BOLU (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) Abant İzzet Baysal Üniversitesindeki (AİBÜ) yapılanmasına yönelik, haklarında dava açılan 10'u firari, 27'si tutuklu 77 akademisyenin yargılanmasına devam edildi.
Bolu Ağır Ceza Mahkemesince belediyenin nikah salonunda yapılan duruşmada, tutuksuz yargılanan eski AİBÜ Rektörü Prof. Dr. Hayri Coşkun ve eski Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahar ile bazı tutuksuz sanıklar hazır bulundu.
Duruşma, tanıkların dinlenilmesi ile devam etti.
Tanık olarak dinlenilen bir dönem Düzce Üniversitesinde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı İ.Ö, örgütün Düzce Üniversitesinde de ciddi bir yapılanma içine girdiğini belirtti.
Düzce Üniversitesine başladıktan bir süre sonra profesörlük atamasının geldiğini ifade eden İ.Ö. "Firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Ahmet Karataş, Düzce Üniversitesinden AİBÜ’ye geçtiler. Ahmet Karataş, AİBÜ Kadın Doğum Bölümünde başladığında, bölüm başkanı Bülent Duran’dı. Bana yapmış oldukları baskıyı, ona da yaptıklarını öğrendim. Bu yüzden Bülent Duran da bir süre sonra emekliye ayrılmak durumunda kaldı. Ahmet Karataş’ın militan bir yapısı vardı. Acımasız ve her türlü iftirayı atabilecek kabiliyette bir insandı." diye konuştu.
İ.Ö, tutuklu sanıklardan Arif Duran’ın örgütle doğrudan bağlantılı olduğunu ileri sürerek, "Örgütle ilişkisi olduğunu düşünüyorum. Çünkü başkası olsa bana açılan soruşturmada, soruşturmacı olarak bu işin peşine bu kadar düşmezdi. Böyle bir soruşturma için bu kadar uğraşan biri, kesinlikle o yapıya mensuptur. F-16’larda Fetullah Gülen’in parmak izini aramaya gerek yok. Bazı semptomlar açığa çıktığında, teşhise gerek yoktur. Bu nedenle Arif Duran da Ahmet Karataş da bu örgütün üyelerindendir." dedi.
- "FETÖ'ye yakın akademisyenlere fazla mesai verildi"
Bir dönem AİBÜ'de memur olarak görev yapan N.Ç. de duruşmada tanık olarak dinlenildi.
Üniversitede FETÖ/PDY'ye yakın akademisyenlere fazla mesai ücreti verildiğini söyleyen N.Ç. "Fazla mesai ücretlerini, usulsüz işlem yapan memurlara 'sus payı' olarak veriyorlardı. Yapının 'cemaat' adı altında yaptığı toplantılara katılanlara da fazla mesai ücreti verilerek motive edildiğini düşünüyorum. Daha sonra bu verdikleri parayı 'himmet' adı altında geriye aldıkları kanaatindeyim." diye konuştu.
AİBÜ'nün eski rektör yardımcılarından tanık C.T. ise ifadesinde, örgütün üniversitedeki yapılanması hakkında bilgiler verdi.
Tutuksuz sanıklardan eski rektör Hayri Coşkun’un 2014’te yeniden seçilmesinden sonra malum yapıya mensup kişilerin üniversiteye alınmasına devam edildiğini anlatan C.T, "Açılan ilanlara yapılan başvurularda, dosyası ve akademik kariyeri daha kuvvetli olan adaylar, yabancı dil sınavı ile saf dışı ediliyordu. Bu şekilde bu yapıya mensup kişilerin işe alındığına şahit oldum." dedi.
C.T, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in şahsi doktoru olduğu ileri sürülen Mehmet Yazıcı'nın Düzce Üniversitesinden AİBÜ’ye geldiğinde Kardiyoloji bölümünde 6 akademisyenin görev yaptığını anlatarak, şöyle devam etti:
"Hayri Coşkun rektör olmasına rağmen, personel alınması ve ihaleler konusunda etkisi yoktu. Üniversiteye personel alınmasına ve kimlerin alınacağına, Mehmet Yazıcı ve firari sanık Kenan Gümüştekin karar veriyordu."
- "İhraç edilen akademisyenlere ders yazıldı"
FETÖ'nün darbe girişiminin ardından bu yapıya yakın kişilerin kendi aralarında birtakım söylentiler çıkardığını ifade eden C.T, şunları kaydetti:
"15 Temmuz'dan sonra hala çalışmaya devam eden cemaat üyeleri, 14 Aralık tarihinde yeni bir darbe yapılacağı söylentisi çıkartarak, bir algı yaratmaya çalıştı. Hatta darbe teşebbüsünden bir sonraki dönemin ders programı açıklandığında KHK ile ihraç edilen akademisyenlere ders yazıldığını gördük. Sonra bu olay bir şekilde düzeltildi. Ben bunun sehven yapılan bir hata olmadığını, örgüt üyeleri tarafından bilinçli yapıldığını düşünüyorum."
Duruşmaya, diğer tanıkların dinlenmesi için ara verildi.
- İddianameden
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 72 sayfalık iddianamede, firari sanıklar Mehmet Yazıcı ve Kenan Gümüştekin'in, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan 15 yıldan 22 yıl beşer aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamede ayrıca 8'i firari, 30'u tutuklu ve aralarında Hayri Coşkun'un da bulunduğu 37'si tutuksuz 75 sanık hakkında ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan, 7 yıl 6 aydan on beşer yıla kadar hapis cezası talep edildi.
AA