IRAK Bölgesel Kürt Yönetimi’nin 25 Eylül’deki bağımsızlık referandumunun öncesi yaşananları hep birlikte izledik. Süreç gergindi Barzani kimseyi dinlemedi referandum yapıldı. Önce Irak, sonrada Türkiye, referandumun gayrimeşru, kanunsuz, hükümsüz olduğunu açıkladılar. Ardından 'Bir gece Ansızın gelebiliriz' açıklamalarını hepimiz dinledik.
Türkiye olarak referandumu bölgede 2. bir İsrail’in kurulması olarak gördük. Irak yönetimi Barzani’ye geri adım atması için 15 Ekim’e kadar süre tanıdı. sonrada operasyon düzenledi. Ciddi bir direnişle karşılaşmadan Kerkük tekrar Bağdat'ın kontrolüne geçti.
Herkes bu olanları dikkatlice izlerken, birçoğumuz bunları günübirlik uygulamalar olarak gördük. Bunların İngiltere’nin 100 sene önceye uzanan bölgeyi parçalama planı olarak göremedik.
Sayın Cumhurbaşkanımız “Barzani’den bunu beklemiyorduk” bize ihanet etti bizi kandırdı dedi. Hâlbuki Kürdistan fikri dedesine kadar uzanıyordu. buda gözden kaçan en önemli detaydı.
Olayları günübirlik düşünmek, kuklalara takılıp kalmak bu olayların çözümünü de o derece zorlaştırırdı.
Batı, Müslümanları savaş meydanlarında yenemeyeceğini biliyordu. Omun içinde Emperyal emellerini artırdı. Türkiye ve İslam dünyasını çeşitli alanlarda kontrol etmeye çalıştı. Entrikalarla bölmeye, birbirine düşürmeye girişti. bugünkü gelişmeler de bunun bir uzantısıydı. Maalesef bunu bile anlamakta zorluk çektik.
Şu an Türkiye’de kimse İran’ın Bağdat'ın etkinliğini artırmasını görmüyor. Türkiye hala Peşmerge ve Bağdat arasında bir tercih de yapamıyor. Şu an söylenen tek şey, Barzani kendi etti ve kendi buldu sözü.
Irak’ta zor bir süreç başlıyor. Dikkat ediyor musunuz? Oyunlar hep İslam dünyası üzerine. Bu coğrafya acıların merkezinde. ABD zaaflarımızdan faydalanarak İslam ülkelerini terörün merkezi haline getirdi, onları birbirine düşürdü.
Eksikliğimiz eğitimsizlik! Eksikliğimiz İslam kardeşliği, Eksikliğimiz Tarihimizin cahili olmamız.
Türkiye ve İslam dünyası oluşturacağı kaliteli eğitimle yeni nesillere dünyada oynanan oyunları, dostumuzu, düşmanımızı tanıtmalı; dış etkilere karşı kalıcı bir savunma refleksi oluşturmalıydık Maalesef bunu da beceremedik
Toplumumuzun tuzaklara düşmeyeceği “yüksek bir şuur” kazandırılmalıydı yapamadık.
Bunlar niye hep bizim başımıza geliyor dersiniz?
Topluma değerlerimizi savunma fikrini alıştıramadığımızdan, bir FETÖ tehlikesini bile 50 sene sonra ancak görebilmemizden
O kadar ipucuna rağmen toplum ve yöneticilerimiz FETÖ’ye uzun süre aldandığımızdan aldanmayanlara da inanmadığımızdan.
FETÖ “Başörtüsü teferruattır. Dinler arası diyalog derken DİYANET SUSTU Kutlu doğum haftası diyerek FETÖ nün doğum gününü tüm ülkemize kutlatılırken Diyanet alet olmaktan başka hiç bir şey yapmadı. Kendisini uyaranlara da Akıl tutulması yaşıyorsunuz diyerek ciddiye bile almadı.
FETÖ başı Türkiye Cumhuriyetinin seçilmiş başbakanına olmadık sözler söylerken seçmeni sustu mahkemeler sustu. Meşru bir hükümeti yıkma girişiminde bulunurken, “Bu cesareti nereden alıyorsun?” denilmeliydi diyemedik.
Darbecilere övgüler düzerken “Çizmeyi aşma!” cevabını veremedik. FETÖ’nün hızla yükselişi sorgulanmalıydı, sorgulayamadık.
Çok kızgınım, bu yazacaklarımı hata yapmamak için Yazmayacağım demiştim ancak sözümü tutamayacağım. sinirlerime hakim olacağım kısaca yazacağım,
Üniversite sınavında TARİH sorularından herkes sorumlu olmayacak, soruların sayısı azaltılacak, sadece Tarih bölümünü seçenler bu soruları cevaplayacakmış.
İlk duyduğumda bu bilgiye inanmadım, gerçekleri öğrenince de sadece Yuh dedim.
Her şeyle ilgilenen Tarihi filimler ve diziler yaptırarak bu milletin Tarih şuuru almasına katkı sağlayan sayın Cumhurbaşkanım;
Bu kararı her kim almışsa, Allah aşkına olaya el koyun. bu yanlıştan dönsünler. Çünkü buda bir FETÖ projesidir. Bu milletin evlatlarının tarihini öğrenmesinden rahatsız olanların ekmeğine yağ sürmeyin.
Tarihini bilmeyen toplum, yok olmaya mahkumdur.