Bir senedir 200 milyon borcunu ödemeyen belediye reisi kim?
Uzatmayayım, kooperatifleriyle ünlü ilçemizin belediye reisi bir yıldır bir türlü ödemediği borcunu en sonunda inkar ederek kurtulmuş. Alacaklı bana gelip olan biteni anlattı. Reisin muavininin olayın şahidi olduğunu, alacağın kesinleştiğini ve bir yıldır beklediğini…
Alacaklının ricası üzerine buradan ilan ediyorum. Alacaklı, 200 YTL’lik alacağını reis beye bağışlıyor. Hesap işlerinden alarak gönül rahatlığıyla harcayabilir. Çünkü bu alacak helal.
Ve fakat başka bir iddia daha var ki içim bulandı. Bu reis falanca gazetenin günü geçmiş promosyon kitaplarından 20 milyara yakın satın alarak bir şirinlik yapmış. Kitaplar Allah bilir depolarda çürüyordur. Falanca televizyona da başka bir şirinlik yaparak birkaç milyarla gönüllerini almış. Öyle ya arada bir TV’ye çıkıp endam etmek de gerek. Demek ki aklının yattığı yerlere gözünü kırpmadan milyarları veren reisimiz, BORÇ haline gelen küçük bir miktarı ise inkar edebiliyor.
Tercihlere saygı duymak gerekir. Bu tercihler, halka göre de olabilir, halka rağmen de. Neticesinde bu bir süreçtir, gelir gider. Verilen süreler bittiği gibi, ömür de biter…
Reise geride kalan üç yılda üstün başarılar dilerim…
Takkeli Dağ’ın eteğinde ağzımızı silecek ot ararız
Tayyip Ağa’yı bilirsiniz. Bir gün Kapu Camii’nin önünde iki üç askerin gezindiğini görür ve onları çağırır. “Hayırdır, ne ararsınız buralarda?” der. “Komutanımız şöyle şöyle bir bitki istedi, buralarda bulur muyuz diye aranırız” şeklinde halini anlatan ere, “Onu olsa olsa Takkeli Dağ’ın eteğinde bulursunuz, komutanına öyle söyle emi” der Tayyip Ağa.
Ertesi gün aynı askerler yine aranıyor ki bu sefer Tayyip Ağa’yı arıyorlar. Hayırdır aslanlarım demeye kalmıyor Ağa, asker söze giriyor, “Komutanımız çağırın o adamı, bulsun bana o otu Takkeli Dağ’ın eteğinde dedi, seni alıp götürmeye geldik” der.
Uzatmayalım, Takkeli Dağ’ın eteklerinde üç asker bir de Tayyip Ağa ot aranınken, bir tanıdık geçer aşağıdan ve bağırır Tayyip Ağa’ya, “Hayırdır, ne ararsınız burada?”
“Kapu Camisi'nin avlusunda bir halt yedik, Takkeli Dağ’ın eteğinde ağzımızı silecek ot ararız” der Tayyip Ağa…