevreler devreye girdi "Acaba boşuna mı?" korkusuna kapıldık. Bugünde siyasilerin dışındaki sade vatandaşlarımız aynı korkuyu taşıyor.
Bu sürecin temeli sağlam atılmış gibi görülse de, bu iş görüldüğü kadarda kolay değil. Kim ne derse desin, bu yola baş koyanlar kararlı olmalı, tüm zorlukları da göğüslemedir. Hükümet kararlı. Öcalan kararlı. Geriye kim kaldı derseniz işte esas sıkıntı geridekiler.
Artık sorunlar şiddet yoluyla değil, siyaset yoluyla çözülecek! Kim diyor bunu? Yıllarca Türkiye söyledi, şimdide Öcalan söylüyor. Peki, malum çevreler ne söylüyor? Onlar şimdilik bekle gör politikası izliyor, zamanı gelince ağızlarındaki baklayı çıkaracaklar. Onun için buradan herkesi uyarıyorum; bu süreç başarılı olsun istiyorsak, Öcalan bundan sonra daha dikkatli korunmalıdır.
Süreç başlamadan birçok insanımızın taşıdığı korkuyu bende taşıyordum. Ancak korktuğum olmadı, Öcalan örgüte hükmetti istediğini yaptırdı.
Çalışmalar ilerledikçe de birçok konudaki sıkıntılar yola giriyor, bir bakıma kervan yolda düzenleniyor. "Sınırı silahsız geçme" konusundaki son kriz de çözülmüş görünüyor. Çözüm sürecinin "olmazsa olmazı" olan halk desteği de giderek yükseliyor. Başbakan'ın açıklamasına göre kamuoyu desteğinin yüzde 70’lere dayandı. Eğer Muhalefetin iddiasının aksine, ortada gizli bir pazarlık yoksa (Benimde tek korkum buydu) destek daha da artacağa benziyor.
‘Kürtlerde sevinç yok Öcalan'ın çıtayı çok düşük tuttuğu kanısı hakim" diyenlerde yanıldılar, Kürtler ortaya konan çözüm sürecini asla bir teslimiyet gibi algılamadıklarını güneydoğu da yapılan anketlerle ortaya koymuş durumdalar. Başta hapisteki liderleri olmak üzere, kürt çoğunluk temel haklarına kavuşmak için siyasetin silahtan daha etkili ve elverişli bir silah olduğunu anlamış gibi görünüyor.
Bu sürece hayır diyen muhalefet için ne dersem, ne yazsam, mutlaka yanlış anlaşılacak. Ve hakaret bombardımanına tutacaklar. Çünkü onlar gözüne at gözlüğü takmışlar, yanı başlarında olanları bile görmediklerine şahit oluyorum. Şu anda muhalefet tam bir siyasi çıkmaz içinde, kendi kuyusunu kazmakla meşgul. Bu kadar haklı, bu kadar doğru, bir hamleye karşı çıkmakla, kendi sonlarını hazırlıyorlar.
Aslında muhalefetin tek derdinin, sorunun kendileri tarafından değil de AKP tarafından çözülmesi olduğunu anlamayan kalmamış gibi görülüyor.
Karşı çıkan muhalefet partilerinin tabanları, sürece ciddi oranda destek vermektedir. Bir başka deyişle bu süreç ‘hayat mı? ölüm mü?’ tartışmasıdır. Onun için vicdanların sesi ağır basacak diye düşünüyorum. Hele şimdi bir de, toplumun güvenini kazanmış çok eleştirilen ancak maalesef bizi yansıtan 60 akil insan. Anadolu'nun dört bir tarafına dağılır, aracısız kafalardaki soruları cevaplar, şüpheleri giderir, tereddütleri ortadan kaldırırsa; Çanakkale'deki ruhu tekrar yakalayabiliriz. Anadolu yeniden ayağa kalkar. Barışın önüne dikilip ölüm diyenleri önüne katıp süpürür. Türkiye bayram yerine döner. Tüm vatanseverler ve dostlar, hiç çözülmeyecek gibi görünen o kanlı düğümü, kardeşliğin gücüyle çözen lidere methiyeler düzer ve ölümsüzleştirir. Bunları gerçekleştirende, Cumhuriyet tarihinin tartışılan ikinci adamıyla yer değiştirir.