İSTANBUL (AA) - Vücudundaki 20 yıldır yüksek düzeydeki üre nedeniyle tat alma duyusu azalan ve "susarım" endişesiyle her türlü tatlıdan uzak dur Fadime Karagöz, kadavradan bağışlanan böbrek nakliyle diyaliz tedavisinden kurtuldu.
Konuya ilişkin açıklamaya göre, İzmit'te 75 yaşında beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin böbreği, Sivas'ta yaşayan 51 yaşındaki Karagöz'e İstanbul'da Acıbadem International Hastanesi'nde Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. İbrahim Berber ve ekibi tarafından gerçekleştirilen operasyonla nakledildi.
Bundan 20 yıl önce hipertansiyon nedeniyle böbrekleri iflas eden, haftanın 3 günü diyaliz tedavisine giden 4 çocuk annesi Fadime Karagöz, diyaliz tedavisinin 4 saat sürdüğünü anımsatarak, şunları kaydetti:
"Eğer bir saat sonraki uçakta yer olmasaydı, bu böbreğin bana takılması mümkün olamayacaktı, çünkü diğer sefer ancak akşam saatindeydi ve ben de nakil için geç kalmış olacaktım. O günü adeta bitap halde yatıyordum. Ertesi gün tam kendimi toparlarken bu kez de ertesi gün göreceğim diyaliz tedavisinin hazırlığı başlıyordu. Dile kolay tam 20 yılım adeta kabus gibi geçti. Bayram nedir, seyran nedir, bilemedim. Bu bayram, benim bayramım olacak, hem sağlığıma kavuştum hem de bugüne kadar reddettiğim tatlı ikramlarını eşim dostumla birlikte yiyebileceğim. Böbrek naklinden sonra sanki yeniden dünyaya gelmiş gibiyim."
- "Böbrek bekleyen yaklaşık 25 bin hasta var"
Doç. Dr. İbrahim Berber de Fadime Karagöz'ün hayatının kadavra bağışı sayesinde kurtulduğuna işaret etti.
Kadavra bağışının Türkiye'de çok az olduğunu vurgulayan Berber, "Türkiye'de böbrek bekleyen yaklaşık 25 bin hasta var. Maalesef bunların çok azına böbrek nakli yapılabiliyor. Çünkü ülkemizde organ bağışı yetersiz olduğu için nakillerin ancak yüzde 20’si kadavradan alınabiliyor, diğer yüzde 80'i ise canlı vericiden. Sapasağlam insanlar yakınlarını kurtarmak için bir böbreğini vermek zorunda kalıyorlar. Oysa yurt dışında bu nakillerin yüzde 80'i organ bağışı sayesinde kadavradan alınıyor" dedi.