Bozkırlı’nın çaktığı çiviyi,
bin kişi sökebilir mi?
Hafta sonu bin beş yüzü aşkın Bozkırlı, Konya Bozkırlılar Derneği’nin düzenlediği “Bahar Şöleni”nde bir araya geldi, Bozkır folklor ekibinin sergilediği oyunlar ve türküler eşliğinde hoşça vakit geçirdi. Konya Bozkırlılar Derneği Yönetim Kurulu üyeleri, çalışmalarını siyaset üstü yürüttüklerine vurgu yaparken, önümüzdeki aylarda “Bozkır” konulu bir bilimsel toplantının hazırlıklarına başladıklarını duyurdu. Üyesi bulunduğum derneğimizin kusursuz organizasyonu, yeni toplumsal projelerin yürütüleceğinin habercisi oldu. Emek verenlere, şölene katılan hemşerilerimize yürekten teşekkür borçluyuz.
Çat (Çağlayan)’ta doğan, Bozkır’da büyüyen, soy köklerinden kopmayan bir Bozkırlı olarak bu şölende hemşerilerimin arasındaydım. Coğrafyasında 56 bin, ülke genelinde 800 bini aşkın nüfusu bulunan Bozkır İlçesi’nin Karacahisar Köyü’nden doğarak Konya Ovası’nın hayat kaynaklarından Apa Barajı’na ulaşan 70 kilometre uzunluğundaki Çarşamba Çayı, Karacahisar Köyü başta olmak üzere Sorkun, Dere, Çağlayan Beldeleri ile Bozkır İlçesi’nin evsel ve endüstriyel atıklarıyla kirleniyor. Eşi Hacer Katırcı ile birlikte yürüttüğü hizmetlerle 7’den 70’e bütün Bozkırlıların yüreklerinde silinmeyecek sevgi izleri bırakan 1840 yılında ilçe olan Bozkır’ın Kaymakamı kibarlık abidesi Ali Katırcı beyle hasret giderdik. Sayın Katırcı, doğası “Karadeniz Bölgesi” güzelliğinde, mahrumiyeti “Doğu Anadolu Bölgesi”ni aratmayacak çetinlikte olan Bozkır’ın Toros Dağları’nın en yüksek kısımlarındaki geniş ve yüksek yaylalarına sahip bulunduğunu, Çumra İlçesi’ndeki tarım alanlarına can veren Apa Barajı’na su sağlayan Çarşamba Çayı’nın evsel ve endüstriyel atıklarla kirlendiğine dikkat çekti.
Katırcı, Çarşamba Çayı’nın kirlilikten kurtarılması için yerel imkanlarla Sorkun, Dere, Çağlayan ve Bozkır Belediyeleri’nin ortak proje yürüttüklerini kaydederken, “Toros Dağları’nın zirvelerinden Çumra’ya kadar 70 kilometre uzunluğundaki bölgeye doğal güzellik katan ve bitki dokusuna yaşam olanağı sağlayan Çarşamba Çayı’nı kirlilikten kurtarıp mavi çay haline getirebilmek için çalışmalar yapıyoruz. Bölgeyi turizme açabilmek için suyun kirlilikten kurtarılması gerekiyor. Yerel yönetimlerimizin kanalizasyon ve arıtma tesislerinin yapılmasına gücü yetmeyecek gibi gözüküyor. Çarşamba Çayı’nı, dolayısıyla Apa Barajı’nı kirliliğin pençesin çıkarıp ekolojik dengeyi koruyabilmek ve yok olan kuş nesli ile doğal yaşamı yeniden yaratabilmek için sayın Valimiz A. Osman Çelebioğlu’nun, İl Genel Meclisi üyelerimizin ve Çevre Bakanlığı’nın desteklerini bekliyoruz. Milletvekillerimizin hepsinin, yerel ve il siyasetçilerimizin de çalışmalarımıza güç vermelerini istiyoruz” diye konuştu.
Bozkır’ın çetin coğrafyasına hizmet üretmek için tüm kamu kaynaklarını seferber eden Kaymakam Ali Katırcı beyin sesine kulak verilmesi gerekiyor… Sayın Valimize Bozkır’a yaptığı ziyarette sunulan brifingin ağırlığının bu noktaya yoğunlaştığını biliyorum. Kendisi, Konya’nın tüm sorunlarının çözümü için ter dökmeye başladı. Yazının girişinde vurguladığım gibi “Şehr-i Konya”da ve ülkemizin başta Ankara olmak üzere önemli kentlerinde 800 bini aşkın Bozkırlı yaşıyor. Siyasette, ticarette, sanayide, üniversitelerde ve bürokraside “vip” hizmet üreten, başarılarını ölümsüzleştiren çok sayıda ismimiz var. “Bahar Şöleni”nde Memleket’te birlikte yazdığımız Mustafa Azılıoğlu ve İsmail Detseli de el ele, gönül gönüle vererek Çarşamba Çayı’nı kirlikten kurtaracağımızı seslendirdi. Hatta İsmail Detseli ağabey bu buluşmadan 12 saat önce yazdığı “Bozkır” şiirini okurken katılımcılardan hakkı olan alkışları aldı. Sayın Detseli’nin şiirini köşesinde yayınlamasını bekliyoruz.
Bozkırlı doğduğu toprakların dışında tek yürek ve tek bilek olarak önlerindeki engelleri aşmıyor mu? Aşıyor... Öyle bir aşıyor ki, bir Bozkırlı’nın çaktığı çiviyi bin kişi sökemiyor. Tablo böyle iken ne yapmamız gerekiyor? Bulunduğumuz yerdeki yetkililere, siyasilere ve bürokratlara baskı yapmaya ve yaptırmaya zorunluyuz. Çünkü, Konya Ovası’nda ve Bozkır’da, başka Çarşamba Çayı yok….