Birileri Sırıstat sokaklarında bir anket çalışması yapsa, "Recep Konuk kimdir?” sorusunu sorsa, hemşehrilerimden oybirliğiyle gelecek yanıtın, "Soy köklerinin bir bölümü Koçaş'a ulaşan Bozkır Beyi’ni kim tanımaz" olacağını biliyorum. Bozkırlarda tüm güçlükleri aşarak inanılmazı başaran Recep Konuk, son yıllarda ekonomiye en büyük katma değer sağlayan, ülkenin şeker politikasına yön veren bir isim oldu. Bozkirinsesi.Com’da onun başarılarını kaleme almaya başlarsak sayfalarca yazı ve yüzlerce fotoğraf kullanmamız gerekir.
Bu Bozkır Beyi’ni Çumra Belediye Başkanlığı döneminden beri tanırım. Konya Şeker Fabrikası’nın yönetim sorumluluğunu aldıktan sonra ekibiyle altına imza attığı başarılar ortada. Borç yükü altında inleyen bir fabrikayı düzlüğe çıkarıp bağrından “Çoban Yıldızı gibi doğan, güneş gibi parlayan” Çumra Şeker Fabrikası’nı çıkardı. Başarıları bununla da bitmedi. Onlarca proje ile çiftçinin yüzünü güldürdü, güldürmeye de devam edecek. Recep Konuk, önümüzdeki yıl Kasım ayında yapılacak genel seçimlerde fırtına gibi esecek gözüküyor. Bu konudaki düşüncelerinin minik bir bölümü geçtiğimiz hafta Konya’da yayınlanan Konya Postası Gazetesi’nde gündeme taşındı. Soru net. “Sayın Konuk, milletvekilliği düşünüyor musunuz?”. Bozkır Beyi Recep Konuk’un cevabı açık, seçik…
“Mütevazı olmayacağım. Ben ticareti biliyorum. İdarecilik yaptım. Bir sivil toplum örgütünü bir şekilde bir yere götürüyorum. Nasıl götürdüğümü kamuoyu çok iyi biliyor. Kendimize göre birikimlerimiz var. Eğer bu birikimi ülkenin bir başka bölümünde, bu ülkeye hizmette kullanımda değerlendirebileceğim farklı bir argüman, birikimin fayda verebileceği bir alan olursa bunu kullanırım. Çok net söylüyorum. Bu birikim bir işe yarayacaksa ülkem için kullanırım. Bunun adı A Partisidir, B Partisidir, C Partisidir diye bir kaygı taşımıyorum. Yaptığımız işler, kurduğumuz temaslar, bugüne kadarki çalışma alanlarımızda bunun böyle olduğunu gösteriyor. Kimseye de soğuk falan değilim. Ben herkesle görüşüyorum. Sayın Ağar’la da görüşüyorum. Sayın Bahçeli’yle de görüşüyorum. Sayın Başbakanla da görüşüyorum. Böyle bir kuruluşun başında olan biri olarak birileriyle görüşmemeyi de doğru bulmuyorum. Ben Sayın Baykal ile de görüşüyorum. Herkesle ilişkim var. Kaldı ki, dev bir sektörü yürütüyoruz. Sadece kurulu kapasitesi 3 milyar dolardır olan bir sektörü temsil edeceksiniz, sonrada şu veya bu kaygıyla veya kaygıdan dolayı, veya şöyle zannedilecek, böyle düşünülecek diye birileriyle görüşmeyeceksiniz. Böyle bir şey olmaz. Bilmiyorum siyaset ilerde ne olacak? Ama bugünden planlanmış bir hesabın içinde değilim. Bizim şimdiden yapılmış bir planımız yok. Yani olmazsa olmaz diye bir şey söz konusu değil. Ancak, ülke için böyle bir görev istenirse her zaman olduğu gibi taşın altına elimizi değil, gövdemizi sokarız.”
Bozkır Beyi Recep Konuk’un mesajı tüm çıplaklığıyla ortada. O, bugünkü konumunda kendine dar gelmeye başlayan giysisini değiştirmek istiyor. Bence bu düşüncesinde de başarılı olacak. Bazı siyaset ağalarının, “Aman bize gelmesin, yerimizden etmesin” kuşkusunda olsa da, olmasa da… Bu coğrafyada Recep Konuk’u safına çeken yarışı rahat kazanır gibi geliyor bana. Üreticilerle yaren olan Bozkır Beyi, bağımsız aday olsa bile TBMM’ye gider. Yolu açık olsun, gitsin. Bozkır Beyi’ne de bu yakışır.