10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde meslektaşlarımızla sabah kahvaltısında bir araya geldik. Durmuş Alagöz ağabeyle aynı masada çay yudumlama güzelliğine ererken, hem gündeme dair hem de Durmuş abinin gündemine dair sohbetin tadını çıkardık.
Tabi Doğru Yol çizgisini kaybetmeyen Durmuş abi gibi bir siyasetçi-gazetecinin, düne dair özlemlerinin olması yadsınamaz.
Hatta ‘satılık bir gazete var mı’ diye sormasından anladığımız da; bu işe heyecanının azalmadığı…
Onun gibi heyecanlı isimlerin sahada olması hepimiz için anlamlı olur.
***
Bir sürü anı biriktirmesi de doğal…
Bir de malum ‘Kandil’ günündeyiz.
Vali Namık Günel zamanında düzenledikleri ‘kandil’ programını anlattı.
Düzenleme heyetinde ‘başkan yardımcısı’ olarak bulunmuş Durmuş abi…
Vali Günel, “Bu bizim yaptığımızı onlar yapsa neler olurdu kim bilir” gibi bir cümle kurmuş.
Bir Cuma günü, Vali Günel’e “Abdestiniz var mı?” diye sormuş…
-Ne olacak…
-Cuma namazına gidelim.
Abdest almışlar, Cuma namazına gitmişler.
“Bundan başka Cuma namazına gitti mi Vali Günel bilmem, ama benimle gitti” diyor Durmuş abi.
Vali Günel’i bilenler, bu anlattıklarımın nasıl ‘fantastik’ şeyler olduğunu bilirler.
Halk ayrı, vali ayrı günler…
***
Tabi yıllar geçti bunların üstünden…
Bu ülkede ‘kandil’ kutlamanın bile yürek istediği zamanlar oldu...
“Arkadaşımızın evinde sohbet toplantısı düzenlersek, arabalarımızı ayrı ayrı yerlere koyardık” diyor bir abimiz. Allah’ın kelamının okunacağı bir sohbet düşünün.
Şimdi bu sohbetler açık hava organizasyonları olarak yapılabiliyor.
Hangi görüşte olursa olsun herkes ‘rahatça’ salon programları düzenliyor.
***
10 Ocak’ta basın çalışanlarını yalnız bırakmayan bir Valimiz var bugün…
Evet, Vali Muammer Erol, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde aramızdaydı.
Verdiği mesajlar da güzeldi…
10 Ocak’ın dünyanın her yerinde zor şartlar altında, canları pahasına görevlerini yerine getirmeye çalışan, gücünü kamuoyundan alarak, kamu yararını, düşünce ve irade özgürlüğünü her şeyin üstünde tutan gazetecilerin günü olduğunu söyledi.
***
Bizim haberimiz yok.
Meğer 10 Ocak aynı zamanda İdareciler Günü’ymüş.
Vali Erol’un esas İdareciler Günü mesajı önemliydi. Mesajdan şu bölümlerin altını çizdim:
-Mülki idare amirleri 'Halka hizmet Hakk'a hizmettir' ilkesiyle görev ifa eden, vatandaşların her türlü sorunlarını, taleplerini, ihtiyaçlarını tespit ve analiz eden, ekonomik, sosyal ve kültürel çalışmalar yapan toplum önderleridir.
-Devleti ve hükümeti temsil ederken sadece devletin varlığını, gücünü ve otoritesini değil şefkatini de temsil etmektedirler.
***
Bu alelade bir kutlama mesajı değil.
Sayın Valimiz ‘idaresi’ altındaki idarecilere, “görevlerinizi yaparken ‘sosyal ve kültürel çalışmalar yapan toplum önderleri’ de olmalısınız” diyor.
Onlardan devletin şefkatini göstermelerini istiyor.
Böyle idarecilere can kurban...
***
Sayın Vali’nin işaretleri son derece önemli.
O’nun sözlerine sadece kulak kabartan değil yüreğini de koyan idareciler olursa, şehirlerimizi daha ileri noktalara taşımak için başka gereçlere ihtiyaç kalmaz.
Günleri vesile ederek anlamlı işlere işaret buyuran Valimize teşekkür ediyoruz.
***
‘Korkutan idareden’ ‘sevdiren idareye’ gelmemiz kolay olmadı.
Bunların kıymetini de bilmemiz gerekiyor, değil mi Durmuş abi?