37-38 derece kuzey enlemi, 32-33 derece doğu boylamı arasından yer alan, denizden 1162 metre yükseklikte 1949 kilometrekarelik bir yüz ölçüme sahip Bozkırda demokrasi kültürü yerleşmeye başladı. Karasal iklim ile Akdeniz iklimi arasında geçiş iklimi özelliklerinin etkili olduğu Bozkırda bu günlerde bereketin habercisi baharın tüm güzellikleri göz kamaştırırken, siyaset sahnesinde de yeni gelişmeler yaşanıyor. AK Parti kadroları sayesinde Bozkırlı huzurunda bir değil beş milletvekili birden görüyor. Hemşehrilerimizin kenetlenmesinin devam etmesi Konyanın tüm vekillerinin Bozkıra hadim olacağının işaretlerini veriyor. Hafta sonunu Kemal Soylunun sahibi olduğu Flaş Dergisi yazı ailesinden gazeteci Ali Demir ile birlikte Bozkırda geçirdik. İlçenin doğal güzelliklerinin görüntülerini kayda geçirirken Ak Parti 3. Genişletilmiş Divan Toplantısının bir bölümünü de izledik. Belediye Düğün Salonunda 3 saat süren toplantıda Ak Partinin İlçe ve Belde örgütü yöneticileri, Belediye Başkanları, Belediye Meclis ve İl Genel Meclisi üyeleri milletvekilleri Muharrem Candan, Harun Tüfekçi, Orhan Erdem, Kerim Özkul ve Halil Ürüne çözülmesi gereken sorunlarını aktardı. Ak Parti Bozkır İlçe Başkanı Memduh Çelmeli, İl Yönetim Kurulu Üyeleri Ethem Öztoklu, Faruk Düğen ve Teşkilat Başkanı İsmail Sahardan oluşan divan üyeleri sorunların çözümü için 14 milletvekilinin tek yumruk olduğunu ve çalışmaların sürdürüleceğini açıkladı. Bozkırdan sorumlu milletvekili Muharrem Candan, ilçeye yapılanları ve devletin gücü ölçüsünde yapılacak olan hizmetleri açıkladı. Candan, Bozkırın en acil sorunlarının başında köylere içme suyu taşınan asbestli boruların değiştirilmesi ve Çarşamba Çayına karışan kanalizasyon atıklarının arıtılması geliyor. Bu iki konuda yeni projeler üretiyoruz. Bayındırlık Bakanlığı uzmanlarının çalışmaları bitmek üzere. Devletin gücü ölçüsünde sorunları çözmeye gayret gösteriyoruz. Bozkırlıların sorunlarının çözümü için haklarını demokratik yöntemlerle aramasının ülkeye örnek olmasını diliyorum diye konuştu. Sorunların çözülmesi için Ak Parti İlçe Başkanı Memduh Çelmeli başkanlığında sık sık toplantılar yapılmalı, fikir fırtınaları estirilecek bu düzenli buluşmalara Bozkır Merkez ve Çağlayan, Dere, Harmanpınar, Hamzalar, Üçpınar, Hisarlık, Dereiçi, Sorkun, Sarıoğlan ve Söğüt Beldesi Belediye Başkanları, 40 köyümüzün muhtarlarının katılımları sağlanmalı. *** Vefa nedir? Yalnızlığımızın son buluşu mu, renk karmaşasının çözülümü mü, yoksa İstanbulda bir semt mi? Çeyrek asır sahte gülücükler dağıtan yüzler, sonu bir türlü gelmeyen yapay dostluk oyunları ve romantik düşlerle kaybettiğim onca zaman kahrediyor beni. Sanki bir hançer gibi yüreğimde Türkçe sevdalara meydan okuyor. Ve zaman akıp geçiyor, giden gidiyor. Ruhumun derinliklerinde gizlediğim geri dönüş sepeti daha kaç fakiri tarihe gömecek? Son günlerde atışmalar iftiraya, kardeşlik ise düşmanlığa sürükleniyor. Allah aşkına neler oluyor böyle? Birileri egolarını tatmin edecek diye geçmişe saygı ve sadakat bu kadar mı ayaklar altına alınır? Düşünün ki bir Bozkır habercisi, canını ortaya koymuş, yeri gelmiş ailesiyle vedalaşmış, geleceğinden vazgeçmiş ve fakat gün gelmiş istenmeyen adam olmuş. Dürüst ve fedakâr olduğu mu, yoksa yalnızca bu ülkeyi, bu şehri, mesleğini ve davasını düşündüğü için mi? Şimdi ne yapıyor acaba? Yaşadıkları onurlu geçmişin izleri bir hayal kırıklığına dönüşmüş müdür? Arayan yok, soran yok... Fikirleri rantiye düzenine karşı duruş gibi değerlendiriliyor. Oysa, bilmedikleri bir şey var ki, düzen onların ideallerine karşı duruyor. İdealizm kişilerin ortaya koyduğu bir çerçevede değerlendirilemez. Tarihi perspektif doğrultusunda oluşur ve mevcut durum karşısında uyarlanabilir. Bir anlamda vizyon değişse de misyon asla değişmez. Peki ne değişti de Bozkır habercisi yaşamdan koparılmaya çalışılıyor? Daha evvelden yaşadıkları o günde mi kaldı? Kimse düşünmüyor mu? Aklınıza hiç mi gelmiyor? Ancak galiba onları yaşayanlar anlayabilir. Şimdi birilerine, tarihe atıfta bulunmak kolay. Ya onu yaşamak? Hepsinden daha onurlu ve vazgeçilmez değil mi? Şehr- i Konya da yanlış yönlenmeler sonucu, bir o yana bir bu yana gidip geliyoruz. Birileri yazıyor, birileri de söylüyor. Geçmişe sımsıkı bağlı olsak böyle mi olurdu. Bozkırlardan bir ışık yakıp geleceği aydınlatsak bugünlerde üzerimizde gezinen karanlığı aydınlatamaz mıydık? Ben ne diyorum ki... Hiç işte, sadece öğrendiğim vefayı sorguluyorum. Lakin anladım ki ortada ne vefa var, ne de geçmişe saygı.