Bolu'da FETÖ sanığı subaylar hakim karşısında

Örgütün "mahrem imamları"yla ankesörlü telefonla irtibat kurdukları iddiasıyla haklarında dava açılan, aralarında rütbeli subayların da bulunduğu 4'ü tutuklu 5 askeri personelin yargılanmasına başlandı

BOLU (AA) - Bolu'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 4'ü tutuklu 5 subayın yargılanmasına başlandı.

Bolu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki ilk duruşmaya, tutuklu sanıklar eski Bolu 2. Komando Tugayı Komutan Yardımcısı Kurmay Albay Ali Murat Ersöz, eski Tabur Komutanı Yarbay Bülent Gökçiçek, eski Kurmay Başkanı Yarbay Mehmet Emin Ayçiçek, açığa alınan albay İ.E.Y. ile tutuksuz sanık malulen emekli asker S.B. ve avukatları katıldı.

Kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunması sırasında sanık İ.E.Y, duruşma salonunda fenalık geçirdi. Görevli jandarmalar tarafından ilk müdahalesi yapılan sanık, adliyeye gelen sağlık ekiplerince Bolu İzzet Baysal Devlet Hastanesi Köroğlu Ünitesi Acil Servisine kaldırıldı.

Daha sonra savunmasında hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen sanık Ersöz, görev yaptığı sürede Türkiye'nin bütünlüğünü korumak için terör örgütleri ile mücadele ettiğini anlattı.

İddianamedeki bir tutanağı okuyan mahkeme başkanı, Ankara'da savcılığa gelen imzasız ihbarnamede sanığın adının FETÖ/PDY'ye üye askeri personelin listesinde geçtiğini aktardı.

Daha sonra sanıklar ile "mahrem imamlar" arasındaki ankesörlü telefon kayıtlarıyla ilgili bilirkişi raporunu da okuyan başkan, cep telefonu baz istasyonu kayıtlarına göre Ersöz'ün, mahrem imamlardan sorumlu O.D. ve yüksek rütbeli subayların "mahrem imamı" oldukları öne sürülen Nazmi Uysal, İsmail Demirli, İlhan Silahdar ve Fahrettin Talay ile hem kent merkezinde hem de ormanlık alanlar ile ilçelere giden yollarda yan yana olduğuna dair tespitlerin yer aldığını açıkladı.

Söz alan Ersöz, adı geçen şahısları daha önceden tanımadığını ileri sürerek, kendi adının geçtiği ihbar dilekçesinin içeriğini de kabul etmediğini söyledi.

Savunmasına başlanılan sanık Gökçiçek de hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Darbe teşebbüsünün yaşandığı gün Irak sınırında operasyonda olduğunu aktaran Gökçiçek, "16 Temmuz sabahında terör örgütüyle çatışmaya girdik. Hatta bir silah arkadaşımız gazi oldu. Ben, kendi ihraç olayımın darbe ile ilgili tutuklamalar ve listeler hazırlanırken yanlışlık sonucu olduğunu düşünüyorum. Belki incelenirse ihraç edilmemi isteyen yetkililerin de ihraç edilmiş olabileceği görülebilir." diye konuştu.

Gökçiçek hakkındaki bilirkişi raporunu da okuyan mahkeme başkanı, sanığın, O.D ve Nazmi Uysal ile telefon görüşmeleri olduğunu, Yusuf Yüce, İsmail Özdemirli ve Hasan Salbaş ile hem kent merkezi hem de merkeze yakın köy yolları üzerinde görüştüğünün tespit edildiğini kaydetti.

Gökçiçek, bu tespitlerin hatalı olduğunu öne sürerek, bu tür tespitlerin delil olmasını kabul etmediğini ifade etti.

Tutuklu sanık Mehmet Emin Ayçiçek ise savunmasında, askerlik mesleğine başladıktan sonra aldığı görevler ve bu görevlerde elde ettiği başarıları anlattı.

Mahkeme başkanı, Ayçiçek hakkındaki bilirkişi raporunda, sanığın farklı tarihlerde mahrem imamlar olduğu ileri sürülen Hasan Salbaş, Fahrettin Talay, Yusuf Yüce Fatih Özdemir, Caner Özarslan ve İlhan Silahdar ile yakın yerlerde bulunduğunun belirlendiğini aktardı.

Sanık Ayçiçek, bu raporu kabul etmediğini ve hakkındaki iddiaları reddettiğini dile getirdi.

- "Mahrem imam" tanık olarak dinlenildi

Savunmaların ardından sözde "Bolu'daki askeri mahrem imamlardan sorumlu müdür yardımcısı" O.D, tanık olarak dinlenildi.

Kendisinin, yeni gelen subaylarla ya hiç yüz yüze görüşmediğini ya da birkaç görüşmeden sonra ilgili mahrem imama yönlendirdiğini anlatan O.D, "Ben aldığım kişilerle çok kısa süreyle ilgilenirdim. Daha sonra yüksek subaylarla ilgilenen mahrem imamlara gönderirdim. Huzurda bulunan şahıslardan yalnızca Mehmet Emin Ayçiçek'i doğrudan tanıyorum. Onun hakkındaki beyanlarım doğrudur. Kendisini Nazmi Uysal'a yönlendirmiştim." ifadesini kullandı.

O.D, askeri personelle ilgilendikleri için ellerinde TSK'da görevli askerler hakkında çok detaylı bilgiler olduğunu da belirterek, "Bu arşivde TSK mensuplarının ilgilendiği şeyler, eğilimleri ve alışkanlıkları ile çok farklı bilgiler kayıtlıydı. Bir görüşmede Ayçiçek, birtakım askeri personelin bizde yer alan kayıtlarından talep etmişti. Ben de orada tutulan kayıtlardan istediği bilgileri kendisine iletmiştim." dedi.

Tanığın ardından söz alan sanık avukatları, müvekkillerinin tahliyelerini talep etti.

Tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar veren mahkeme heyeti, eksik hususların giderilmesi ve Nazmi Uysal ile Caner Özarslan'ın tanık olarak dinlenilmesi için duruşmayı 13 Şubat 2019'a erteledi.



Gündem Haberleri

NöroGenesis Projesi Tamamlandı: Yeni Nesil Yetkinlikler Kazanıldı
Poşet 50 kuruş oldu
Kapadokya geceye hazır: Kuş uçurtulmayacak
Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı, Genel Sekreterlik oldu
Yurt dışına Çıkış Harcı Uygulama Genel Tebliği Resmi Gazete’de