İZMİR (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, "Stratejik planda, artık yeni planlanacak alanlarda bisiklet ve yürüyüşü yolu yapma zorunluğu getiriyoruz. Bu da şehirlerimizin daha yaşanabilir hal alması için önemli" dedi.
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi'nin akademik yıl açılış törenine katılan Kurum, 1950'li yıllarda sanayileşme devrimiyle şehirlerdeki nüfusun arttığını, bu durumun çarpık kentleşmeyi de beraberinde getirdiğini belirtti.
Söz konusu yıllardaki yöneticilerce bir planlama yapılsaydı, bugün çarpık kentleşmeyle uğraşmaya gerek duyulmayacağını ve Türkiye'nin, dünyanın en güçlü ekonomisi ve devleti haline geleceğini kaydeden Kurum, çarpık kentleşme ve bununla mücadelenin Türkiye'yi oldukça yorduğunu ifade etti.
Bakan Kurum, göreve geldikten sonra ziyaret ettiği şehirlerin, çarpık kentleşme ve bütüncül planlama eksikliği kaynaklı aynı sorunlarla baş başa kaldığını gördüğünü aktararak, ikinci 100 günlük planları hazırladıklarını ve mekansal stratejik planlama hazırlığı içinde olduklarını söyledi.
Mekansal stratejik plan yapıldığında tarımın tarım arazisinde, sanayinin sanayi alanında, turizmin de turizm alanında yapılacağını dile getiren Kurum, "Bundan 50 yıl sonra bir bakan, bir hoca, bir öğrencimiz geldiğinde bize '50 yıl önce bakan, belediye başkanı niye planlama yapmamış' demesin. Mekansal stratejik planlama ile önümüzdeki 50 yıllık süreci planlamak istiyoruz." ifadesini kullandı.
Kurum, Türkiye'de toprakların yüzde 66'sının, nüfusun ise yüzde 72'sinin 1. ve 2. deprem bölgesinde bulunduğuna dikkati çekerek, bugüne kadar 86 bin kişinin depremlerde yaşamını yitirdiğini belirtti.
- 580 bin konut yenilendi
Yaklaşık 5,5 milyon konutun yenilenmesi gerektiğini, 2030 yılında bunun 7,5 milyona varmasının beklendiğini anlatan Kurum, şöyle devam etti:
"2012 yılında çıkarılan yasa ile bugün yaklaşık 580 bin konutun yenilenmesini gerçekleştirdik. Ancak bu yenilenmeyi, kentsel dönüşümü de şehirlerin kültürüne, mimarisine, silüetine uygun yapmalıyız. Ay sonuna kadar stratejimizi açıklayıp değer esaslı, emsal artışı mümkün olduğunca az yapacak şekilde, mevcut imar planlarında 7-8 katı geçmeyecek ama yeni yapılacak alanlarda 4-5 katı geçmeyecek, özlediğimiz mahalleleri yeniden inşa edecek planlamalar ve dönüşümler yapmak istiyoruz. Bugün baktığınızda bir mimari kimliğimiz yok, şehirler kimliğini kaybediyor. Bölgesel anlamda kültürümüzü, mimarimizi yansıtacak, o estetiği yansıtacak, gelecek nesillere Mimar Sinan'lar gibi bırakacağımız projeler hayata geçirmemiz gerekiyor. O yüzden kentsel dönüşümle ilgili yapacağımız projeler de bu noktada büyük önem arz ediyor. Stratejik planda artık yeni planlanacak alanlarda bisiklet ve yürüyüş yolu yapma zorunluğu getiriyoruz. Bu da şehirlerimizin daha yaşanabilir hal alması için önemli. Otoparkla ilgili düzenleme yaptık. Bilhassa İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde şehir merkezlerindeki otopark sıkıntısını çözmek adına kamu alanlarında, idarelerden izin alınması kaydıyla, yeşil alanlarda, meydanlarda meydan altı otopark yapabilmenin önünü açtık. Artık her daireye bir otopark zorunluluğu getirdik. Toplu ulaşım alanlarında park et, devam et uygulaması getirdik."
- Sıfır Atık projesi
"Sıfır Atık" projesine de değinen Kurum, düzenli depolama tesisleri yaptıklarını ancak önemli olanın atmamayı öğrenmek olduğunu söyledi.
Birçok kamu kurum ve kuruluşunda projenin zorunlu hale geleceğini, belediyelerin de süre içinde uygulama zorunluluğuna gireceklerini kaydeden Kurum, 2017 yılında başlanan proje kapsamında, 2023 yılında yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlamayı düşündüklerini söyledi.
Kurum, plastik poşetlerin ücretlendirilmesinin de projenin bir parçası olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Bunu da inşallah Ocak 2019 itibarıyla ücretlendireceğiz. Yıllık yaklaşık 30-35 milyar lira Türk milleti olarak poşet tüketiyoruz. Gittiğimizde markette bir poşete sığacaksa eğer 3-5 tane alıyoruz. Kişi başı poşet kullanım miktarımız 440 adet. 2050 yılında denize atılan plastiklerin sayısı balıkların sayısından fazla olacak diye bir beklenti var. Bir plastik poşet, 100 yılda doğaya karışabiliyor. Onun bertaraf edilmesi üretiminden daha zor. Biz bu plastik poşet kullanımını azaltmak zorundayız. Ocak ayıyla yürürlüğe girecek düzenlemede, 2019 yılında adeti düşüreceğiz, 2025 yılında 40 adete düşürerek, yüzde 90 tasarruf sağlamayı öngörüyoruz. Ayrıca cam ve pet şişeye depozito uygulaması getiriyoruz. Bunların toplanmasına ilişkin uygulama getireceğiz."
- "Cezayı 5 kat artırıyoruz"
İzmir'in Foça ilçesinde birkaç ay önce büyük bir kirlenme olduğunu, bir geminin atık bırakıp gittiğini hatırlatan Kurum, kirliliği kaldırabilmek için 1 ay uğraştıklarını, 25 milyon lira para harcadıklarını anlattı.
Atık bırakan geminin firmasına 1 milyon 600 bin lira ceza kesildiğini ve harcadıkları bedeli almak üzere süreci başlattıklarını aktaran Kurum, ayrıca suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti. Kurum, "Atıkları denize bırakanlara cezayı 5 kat artırıyoruz. 459 mavi bayraklı plajımız var, bunlarla dünya üçüncüsüyüz. Bu değerlerimizi öne çıkaracak düzenlemeler yapmamız gerekiyor. Bu düzenlemelerle birlikte mavi bayraklı plaj sayımızı artırarak dünya birinciliğine gelmek hedefindeyiz." diye konuştu.
İklim değişikliği ile mücadele konusunda da çalışmalar yaptıklarını kaydeden Kurum, buna ilişkin eylem stratejisi hazırladıklarını, sera gazı emisyonunu 2030 yılında yüzde 21 azaltmayı hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ise İzmir'in 4. devlet üniversitesi olarak 2010 yılında kurulan İzmir Katip Çelebi'nin öncelikle araştırma üniversitesi olmayı hedeflediğini kaydetti.
Köse, üniversitenin araştırma kurum kapasitesini proje, bütçe ve nitelik olarak geliştirdiğini aktardı.
Öğrenciler adına konuşan Öğrenci Konseyi Başkanı Enes Hoyladı ise öğrenci memnuniyet anketlerinde üniversitenin ön sıralara çıktığını, ancak çözülmeyi bekleyen bazı sorunların bulunduğunu dile getirdi. Hoyladı, kampüs yakınındaki Harmandalı çöplüğünün yol açtığı hava kirliliği ile kampüs yakınında açılmayı bekleyen İzban durağının bunlardan bazıları olduğunu söyledi.
Vali Erol Ayyıldız'ın da katıldığı programda, üniversiteyi dereceyle kazanan öğrencilere hediyeler verildi ve akademik ünvan alan öğretim üyeleri için biniş giyme töreni yapıldı.